Fenerbahçe - Galatasaray derbisinden sonra eleştiri yağdı! 'Ne izledik biz? Derbiden avantajlı çıkan taraf...'

Süper Lig'in 18. haftası dev bir maça ev sahipliği yaptı. Fenerbahçe sahasında ezeli rakibi Galatasaray'ı ağırladı. 43'er puanla zirve mücadelesini sürdüren iki ekip de galibiyet peşindeydi. Fenerbahçe seyircisinin önünde 3 puanı alarak zirve yarışında avantaj sağlamak, Galatasaray ise deplasmanda alınacak 3 puan ile ezeli rakibini şampiyonluk yarışında geçme hedefindeydi.

İSMAİL KARTAL’DAN İLK 11’DE 4 DEĞİŞİKLİK

Fenerbahçe Teknik Direktörü İsmail Kartal, ligin 17’nci haftasındaki Kayserispor maçının 11’ine göre 4 değişiklik yaptı. Tecrübeli teknik adam; Serdar Aziz’in yerine Oosterwolde’ye, Fred yerine İrfan Can’a, İsmail Yüksek’in yerine Crespo’ya, Batshuayi yerine ise Dzeko’ya görev verdi. Kartal, Galatasaray maçına şu 11’le çıktı: “Livakovic, Osayi-Samuel, Djiku, Oosterwolde, Ferdi, Crespo, İrfan Can Kahveci, Szaymanski, Cengiz Ünder, Tadic, Dzeko.'

OKAN BURUK’UN DERBİ 11’İ

Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk, Süper Lig’in 17’nci haftasında 1-0 kazandıkları Fatih Karagümrük maçının ilk 11’inde tek değişiklik yaparak takımını sahaya sürdü. Buruk, kalede Günay Güvenç yerine sarı kart cezasını tamamlayan Fernando Muslera’yı tercih etti. Tecrübeli teknik adam, savunma dörtlüsünü Sacha Boey, Abdülkerim Bardakcı, Victor Nelsson ve Barış Alper Yılmaz’dan oluşturdu. Orta sahada Lucas Torreira ve Kerem Demirbay’a şans veren Buruk, hücum hattının sağında Hakim Ziyech, ortasında Dries Mertens, solunda ise Kerem Aktürkoğlu’nu görevlendirdi. Okan Buruk’un gol yollarındaki tercihi ise Mauro Icardi oldu.

DERBİ BAŞLADIĞI GİBİ BİTTİ!

Yüksek faul sayılarıyla oynanan, gerilimin tavan yaptığı Kadıköy'deki derbide iki takım da temkinli oynadı. Mücadeleden gol sesi çıkmazken karşılaşma başladığı gibi golsüz sona erdi. Böylece iki ekip de aldığı 1'er puanla, puanını 44'e yükseltti.

F.BAHÇE’DE 1, G.SARAY’DA 2 SARI KART CEZALISI

Fenerbahçe'nin Galatasaray'ı konuk ettiği maçın 74'üncü dakikasında sarı kart gören İrfan Can Kahveci, cezalı duruma düştü. İrfan Can, Fenerbahçe'nin Süper Lig'in 19'uncu haftasında oynayacağı İstanbulspor maçında forma giyemeyecek. Galatasaray'da ise mücadelenin 64'üncü dakikasında sarı kart gören Torreira ve 72'nci dakikada sarı kart gören Sacha Boey cezalı duruma düştü. İki futbolcu Konyaspor ile oynanacak karşılaşmada takımını yalnız bırakacak.

Fanatik yazarları zirve için son derece kritik olan ama golsüz sona eren Fenerbahçe – Galatasaray derbisini köşe yazılarında değerlendirdi. İşte çok konuşulacak o yazıları;

NE İZLEDİK BİZ? - SERKAN AKCAN

Ülke futbolunun en değerli maçlarının başında gelen bu büyük derbi futbol kuraklığının geldiği boyutun göstergesiydi. İlk yarım saatte top tam 20 kez taça çıktı, Arda Kardeşler 16 kez faul düdüğü çaldı, taraflar ‘0’ korner kullandı. Yani yüksek yoğunluklu fiziksel mücadele, bolca stres ve keyifsiz bir derbi izledik. Gol beklentisi sıfıra yakın seyrederken, 35 dakikada ‘0’ isabetli şut, 3 kez de şut denemesi vardı.

