Fenerbahçe başkanı Ali Koç'tan TFF başkanı Nihat Özdemir'e çok sert eleştiriler!
Fenerbahçe Kulübü başkanı Ali Koç, kulüp televizyonu FB TV'de geçtiğimiz hafta Nihat Özdemir'le yaşanan tartışma hakkında değerlendirmelerde bulundu. Nihat Özdemir'in söylediklerinin açık olduğunu belirten Ali Koç, "Bazı cümleleri çıkardığınız zaman, röportaj bağlamından kopuyor. Bu hafife alınacak bir konu değil. Tüm yanlış anlaşılmalara son vermek adına ben de sordum, '2010/2011 sezonu şampiyonu kimdir?' dedim. Çok basit bir soru. Çok net bir cevabı var. TFF, UEFA, Etik Kurulu... Hepsi tescillemiş... Bugün başında olduğunuz kurumun o gün verdiği kararları red mi ediyorsunuz? Ancak bunu düzeltme fırsatı kullanılmadı. Bir federasyon başkanının bir kulübün iç işleriyle ilgili bu şekilde konuşması da çok zavallıca bir durum. " dedi. Koç ayrıca Nihat Özdemir'in Vefa Küçük'e mektup yazıp bunu basına verdiğini ancak Küçük'ün cevap olarak yazdığı mektubun ise açıklanmadığını belirtti.
Fenerbahçe başkanı Ali Koç, FB TV'de gündemi değerlendirdi. TFF başkanı Nihat Özdemir'e sert eleştirilerde bulunan Koç, transferden basketbola kadar bşirçok önemli konuya da değindi.
Haberin Devamı ›
Ali Koç'un yaklaşık 2,5 saat süren programdaki açıklamaları şu şekilde:
"Max Kruse beklenmedik şekilde ameliyat oldu"
Öncelikle bugün Max Kruse hiç beklenmedik şekilde saat 7'de ameliyata alındı. Apandisit ameliyatı oldu. Beni de şaşırttı, toplantıdayken haber geldi. Acil şifalar diliyorum.
"Muslera'ya ve Galatasaray camiasına geçmiş olsun"
Muslera talihsiz olarak ağır bir sakatlık geçirdi. Kendisine ve Galatasaray camiasına büyük geçmiş olsun diliyorum. O da bizim Alex gibi, herkesin sevdiği, saygı duyduğu bir isim.
3 Temmuz kumpası bizim için hafif bir konu değildir. Bu olayı çok insan takip ediyor ama bazı insanlar da parça parça görüyor. Bütünsel bakış açısından uzak olursan, bu olayın ne kadar vahim olduğunu, hatta skandal olduğunu görebilmek güç.
Haberin Devamı ›
'Fenerbahçe'nin kırmızı çizgisi 3 Temmuz kumpasıdır' diyen kişi, 17 yıl Fenerbahçe'ye hizmet etmiş biri... Zamanlaması son derece manidar.
Bu yüzden bu konuda gündemi meşgule deceğiz. Tabii ki medya da artık şeffaf değil. Kamuoyunu bilgilendirme görevini yapmıyorlar. Biz de medya tarafından pek de sevilen bir kulüp değiliz. Bizimle ilgili haberler ya hak ettiği değeri almıyor ya da küçültülerek veriliyor.
Ben sayın Nihat Özdemir'in konuştuğu akşam telefonumu açtığımda mesaj yağdığını gördüm. Ben o an şahsen de izlememiştim. Yazılı deşifrelere baktım ama video izlemekle yazıyı okumak arasında da fark var. 'Nihat beyin böyle bir şey ima edeceğini düşünmüyorum. Sabah olunca bakarız' gibi düşünmüştüm. Sabah izledim, bir daha izledim. 'Hepimiz insanız, hepimizin başına da böyle bir şey gelebilir' diye düşündük, hatta bir açıklama yapılır diye bekledik.
"Aziz Yıldırım'ın ve yöneticilerimizin özgürlükleri çalındı"
3 Temmuz'u bilen bilir. 9 sene geçmiş. Bugün 14-15-16 yaşındaki çocuklar, gençler tam anlamayabilirler. Başkanımız Aziz Yıldırım ve yöneticilerimizin özgürlükleri çalındı. Sportif ve maddi açıdan rakiplerimizin fersah fersah önündeydik. Çok da iyi takımdık. 5'te 5 yapmıştık. Sonra da maddi manevi her acıyı yaşadık. Bunu yaşayanlar bilir.
