Ali Koç'tan şok açıklamalar: Cocu'nun cenazesi, Ersun Yanal, Volkan Demirel

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, dehşet veren açıklamalar yaptı. FB TV'de konuşan Koç, Beşiktaş derbisi öncesi yardımcı antrenörlerin soyunma odasına bir halı getirdiğini, halının ne olduğu sorulunca da 'Beşiktaş bugün bizi yenecek, biz de hocanının cenazesini bu halıyla kaldıracağız' dediklerini söyledi. Volkan Demirel'in durumuyla ilgili de açıklama yapan Koç, "Volkan Demirel, Cocu'nun yardımcısı Erwin'in üzerine yürümüş. Samandıra'ya gittik. Bana ve başkanvekilimize de saygısızlık yaptı" ifadesini kullandı. Koç teknik direktör konusuyla ilgili olarak da "Ersun Yanal hocamız bizim planlarımızda yok. Dün olmadı, bugün de yok. Cocu ile devam edeceğiz" dedi.

Ali Koç'tan şok açıklamalar: Cocu'nun cenazesi, Ersun Yanal, Volkan Demirel

Fenerbahçe başkanı Ali Koç, kulüp televizyonu FB TV'de açıklamalarda bulundu. Aykut Kocaman döneminden kalan yardımcı antrenörlerin istatistikleri, performans bilgilerini kulüpten aldığını ve dışarı sızdırdığını hatta hafızlardan sildiğini belirten Koç, Ersun Yanal'la ilgili ise "Gündemimizde hiç olmadı" dedi.

Haberin Devamı

Koç, Aatif ve Dirar'ın disiplinsizlik ve ciddiyetsizlik yüzünden, Volkan Demirel'in ise başkanvekili Semih Özsoy'a ve Cocu'nun yardımcısı Erwin'e terbiyesizlik yaptığı için kadro dışı bırakıldığını belirtti.

Ali Koç'un açıklamalarının tamamı şu şekilde:

İki kelimeyle özetleyebiliriz olayları. Hayal kırıklığı ve sancılı... 'Köklü değişimler' dedik, bunun içinde engeller de var ama bu puan durumuna baktığımızda olmamamız gereken bir yerdeyiz.

Hocamız, transferlerimiz bu yüzden tartışılıyor. Herkes etkileniyor ve doğal olarak da tribünler de etkileniyor. Bunu anlayışla karşılıyorum. Doğaldı.

"Bu işin okulu yok"

Biz de hatalar yaptık, daha da yapacağız. Bu işin okulu da yok, yaşadıkça tecrübe kazanıyorsun. Şöyle bir baktığımızda 3 maç var ki, top bir kere kalemize gelmiş ve gol olmuş. Bu 3 maçtan 5-6 puan çıkarsak her şey çok farklı olacaktı. Şans da bizim yanımızda olmadı. Tabii ki şanstan sadece bahsedemeyiz. 5 puanımız daha olsaydı bambaşka şeyler konuşulacaktı.

Haberin Devamı

Beşiktaş ve Başakşehir'le de başabaş oynadık, hatta benim fikrim kazanmayı da hak ettik ama olmadı.

"2 maç kazansaydık..."

Hangi şartlarda kulübe geldiğimizi, neyi devraldığımızı unutmayalım. Evet, kötü bir performans sergiliyoruz 8 haftadır ama Fenerbahçe 8 haftalık bir kulüp değil. Bambaşka ve büyük bir projeden bahsettik ve bu sezon da elimizden gelenin en iyisini yapacağımızı söyledik. Finansal yapı, disiplin, ücretler, Finansal Fair Play... Bunların hepsini söyledik ama 2 maç farklı olsa her şey farklı olacak.

"Edu ve Lugano'yu hatırlayın"

11 transfer yaptık. Gençlerimizi Slimani ve Ayew gibi tecrübeli oyuncularla besledik. Edu ve Lugano'nun ilk geldiği dönemi hatırlayın. Zaman içinde neler yaptılar hatırlıyoruz. Skor medyacılığını da düşünürseniz işler iyi giderse de bambaşka olumlu ifadeler olabiliyor. Kısa vadeli sonuçlar üzerinden yorum yapmak da istemiyorum ama hayal kırıklığı ve mutsuzluğu da anlıyorum.