Oyunun üçte birlik bölümü kalan süreye ışık tutuyormuş da haberimiz yokmuş. 90 dakika sonunda tam 45 faul oldu, 55 kez top taça çıktı, pas yüzdesi 70’te kaldı, ilk isabetli şut 70. dakikada atıldı. İki taraf da kendi solundan hücum etmeyi tercih etti. Cengiz Ünder’in olduğu kanatta Barış Alper’in fizik üstünlüğü fazlasıyla dikkat çekti. Ziyech’in geri koşu zaafı da Fenerbahçe’yi Ferdi ve Tadiç’in koridorunda cesaretlendirdi.

AVANTAJ GALATASARAY’DA

İrfan Can Kahveci en son ne zaman 8 numarada oynamıştı, sanırım kendisi bile hatırlamıyor olabilir. O bölgenin sıcak oyuncusu İsmail Yüksek varken Cengiz’e yer açmak için İrfan Can’ı merkeze çekmek Fenerbahçe’yi düzeninin dışına çıkardı sağ kulvarı tıkandı. Cengiz’in Kayseri performansına aldanan İsmail Kartal buna 45 dakika dayanabildi. Bu beraberlik belki Fred’in yokluğu düşünüldüğünde Fenerbahçe için kötü günün kârı gibi görülebilir. Ama kim kazançlı çıktı derseniz, ligin ikinci yarısındaki fikstür avantajı düşünüldüğünde kesinlikle Galatasaray.

KAYBETME KORKUSU VE FRED - FAİK ÇETİNER

İsmail Kartal’ın, Cengiz Ünder ve İrfan Can Kahveci’yi birlikte sahaya sürüp, İsmail Yüksek’i kulübeye çekişi, bize ilk 11 sürprizi gibi geldi. Bu 11 yüzünden Fenerbahçe müthiş tribün desteğine rağmen bir devreyi çöpe attı. Maç başladı, iki tarafında birbirinden korkarak, kontrollü oynadığını gördük. Kaybetme korkusu, futbolu olumsuz yönde etkiledi. Fred’in yokluğunda, İrfan Can orta sahaya, Cengiz Ünder kanada geçmişti. Tadic’in, Szymanski’nin ve Crespo’nun olumlu katkıları olmayınca, Fenerbahçe ofansif futbolu beceremedi. Kanat bindirmeleri de rafa kalkınca ilk 45 dakikada pozisyon bile bulamadı. İsmail Kartal ilk 45 dakikayı boşa harcadığını fark edip, devre arası hamlesini yaptı. Cengiz’i dışarı alıp İsmail’i sahaya sürdü.

FENER ADINA DÜŞÜNDÜRÜCÜ

İsmail orta sahaya İrfan Can Kahveci sağ kanada geçti. Bu değişiklik bile Fenerbahçe’nin rakip kaleye gidişini kolaylaştırdı. Ancak gördük ki, Fred olmayınca Fenerbahçe’nin etkili futbol oynaması, kazanması zorlaşıyor. Bir futbolcunun bu kadar aranıyor olması Fenerbahçe adına düşündürücü. Bu arada lider futbolcu denilen Tadic’in önemli maçlarda sahne almayışı da bir başka soru işareti. İlerleyen yaşına rağmen sahada özveri ile oynayan Dzeko’yu da golsüz geçtiği maça rağmen fazlaca eleştiremeyiz. Bu beraberlik Galatasaray’ı üzmez, sevindirir. Ezeli rakibini deviremeyen Fenerbahçe ise beraberliğe değil, şimdilik sürdürdüğü liderliğe sevinebilir.