Haberin Devamı ›
"En güçlü döneminde bu kahpe örgüte biz karşı çıktık"
Bu kahpe örgütün en güçlü dönemde, onlar bize saldırdı ve biz 7'den 70'e bir adım geri atmadık. Ve onlara karşı mücadelenin fitilinin ateşlenmesini biz başlattık. Bunu Cumhurbaşkanımız bile söyledi.
"Kayıtsız kalamazdık"
Bağdat Caddesi'nden köprüye kadar olan yürüyüş. 12 Mayıs'ta kendi stadımızda bize yaşatılanlar... Bunların hepsinin planlı programlı kumpas olduğunu sonradan gördük. Bu camiaya karşılıksız bağlı olan herkes için 3 Temmuz kırmızı çizgidir. Bu yüzden bekledik. Eleştirildik. 'Siz acizsiniz, beceriksizsiniz' sözlerine rağmen bekledik. Ne düzeltme geldi, ne açıklama yapıldı. Buna kayıtsız kalamazdık. Cuma akşamı tepki vermeye karar verdik.
" 'Fransa'da da İngiltere'de de oldu' diyor..."
Dikkat ederseniz, Nihat Özdemir orada ne diyor, 'Fransa'da da İngiltere'de de oldu' diyor... Medya işin bu yanını görmedi.Net şekilde söylüyor. 'orda oldu, burda oldu, Türkiye'de de oldu' diyor. Bir kere o sezon etik kurulu ve federasyon tarafından tescil edildi. Biz Fenerbahçe'nin kırmızı çizgisini Nihat beyin ne demek istediğine göre mi ayarlayacağız? Enteresan bir durum çıkıyor burada. Bazı cümleleri çıkardığınız zaman, röportaj bağlamından kopuyor. Bu hafife alınacak bir konu değil. Bu kadar gazeteye rağmen sadece bir gazetede tamamının olması da ilginç.
Haberin Devamı ›
"Bu Fenerbahçe ve TFF arasında bir konu değil"
Bir gün sonra ise Nihat Özdemir TFF'nin sitesinden çok kötü yazılmış bir açıklama yapıldı. Bu konu zaten Fenerbahçe ve federasyon arasında bir konu da değil. Herhalde sinirle öfkeyle yapıldı... Çaresizlik, beceriksizlik var bu açıklamada. Üzücü... 'Fenerbahçe Kulübü'nün amacından saptırılarak anlaşılması rezalettir' diyor. Sanki bunu biz bir tek böyle anlamışız gibi algılamışız... Ki herkes aynı şeyleri anladı. Dijital dünyadaki tepkilerden bunu net şekilde gördük.
"Aynı ortamda çıkabilirsek sevinirim"
Bir federasyon başkanının bir kulübün iç işleriyle ilgili bu şekilde konuşması da çok zavallıca bir durum. O akşam da söyledim. bizim yeniden kenetlenmemizi sağladı. Niyetini, kalbinin içindekileri net görmemizi sağladı Nihat Özdemir... Söyleyeceklerimin de çok hafifini söyledim. Buradan da belirtiyorum. Aynı ortamda çıkabilirsek de sevinirim.
Haberin Devamı ›
"TFF, UEFA, Etik Kurulu... Hepsi tescillemiş... Başka mercii de yok"
Tüm tartışmalara son vermek adına, camiamızı rahatlatmak adına, tüm yanlış anlaşılmalara son vermek adına ben de sodum, '2010/2011 sezonu şampiyonu kimdir?' dedim. Çok basit bir soru. Çok net bir cevabı var. TFF, UEFA, Etik Kurulu... Hepsi tescillemiş... Başka mercii de yok. Bugün başında olduğunuz kurumun o gün verdiği kararları red mi ediyorsunuz? Ancak bunu düzeltme fırsatı kullanılmadı. Hatta gerilimi artırdı. Bizi hayretlere düşürdü!
"Bizi kimse aramadı"
Bekledik, bekledik aam cevap gelmedi. Medya da sorunu hafifletme çabasına girdi. Sanki biz durupdururken ortamı Fenerbahçe Kulübü geriyormuş gibi bir hava oluştu. 'Ali beyi aramışlar, neden bu işi büyütüyor?' denmiş... Bizi kimse aramadı. Spor medyamızda ahbap-çavuş ilişkileri de ağır basıyor. Biz nasıl sakin beklediğimizi de herkese anlattık. Ama bu konu bizim aleyhimize, Nihat beyin lehine çevirmeye çalıştılar.