"Sabredilmesini istiyorum"

Fenerbahçe'nin kendine has sıkıntıları var. 25 milyon euroluk satış yaptık. Hocamız da Giuliano ve Josef'in satılmasını istemiyordu ama zorundaydık. Biz bu parayı büyük transferlere harcamadık. Biz de biliyoruz ses getirecek paralar harcamayı... Bu lüksümüz yoktu. Uzun vadede kullanmak istedik parayı. Bu anlamda sabredilmesini transferlerin de doğru olup olmadığını bundan sonra görmemiz gerektiğini düşünüyorum.

Haberin Devamı

Ben transferlere baktığımda taraftardan daha sabırlı olduğumu düşünüyorum. Ücretler düştü, yaş ortalaması düştü.

Bizde amatör şubeler fazla. Avrupa'nın en iyi basketbol takımı var. Bunun bütçesi de 30 milyon euro. Fenerbahçe Üniversitesi var. Hala tam ne yapacağımızı bilmiyoruz. Hocalarımız çalışıyor. Kiralar başladığında Kasım ayından itibaren 2 milyon TL masrafı olacak. Banka borçlarımız var. SPK'dan da onay aldık. Sponsorlarımız da kaynak sağlayacak, haftaya da Sivas maçında sponsorlarımızla çıkacağız. Tüm bunları üstüste koymamıza rağmen 800, 900 milyon TL kaynak olmasına rağmen Mart ayından sonrasını göremiyoruz.

"Maç içinde ıslıklamayın"

Bilin ki bu durumlar böyle devam etmeyecek. Beşiktaş ve Başakşehir maçlarından memnunum. Taraftarımızın tepkilerini anlıyorum. Ben yönetici olduktan sonra maçlara gitmeye başlamadım. 7 yaşından beri gidiyorum. Onları çok iyi anlıyorum. Hatta bazen fazla taraftar gibi davrandığım için eleştiriyorum. Bunların bazılarını samimi de buluyorum ama kabul edemediğim bir şey var. Bu da çubuklu sahada mücadele ettiği zaman yuhalamak, olumsuz tezahüratlarda bulunmak, ona ıslık, buna ıslık bizim alışık olmadığımız şeyler...

Haberin Devamı

"Büyük hedef değişmedi"

Kısa vadeli tepkilerle, sosyal medyada yazılıp çizilenlerle biz bu kulübü yönetemeyiz. Yönetmemeliyiz de... Biz yola çıktık, harita çizdik, ilerliyoruz. Tabii ki arada zorluklar, düzeltmeler olacaktır. Büyük hedef değişmemiştir. Ben ve yönetim kurulum çok daha fazla inançlıyız, bu yolda da devam edeceğiz.

Bugün 20 yıllık kaleci Buffon, hayatımda unutamadığım 3 stat vardı diyor ve bunlardan bir tanesi de Fenerbahçe Stadı'ydı diyor. Takımı desteklemeye devam edelim.

"Ersun Yanal'ı düşünmüyoruz"

Haberin Devamı

Ersun Yanal hocamız bizim planlarımızda yok. Dün olmadı, bugün de yok. Son dönemde onun için yoğun bir kampanya var. Normal buluyorum. İçinde bulunduğumuz durumda olabilir bunlar... Bu tepkilere bir son vermenizi önemle rica ediyorum.

"Sızıntılar oldu. Dostu düşmanı gördük!"

Hocalarımızla başlayalım. Değişime direnç gösterenlere karşı olacağımızı ve önlemler alacağımızı söyledik. Cuma günü de hocalarla ilgili açıklamalar yaptık. Herkes şaşırdı. Olumlu karşılayanlar da oldu. Biz bilerek fazla detaya girmedik. Bekledik, 'Görelim kim ne diyecek' dedik. Medyada nasıl sızıntılar olacak görmek istedik. Dostu düşmanı görmüş olduk. Yalan yanlış, gerçek dışı programlar da yapıldı.

"Yardımcı hocalarla devam ettik ama..."

Öncelikle... Sezon başına gelelim. Detaylı anlatmam lazım. Aykut hocamızla görüşmelerimiz oldu ve hoca değişikliğine gitme kararı aldık. Biz düzen değiştirmeye geldik. Bunun için bazen üzüleceğiz, demoralize olacağız ama pes etmeyeceğiz. Konuşulan konulardan biri de Aykut hocayla teknik ekipti. Comolli de teknik heyetle oturdu, konuştu. Onun da raporu olumluydu. Yumuşak geçiş olsun istedik. Samandıra aynı Samandıra, oyuncuların çoğu aynı... Sonra Aykut hocamızla konuşunca, 'Ekibimizle yolları ayırırsanız, lütfen onların haklarını koruyun' dedi, biz de 'tabii ki' dedik. Sezonun başlamasına birkaç gün kala onlar istifa ettiler, biz de hocamızı aradık, o da sağolsun yardımcı oldu. Biz de hocalarımızla devam ettik. Comolli de, hocamız da referans verdi, biz de devam ettik. Biz de 'Keşke atsaydık da 4 ay sonra bu noktaya gelmeseydik' demeye başladık.