FUTBOL ZEVKİNİ ÖLDÜRÜYORLAR - ERMAN ÖZGÜR

Kadro kalitelerine bakınca iyi futbol bekleyen herkes ilk yarı sonunda hayal kırıklığı yaşadı. İki tarafın oyuncuları o kadar top rakipteyken kısmına konsantre olmuştu ki, 10 pas yapan 1 gol atmış sayılsa yine de ilk yarı berabere biterdi. Buna bir de Arda Kardeşler’in her pozisyona faul çalarak kontrolü kaybetmeme çabası eklenince ismi büyük derbide oynanan oyun iki taraf için de pozisyon getirmedi. 2. yarıya İsmail Yüksel ile başlayıp İrfan Can’ı sağa gönderen Fenerbahçe az da olsa ilk yarıdaki oyunun üstüne çıktı. İsmail sürekli beklerin arkasına koşular yaparak takımının rakip kaleye gitmesini sağladı. Ancak 2 takımında bu maçları çözebilecek İcardi, Dzeko, Kerem ya da Szymanski gibi yıldızları markajdan kurtulup devreye giremediler. Ziyech, Szymanski, King ve İcardi denemeleri başarısız olunca futbol maçından çok sinir harbini andıran derbi oyunun hakkı bir skorla bitti.

YETER Kİ KAYBETMEYELİM...

Bana göre Galatasaray deplasmanda beraberliğe özellikle 2. maçın içerde şampiyonluk için belirleyici olma ihtimali yüksekken çok üzülmeyen tarafı olduğunu düşünüyorum. Fenerbahçe ise olumlu tarafından bakarsak hataya çok müsait stoperlerle bu derbiyi puan alarak tamamladığına memnun olabilir. Fakat biz futbolseverler için bu oynanan oyundan memnun olmak imkansız. Bizim futbolumuzu değerli kılacak şey futbolcuların yaptığı işten keyif alması ve bu maçları bir şölene çevirmesi olmalıyken, yeter ki kaybetmeyelime konsantre edilen kaliteli oyuncular futbol zevkimizi de öldürüyorlar.

MAÇ BİTTİ! İYİ UYKULAR TÜRKİYE! - CEM DİZDAR

Anlatıya bakarsanız, ‘’Dünya derbisi’’! İnanmak isteyen inanır, kimse karışamaz. İlk devrenin önemli iki istatistiği sanırım ‘’topla oynama’’ ile ‘’top kaybı olmalı’’. Galatasaray topla oynadı ikisi de topu birbirine kaybetti. Ama değişmez bir şey vardı sahada; hakeme itiraz! Gol atmaya oynamayan daha çok hakemi etki altına almaya çalışan bir tarzdaydı iki takım da. Fenerbahçe için belki maçı ikinci devreye taşıma planı geçerliydi ama o kadar insan oraya bunu izlemek için gelmiş olamazdı! Bu oyunsuz oyunda deplasman takımı olarak Galatasaray yine de aradı durdu. Özellikle arkadan öne gönderilen Barış Alper Yılmaz zaman zaman ciddi zorlamalarda bulunduysa da maç vasatın altında kalmayı aşamadı.

Fenerbahçe iki devreye ele alınamayan orta sahayı kontrol etmek için ilk yarının görünmezlerinden Cengiz Ünder yerine İsmail Yüksek’i alarak başladı. Ve en etkili Fenerbahçe atağını 61. dakikada İsmail örgütledi… Ardından bu ‘’hissiz’’ karşılaşmada Fenerbahçe yavaş yavaş çeşitli pozisyonlarla etkisini hissettirmeye başladı. Lakin Galatasaray oyunun akmasına izin vermeyen tarzında ısrar edince gol çıkmadı. Neticede oyun o kadar düşüktü ki Fenerbahçe’nin en iyisi görünen Ferdi Kadıoğlu dahi ortaya çıkamadı.

’Süper Kupa’’ öncesi resmi olarak maç olan ancak futbolu olmayan bir karşılaşma izlettiler hepimize. Rakip oyuncuların bariz hatasını kollayan bu yavan oyun anlayışı için iki teknik adamı da özel olarak tebrik etmek gerek! Ülkenin ‘’en değerli’’ maçı ancak bu kadar sıradanlaştırılabilir. Yaşasın ülke futbolunu bilen ‘’yerli teknik adamlar’’! Maç bitimi ‘’Tam bir taktik mücadelesiydi’’ dendi muhtemel gece boyunca ‘’strateji uzmanları’’ndan kora kor bir maç izlediğinizi dinlediniz... Ancak ligin bu en değerli maçının bitiminde bulabildiğim en doğru ifade, ‘’İyi uykular Türkiye’’ oldu. İyi sabahlar herkese…