"Fenerbahçe'yi harcatmayız"
Bu konu zaten 2 kişinin telefonla konuşup halledeceği bir konu değil ama düzeltmek de 2 dakikalık iş. Bu taraftar bu kulübü ayakta tuttu. Ne çektiyse de 3 Temmuz kumpas sürecinde çekti. Çıkıp açık açık sorulan soruya cevap verse konu kapanırdı. Selim abi de (Soydan) 'Nihat beyi harcamayın' demiş. Selim abi sen de iyi bilirsin ki biz kimseyi harcamayız ama Fenerbahçe'yi de harcatmayız!
"Rakip camialar da bizim söylediğimizi söylüyor"
İyi adamdır, kötü adamdır... Bunu tartışmıyoruz. 'Bu açıklama rezalettir' diyor Nihat bey, ama bunu sadece biz söylemiyoruz ki... Rakip camialar da bizim söylediğimizi söylüyor. Duayen dediğimiz kişilerin bu konuyu ele alış şekli de ortada. Bu konuyu başka yere çekmek mümkün değil. Fenerbahçe taraftarının kaçı Nihat beyin şahsını biliyor, tanıyor. İnsanlar ne gördüyse ona inanır.
Vefa bey de 8 Haziran günü barışçıl bir şekilde bir çağrı yapıyor. Çok da güzel özetliyor. Birleştirici bir tarzda konuşuyor. Fırsat veriyor. Yanlışı düzeltme fırsatı veriyor. Bunu talep ediyor. Nihat Özdemir ise bu konuyu daha da tırmandırmayı düşünüyor. Koskoca bir camiayı karşısına almakta sorun görmüyor. Hayretle de izliyoruz bu durumu.
"'O çatı altında' diyor, Fenerbahçe Spor Kulübü diyemiyor"
Nihat Özdemir, Vefa Küçük'e yazdığı mektupta kulübümüz hakkında 'O çatı' ifadesini kullanıyor. Herhalde müteahhitlik terminolojisi olsa gerek. Fenerbahçe Spor Kulübü altında değil de o çatı altında 18 sene hizmet ettim diyor."
"Mektup yollayıp basına verdiler"
Daha sonra ise TFF'nin bir çalışanı tarafından Vefa beye bir mektup geliyor. 'Biz size mektup yollayacağız' dediler ve yolladılar. Vefa beye yolladılar. '18 sene hizmet ettim' diyor sayın Özdemir ancak bu mektup Vefa beye ulaşır ulaşmaz basında çıkıyor. Danışman da bunu zaten Vefa beye söylemiş.
"Vefa bey cevap yazdı, onu basına vermediler"
Bu bir tarz meselesidir. Daha sonra Vefa bey 1-2 gün bekledi ve mektuba cevap verdi. Ve dedi ki, 'Benim mektubumu da basına verin' diyor ama o mektup basına verilmiyor. Fenrbahçeliler bu mektuba dikkat etmeliler.
Soruyorum, bu mektubu niye basına vermediniz ya da yayınlamadınız? Ya d ailk mektubu neden yayınladınız? Her hamlelerinde bir gariplik var. Bir husumet var. Sonunda da zaten PFDK'y sevk edildik.
"Kimi kime şikayet edeceğiz?"
İşin tabii ki disiplin tarafı da var. TFF sitesinden yayınlandığı için Nihat beyin de PFDK'ya sevk edilme durumu da var. Zaten içeriden aldığımız bilgilere göre yaptığı açıklamadan dolayı ona da tepki varmış. Kurallar gereği onun da sevk edilmesi lazım tabii kii. Ancak bu zaten TFF disiplin kurulunu ilgilendiren bir konu da değil. İnşallah hukuken doğrusu yapılır ama ülkemizde kurullar da bağımsız değil. TFF kurulları bağımsız değil. Dolayısıyla kim kimi yargılayacak? Vedat Muriç konusunda da yaşadık bunu. Ona da ceza vermeye kalktılar. Zar zor uğraştık da akl-ı selim galip geldi. Ben bu camianın haklarını korumak için buradayım. Bekliyorum da... Ama 11 gün sonra biz hala bunları konuşuyoruz.