"Biri gidince diğer 3'ü de etkilendi"

Bir zaman sonra eski düzenin daha iyi olduğu, yeni düzenden bir şey olmayacağını belirten bir durum oldu. Samandıra'daki personele, bazı oyunculara bu duygu geldi. Küçük değişimlerin sanki çok büyükmüş gibi gösterildiğini gördük. Bu 7-8 kişilik bir ekip. 28 Haziran'da başladık. Arda Keskin adlı bir arkadaşımıza salon çalışması yaptırma kararı verdik. Sonra biz yetersiz bulduk ve anlaşarak yollarımızı ayırdık. Bu gelişme, daha sonra yollarımızı ayırdığımız 3 kişiye olumsuz etki yaptı ve bu arkadaşlar kendi sorumluluklarında aksaklıklar yaşatmaya başladılar.

"'Banane! Fenerliler düşünsün' dedi"

Bu arkadaşlar yeni gelenlere fark edilir şekilde yardımcı olmamaya başladılar. Arka arkaya olumsuz sonuçlar da gelmeye başladı. Takım içinde 'Ne yapabiliriz?' diye konuşulurken hocalardan Turgay Altay 'Banane! Fenerliler düşünsün' diyor. Olabilir anlık bir tepki ama devamlı söyleniyor.

"Oyuncularla teknik ekibin arasını bozdular"

Yardımcı antrenörlük dışında, saha antrenmanlarında umursamaz tavırlar oldu. Maça yorgun çıktıklarını söyleyen oyuncular oluyor. Bunu da performans antrenörü Alper Aşçı'ya iletiyorlar. Alper Aşçı da oyunculara bunu teknik ekibin istediğini söylüyor ve oyuncularla teknik ekip arasında sorun oluyor. Oyuncuların tepkileri de teknik ekibe iletilmiyor. Oyuncular daha sonra teknik ekiple iletişime geçti.

Bir süre sonra ise uygulanan dayanıklılık testi ve diğer çalışmaların tamamen yanlış yapıldığı ortaya çıkıyor. Detaylı araştırmalar sonucunda...

"Görevini değiştirdik, kovmadık ama..."

Gelişen bu olaylardan sonra, Alper Aşçı'nın da sorumluluk alanı değiştiriliyor. Görevine son veriliyor, antrenman planlarına da hiçbir şekilde karışmaması söyleniyor. Ne oluyorsa da bundan sonra oluyor...

"Beşiktaş maçı öncesi halı getirmişler..."

Gelelim Beşiktaş maçına... Maç öncesi pek çok konuda kulüp hakkında ve takım hakkında açık açık eleştiriler yapılıyor bu kişiler tarafından. Prim açıklanınca, prim dağıtım şeklinin yanlış olduğunu aleni şekilde konuşuluyor bu kişiler tarafından... Neyse... Sonra maça gidiliyor. Soyunma odasında o gün rulo bir halı var. Daha önce orada olmayan bir halı...

"Cenazesini halıya saracaklarmış"

Teknik ekipten biri 'Bu halı ne?' diyor. Yardımcı antrenörlerden biri de 'Bugün Beşiktaş bizi yenecek, biz de hocanın cenazesini bu halıya sarıp göndereceğiz' diyorlar. Trnava maçında da halı koyuyorlar. Hocalar 'Fenerliler! Maçı kazandınız, yüzünüz gülüyor' yorumu yapıyorlar.

"Bilgileri dışarı aktarmışlar!"

Biz bu hocalarla devam edemeyeceğimizi düşünürken, içeriden bilgi sızdığını da düşünüyoruz. Cuma günü mesai sonu görevlerine son verdik. Samandıra'ya girişlerini de yasakladık. Ki hazırlıksız yakalansınlar... Bunu bilerek yaptık. Haklı da çıktık. Bu arkadaşların bilgisayarlarından, 28 Haziran'dan itibaren idman programları, veriler, tüm istatistikler dışarıya sızdırılmış. fenerbahce.org mail adresinden, kendi gmail adresine yollamış ve oradan da dışarıya aktarılmış. Bu bilgiler, görüntüler kulübün mülkiyeti...