EN SAĞIR DERBİ! - TUNÇ KAYACI

Kadiköy’de maç öncesi muhabir arkadaşlarımızın verdiği muhtemel kadrolar aynen tuttu ama teknik adamların sahaya sürdüğü 11’ler ilk yarıda üretkenlik açısından çok zorlandığını gördük. Aslında ofansif gözüken oyuncular savunmadaki markajı aşamadı çünkü iki teknik adamın taktik anlayışlarını oyuncularına iyi uygulattığını gördük. Özellikle orta alanda Galatasaray’da maç öncesi riskli gibi görünen Kerem Demirbay tercihi hocayı mahçup etmedi. Kerem Demirbay’ın iyi futbolu orta alanda Torreira’yı da rahatlattı. Ancak bu orta alan ilk yarıda rakibine üstünlük sağlarken İcardi’yi topla buluşturmada başarılı değildi. Gol pozisyonu açısından kısır geçen ilk 45 dakikada kalecilere fazla iş düşürmeyen savunmaların nerdeyse hatasız oynadığını söyleyebiliriz. Zaten 0.02 Fenerbahçe ve 0.09 Galatasaray adına gol beklentisi rakamlar her şeyi anlatıyordu. Açıkcası Fenerbahçe, Galatasaray’ı oynatmayın derken kendisi oynamayı unuttu ve zevksiz bir ilk yarı izlemek zorunda kaldık...

GÜÇLÜ BİR ALTERNATİF...

İkinci yarı skoru bozma çabaları ister istemez oyunu ve oyuncuları gerginleştirdi. İsmail Kartal orta alandaki zaafı Cengiz’i çıkartıp İsmail Yüksek’i alarak gidermeyi planladı. Okan Buruk ise ilk değişikliğini Mertens’i alıp Zana’yı 60’ta oyuna alarak yaptı. Aslında futbolcular üzerindeki gerginlik pas kalitelerini ve şut yüzdelerini oldukça düşürdü. Dolayısıyla sahadaki mücadele hırçınlaşırken bu futbola olabilcek bir gol ancak bariz bir hatayla olur gibiydi. İki teknik adamın son bölümdeki hamleleri çare olmadı... Okan Buruk’un Kerem Demirbay tercihi böyle bir derbi de risk gibi gözüktü ama gurbetçi oyuncu çok başarılı bir performans koydu ve orta alanda güçlü bir alternatif olduğunu gösterdi… Bu maçın özeti maça damga vuracak isimlerin vasata yaklaşamayan oyunları sonucunda iki takımında skor bulmamasında etkili bir faktördü. Sonuçta dün gece mücadelenin çok öne çıktığı ama futbolun geride kaldığı son yılların en sağır derbisini izledik…

DERBİNİN TEK İYİ TARAFI... - UMUT EKEN

Teknik adamların kağıt üzerine yazdığı 11’ler umut vericiydi. Özellikle İsmail Kartal’ın İrfan’ı merkeze çekip, Cengiz’i kanatta kullanması. Okan Buruk’un, Barış Alper Yılmaz’ı sol bekten ziyade çizgide hücumun bir parçası olarak konumlandırması. Kerem Demirbay’ı da dönen toplarda şutör olarak kullanma hedefi. Kerem, üç isabetsiz şut atabildi. Fenerbahçe cephesinde ise İrfan/Cengiz tercihinin bir kazanımı olmadı. Karşılıklı niyet de iyi olmayınca ortaya dün geceki saçmalık çıktı. Sahaya ayak basan oyuncuların toplam maaş bütçesi yaklaşık 50 milyon Euro civarında. 1.5 milyar TL’lik bir görsel şovdu bize vaadedilen. Ben söylemiyorum bunu. Sezon başında yapılan kontratların karşılığı bu aşağı yukarı.

Hakem tartışması yaşanabilecek bir pozisyon ve kaleyi bulan tek şutla tamamlayabildik Kıtalararası derbiyi! Haftalardır Türk futbolundaki tek kötülüğün hakem kararları olduğu propagandası yapan futbol insanlarının aynaya bakabilme ihtimali, derbinin iyi olan tek tarafı! Fenerbahçe ve Galatasaray, 5 gün sonra bu kez bir final için Suudi Arabistan’da düelloya tutuşacaklar. Benzeri bir 90 dakika izleyeceğimizi varsayalım. Böyle bir kapışmaya kim, neden para ödesin! Türk futbolunun krizde olduğu dillendirilen böylesi bir dönemde, kaliteyi, adaleti, güzel oyunu ne kadar istediğimizi tekrar sorgulamamız gereken bir itiş-kakış izledik. Futbola gerçekten sevdalı mıyız? İlerleyebilir miyiz? Oyunu geliştirtirebilir miyiz? Çok soru var!