"Mantık arıyorum, bulamıyorum"
Garip bir şeyler oluyor. Bunu yapan, yaptırtan 17 sene bu kulübe hizmet etmiş biri.Düzeltmeniz için de imkan var. Bu kadar el uzatılıyor size. Net bir husumet var bize karşı. Bunu TFF için söylemiyorum. Kişiselleşmiş bir durum var çünkü. Belki Fenerbahçe gibi bir kulübü de karşılarına almalarının onlara faydası olabilir. Buna bir mantık arıyorum ama bulamıyorum. Onu engelleyecek bir şey mi var? Hakikaten anlamıyorum.
***
VEFA KÜÇÜK'ÜN NİHAT ÖZDEMİR'E MEKTUBU:
"Süper Lig'de sadece Fenerbahçe'ye transfer yapma izni verilmedi"
Nihat bey ceketini çıkarmış ama herhalde bir daha giymemek üzere çıkarmış. Evet, bir sıkıntı var. Hakem atamaları, harcama limitleriyle ilgili yaşadıklarımız... Süper Lig'de ne takımlar var mali açıdan sıkıntısı olan ve sadece Fenerbahçe'ye transfer yapma izni verilmedi. Bunu bana açıklasınlar. 18 takımın 17'si yapabilir ama Fenerbahçe yapamazmış. Hakem hatalarını geçtim, Zorlu'ymuş falan bunları geçtim. Haftalarca öyle bir algı yaratıldı ki sanki biz Fenerbahçe olarak bir talepte bulunmuşuz gibi algı yaratıldı.
"Nihat Özdemir kendisi 'Buradan haber sızıdırıyorlar' dedi"
TFF'ye gittik. Kendi limitlerimizle ilgili argümanlarımızı ortaya koyduk. Biz toplantıdan çıktıktan sonra b,r kulüp 'Limitlerin artırılmasına karşıyız' diye açıklama yaptı. Sabah Nihat bey beni aradı. 'Gördün mü haberi... Buradan bile haber sızdırıyorlar' dedi. 'Tesadüf herhalde' dedim. 'Ne tesadüfü ya!' dedi.
"Obradovic kalmak isterse kalır"
Ben her zaman söyledim sayın Obradovic burada kalmak istediği sürece kalabilir. Burasının efsanesi o. Fenerbahçe'nin kalbinde yeri ayrıdır. Yarın oturacağız konuşacağız. Ancak basketbolun açığı futbolun açığının yarısı kadar. Seneye bu bütçenin böyle olması mümkün değil. Şubemiz konumu itibariyle transferlerde görüşürüz, tartışırız. Hocamız geldiğimden beri bana en iyi kadroyu kurdunuz dedi ama saha sonuçları bizim istediğimiz gibi olmadı. Yine de onların kredisi fazla fazla var...
Eurolegue şampiyonluğuna 1 milyon euro veriyorlar. Seyahat masraflarını bile karşılamıyor. Ama bu şampiyonluğun Fenerbahçe kulübüne olan katkısı parayla ölçülemez.
Türkiye Kupası'nda finali hedefliyoruz. 3 kupanın 2'sini alma ihtimalimiz var. İnanın, inanmaya devam edin. Er ya da geç taşlar yerine oturacaktır.
"Transfer hamlelerimizi, planlarımızı açıklayacağız"
Enteresan transfer hamlelerimiz var. Geldiğimiz noktada aklımıza yatan hoca profili, ne yazık ki sezon sonunda gelebiliyor. Fenerbahçelilerin içi rahat olsun. Gerek Marco'nun dönmesi, Emre'nin yeni pozisyonu, Tahir hoca... Yeni bir planlamamız var. Bunları açıklayacağız.
Hoca konusu çok gündeme geldi, çok tenkit edenler oldu. Görüşmeler yaptık, 1 hocayı çok arzuladık, kimyamız uydu, iyi inceledi takımı ama EURO 2020'nin ertelenmesi sebebiyle görüşmeleri sonlandırdık. Neredeyse anlaşmak üzereydik.
"Son mesajım Mustafa Cengiz'e..."
Son mesajım Mustafa Cengiz'e... Sağlık her şeyden önemli. Bazen kavga ediyoruz, tartışıyoruz ama en kısa zamanda aramızda olmasını diliyorum ki biraz daha onunla sürtüşelim... İşin şakası tabii ki. Zor bir mücadele veriyor ama herkesten daha kolay atlatacağını düşünüyorum. Göreceksiniz ki, Mustafa başkan herkesin beklediğinden daha kısa sürede aramızda olacak.