"'Hardisk'te kapasite yok' dediler"

Samandıra'daki harddisk'lerde bütün bilgiler toplanıyor. Geçen senenin bütün idman verileri, performans bilgileri de silinmiş. 'Niye?' dediğimiz zaman da 'Hafıza yok!' dediler. Bu devirde hafıza dediğin zaten 600 dolar... Geçen seneyle bu seneyi karşılaştırmak istediğimizde data yok. Kıyaslama bile yapamayız.

"Devamı da var..."

Yeni hocayı beğenmeyebilirsiniz, yetersiz bulursunuz ama sadakat ve aidiyet önemlidir. Elinizden geleni yapmanız lazım. O yüzden bu arkadaşlarla sıkıntılı bir süreç yaşayacağız. Biz sanayiden gelen insanlarız, o sektörde böyle bir şey yapsanız buna 'Endüstriyel casusluk' denir. Bunun devamı da var ama bunu burada noktalayalım...

"Taraftara sesleniyorum..."

Fenerbahçe taraftarına sesleniyorum. Siz tribünde bağırıp çağırırken görün biz nelerle uğraşıyoruz. Bizim iyi niyetimizden de şüphe etmeyin. Belki biraz zaman alacak ama her daim bize destek olun.

"Müjdat Yetkiner Dereağzı'nda bana ve bana oy verenlere küfürler etti"

Müjdat Yetkiner geçen gün televizyona bağlanmış. Sonra Twitter'da onunla ilgili bir şeyler yazılmış, onun adına üzüldüm. Olaylar haziranda yaşanıyor ama 4 ay sonra çıkıyor konuşuyor. Volkan kararının arkasından bunu konuşması da sanki biz ona, buna kıyıyoruz, biz kıyım makinesiyiz anlamı çıkıyor. 4 Haziran.. Seçimler bitmiş, biz kazanmışız. Müjdat hoca da açık bir insan, Aziz Yıldırım'ı desteklediğini söyledi. Seçim günü sandıklarda çalışan bir bayana saldırma arifesine geliyor. Çok ağır küfür ediyor. Dereağzı'nda çok ağır ifadeler kullanıyor. Hem bana hem bana oy verenlere... Elinde tespih, tespih ayıp bir şey değil, ama olayı düşünün diye söylüyorum. Orada çocuklar var, altyapının çocukları var. Hatta bazı veliler tutanak tutuyorlar. Biz de hemen yollarımızı ayırdık. Altyapıya baktığımızda da zaten yollarımızı ayırmamız lazımdı. Gelenler ortada... Ben olayı hiç kişiselleştirmedim. Böyle yapsam üyeliğini de sonlandırırım. Disiplin yolu da açmadım.

"En mutsuz günlerde onlar mutluydu!"

Oyuncularımıza gelelim. Aatif'la Dirar'ı genellemek gerekirse... Disiplinsizlik, ciddiyetsizlik ve disiplin ve performans yetersizlikten kadro dışı bırakıldılar. Gözlemlediğim kadarıyla en mutsuz günlerimizde bile bu iki oyuncu şen şakraktı. Siz ekmeğinizi yediğiniz bir kulüpte işler bu kadar kötü giderken siz nasıl bu kadar mutlu olabilirsiniz?

Aatif, Kayseri maçından sonra basına yansıyan da bir konuşma yapmış. Dedim ya biraz önce sızdırılıyor bazı bilgiler diye. Özelimizin sızdırılması benim kırmızı çizgilerimizden bir tanesidir.

"Aatif, Dirar'ın oynamasını sağlamaya çalıştı"

Konuştuk, dertleştik soyunma odasında... Bir tanesi de Aatif'ti konuşanlardan. Ben, o konuştu diye ceza verecek biri değilim. 'Takım olamadık' dedi, olabilir, kendi görüşüdür. Dirar'ın kadroya girememesi Aatif için mutsuzluk sebebi oldu. Gruplaşmalar var takım içinde... Aatif da Dirar'ın oynaması için arkadaşlarına söyledi, söylettirdi. Ama arkadaşın oynamıyor diye de işini yapmamazlık olmaz. Takım ruhunu ve ahengini bozma, disiplinsizlikten dolayı kadro dışı bıraktık. Kontratları devam eden oyunculardır. Hala kulübün parçalarıdırlar.