ICARDİ'YE PENALTI VERMELİYDİ - DENİZ ÇOBAN

Maçın hakemi Arda Kardeşler 90 dakika boyunca kontrolü elinde bulundurdu, sakinliğini korudu. Oyuncular ve kulübeler sorumlu davrandılar ve maçın gerginleşmesini önlediler. Her 2 dakikaya 1 faul düşmesi de sahadaki oyunun kalitesini gösteriyordu aslında. Bu maçı idare etmek de hakem açısından çok kolay değil. Genelde sarı kartlarını yerinde ve tutarlı kullandı. 12’de Osayi’ye, 57’de İrfan Can’a, 63’de Toreira’ya,72’de King’e ve Boey’e, 90+1’de Kerem’e çıkan sarılar doğruydu. 24’te pozisyona itiraz için orta yuvarlağa kadar gelen Muslera’ya ve 46’da Djiku’nun Kerem’in ayağına bastığı poziyonda, sarı kartlarını kullanmalıydı.

İKİNCİ SARIYI VERMEMEKTE HAKLI

Maçın en çok tartışılacak pozisyonu bence 22. dakikada yaşandı. Djiku ve Icardi mücadelesinde Galatasaraylılar penaltı beklediler. Topsuz alanda gerçekleşen bu pozisyon hakem için zor görebileceği bir alanda yaşandı. Hareketin bütününde, topa hareketlenmeye çalışan Icardi, onu engellemeye çalışan Djiku var. Fenerbahçeli oyuncu ilk etapta sol kolunu Icardi’ye doğru uzatırken, eliyle yüzüne vuruyor, sonrasında savurduğu sağ el boşa gitmiş gibi görünüyor. Ben Djiku’nun, sol eliyle yaptığı müdahaleden dolayı penaltı ve sarı kartla cezalandırılması gerektiğini düşünüyorum.

Boey’in 75’de Crespo’ya, 83’de King’e yaptığı faullerde ikinci sarı kart beklentileri oldu ancak bu faullerde sarı kartlık bir ihlal yoktu. 77’de Osayi’nin Zaha’ya faulünde de ikinci sarı karta gerek yoktu.

İŞTE TÜRK FUTBOLU... - MEHMET ALİ SABUNCU

Yılın en değerli ve son derbisi Kadıköy’de oynandı. Fenerbahçe’nin eksikleri daha fazlaydı, maç Arda Kardeşler’in düdüğü ile başladı, gelelim 90 dakikanın önemli anlarına; 2’de Cengiz hareketlendi, pasında Samuel’den önce kaleci Muslera topun hakimiydi. 13’te Mertens’in şutu isabetsizdi. 22’de Barış Alper kendine pozisyon yaratmak istedi, ancak kademede Samuel vardı. 27’de Kerem Demirbay uzaktan kötü vurdu. Derbinin ilk yarısı golsüz sona erdi. 46’da Icardi pozisyona girdi, Fenerbahçe savunmasında Djiku kademedeydi. 48’de Dzeko kafayı kötü vurdu. 61’de Szymanski’nin şutu az farka auta gitti. 70’te Hakim Ziyech vurdu, kalede Livakovic dikkatliydi. Maç başladığı gibi 0-0 bitti.

İKİ BÜYÜK BU MU?

Kart yedirmek için hakeme yalvaran futbolcular, yerde yatanlar, isabetsiz şutlar, isabetsiz ortalar. İki korkak hoca... Bu mu derbi! Bu mu ülkemizin iki güzide kulübü. Bu kafa ve mantıkla, Avrupa maçlarında iki takımımızın işi zor. Şu hale bak, şu oynanan derbiye bak. Verilen paralara yazık. Taraftarlara yazık. Doğru dürüst 3 tane şut yok. İkiniz de çok kötüydünüz...

GERİLİM POLİTİKASI! - OĞUZ DİZER

Ali Koç en iyi yaptığı işi futbolcularının da ruhlarına nakşetmiş! Gerginlik, yerli yersiz itiraz, haksız olsan dahi tepki. Gerilim politikasını içtenlikle özümseyen ve yansıtanlar başında ise İrfan Can, Dzeko, sinsi hamleleriyle de Crespo ve ille de Djiku. Hele hele 23’te ceza sahası içinde İcardi‘ye yaptığı neydi? Kırmızı kart ve penaltı. Başkanınca eğitimli, gaza gelmeye amade İrfan Can Kahveci hele! Arda Kardeşler’e itirazları sırasınca, bir de gözlerini patlata patlata bakmasından, benim kusacağım geldi. Bilemem hakem bey kıpkırmızı olduğu halde, nasıl sabretti! Fenerbahçeli futbolcular öylesi dolmuş ve gerilmişlerdi ki, beklenen futbollarını örnekleyemedi. Taraftarlarını kahretti. Grande (!) derbide; deplasmanda oynayan Galatasaray’ın beraberliği kâr sayması doğal. Peki Fenerbahçe‘nin gerginlik politikası ile futbol değerlerinden uzak kalması ne? Galatasaray‘ın stadyuma geldiği andan, ayrıldığı zaman süresince. ‘Yine bir Okan Buruk sürprizine kurban gider miyiz?’ Korkusu ve tedirginliği mi yoksa?

YÜREKLERİNİ AĞIZLARINA GETİRDİLER

Konuk Aslan’lar topu daha iyi kullandı, sakin kaldı, centilmence oynadı. Barış Alper, Galatasaray arkası, ortası hatta sol ilerisine dahi güven ve barış ortamı getirdi. Boey sağ ve ön yana, Abdülkerim ile Torreira ise, zaten her yana getirmişti. Sarı-Kırmızılı forma hamili herkes görevini gayet güzel yerine getirdi. Devasa Fenerbahçe‘nin yüreğini ağzına getirmek, yenilmeden dönmek güzel bir sürpriz değil de neydi? 0-0 bitti.

NE ŞİŞ YANDI NE KEBAP! - HAŞİM ŞAHİN

2023'ün en önemli debi maçında pozisyonu az ve kısır geçen bir 90 dakika izledik. Fenerbahçe maçın genelinde topu Galatasaray'a mı bıraktı yoksa bırakmak zorunda mı kaldı. Bence bırakmak zorunda kaldı. İsmail Kartal'ın adaşı İsmail Yüksek'le yıldızı barışık değil galiba. Çünkü her fırsatta kızağa çekiyor Fred'den sonra oyunu iki yönlü en iyi oynayan Fenerbahçe'nin bu önemli değerini ne yazıkki. Sayın Kartal'ın dikkatimi çeken bir diğer özelliği de Dusan Tadiç konusunda bu kadar çok sabırlı davranmasıdır. Tadiç elbette saygıyı hakeden bir kariyere sahip, buna kimsenin itirazı olamaz. Ama haftalardır yerlerde sürünen bir performansla resmen yük oluyor ve bir kişi eksik oynatıyor takımını Sırp oyuncu. Bu gerçeğe rağmen 60, 70 dakika tutuyor sahada onu Sayın Kartal.

Dikkati çekmek istediğim bir diğer konu da Joshua King'deki olumsuz gelişmedir. Oysa hep takımı için onardı edkiden Norveçli futbolcu. Ama son bir kaç maçtır belirgin şekilde müsait durumdaki arkadaşlarını görmezden geliyor, kendine oynuyor sadece. Neden uyarmıyor hocası bilemiyorum. Dün akşam sezon adına sahadındaki en etkisiz oyununu oynadı kanımca Fenerbahçe. Şut, korner, topa sahip olmak ve benzeri tüm istatistiklerde Galatasaray'ınkiler yanında cüce kaldı Fenerbahçe'ninkiler. Aklımda kaldığı kadarıyla Sebastian Szymanski'nin ikinci yarıda kaleyi tutmayan şutu dışında yarattığı bir tehlike olmadı 90 dakika boyunca Fenerbahçe'nin.

Gerçeği söylemek gerekirse Fenerbahçe de Galatasaray da maçı kazanacak kadar bir oyun oynayamadı dün akşam. Dolayısıyla derbinin adına yakışır oyun oynanmadı, dağ fare doğurdu ve kısacası ne şiş yandı ne kebap.