"Dirar 'Ben artık tatildeyim' dedi"

Dirar mesela. Milli takımdan geç dönmesi, takım toplantısına katılmaması, verdiği mazeretin geçerli olmaması. Göztepe maçında oynadı, beğenilmedi. Ertesi maçta kadroya alınmayınca hocaya gidip 'Ben artık tatildeyim' demesi...

"Volkan senelerce haksızlığa uğradı"

Volkan konusunu ayrı tutmak istedim. Bu dünyanın her yerinde böyledir. Uzun yıllar bir takımda oynayıp, daha sonra kulübü sahiplenen ve değişime karşı çıkan birçok yıldız oyuncu vardır. Ben Volkan için pazar günü ne dedim, 'Fenerbahçe için Volkan, Ali Koç için Volkan' dedim. 495 maça çıkmış, bunun büyük bir bölümünü kaptan olarak geçirmiş, bazen haklı ya da haksız birçok kere deplasmanlarda hakaretler yemiş. Milli maçta kendisini çıldırtacak derecede haksızlığa uğramış bir oyuncu.

"Gözlerimle şahit oldum. Cocu ve Comolli beni inandıramzdı!

Ben Volkan'ı tanıdığımda 19-20 yaşındaydı. Çok iyi bir eş, çok iyi bir aile babası. Pazar günü de söylediğim gibi ilk ve tek evine gittiğim futbolcu. Dolayısıyla her anlamda baktığım zaman bu zor bir karardı. Üstüne basarak söylüyorum ne Comolli ne de Cocu benim inanmadığım bir kararı bana aldırtamaz. Gözümle şahit olduğum olaylardan dolayı...

"İyi eğitimle ileride de çalışacak"

Son iki sezon belki de Volkan'ın en kötü iki sezonu. pek çok nedenden dolayı biz geçen sezon şampiyonluğu kaybettik, bunlardan biri de kaleci performansıydı. Buna rağmen belki de duygusal davrandım, ama onun toparlayıcı bir rol oynayacağını düşünerek kontratını uzattım. Onun liderliğine kaptanlığına ihtiyacımız olduğunu düşündüm. Onun 40 yaşına kadar oynama hayali var. Ona 'Birinci kaleci olmayabilirsin ama senin hayatın Fenerbahçe, çok iyi bir eğitimle sen ileride de bize hizmet edeceksin' demiştim.

"Bilinçaltında rahatsız oldu"

Sonra kaleci konusunda istenmesine rağmen hamle yapmadık, yapamadık. Hocamız da teknik direktör de Volkan'ı tanıdıkça onun katkı vereceğine inandılar. Dolayısıyla birinci kaleci yaptık. Fakat iyi başlamadı. Benfica, ve sonrasındaki iki maçta işler iyi gitmedi. İyi futbol oynamamıza rağmen sonra karar verdik ki , 'Bir kaleci daha lazım'... Sonra da Harun'u aldık. Demin de söylediğim gibi , Volkan gibi birçok örnek var. Bilinçaltı olarak da, yeni takım, yeni teknik heyet ve bazı personelin ayrılmasıyla etkilendiğini düşünüyorum. Belki kaleye başka birinin düşünülmesi... Sonuçların kötü gitmesi de bunun üzerine katkı yapmıştı. Belki onda bir rahatsızlık da yaratmış olabilir.

"Birliktelik yaratamadı"

Tabiri caizse, fazla sahiplenmeden dolayı da hatalar yapılabilir. Bunları yaşadık. Kayseri maçından sonra da konuşma yaptı, 'Takım olamadık' dedi. İçi dışı bir olan insanları severim. O da öyle biri. Amma velakin... Biz onunla sözleşme imzalarken onun yeni gelenlere yardımcı olmasının bayraktarlığını yapmasını istedik. Ama yapamadı. Tersini de yapmadı bu arada. Ben de ona 'Yemeğe çıkardın mı takımı? Birlik olmak için sen ne yaptın? Sportif direktöre söyledin mi?' dedim. O da 'Rahatsız etmek istemedim' dedi. olur mu öyle şey!

Sonra bir öğrendik ki, oyuncular hep odalarında, kaynaşma olmamış. Oyuncularla ilgili görüşlerini söyledi, 'O oynasın, bu oynasın' dedi, ki bir kaptan bunu yapabilir.

"Cocu'nun yardımcısının üzerine yürümüş"

Ama benim için bardağı taşıran iki şey oldu. Dergi yazısının çıkacağı gün Samandıra'dan haber geldi, Volkan Demirel, Cocu'nun yardımcısı Erwin'in üzerine yürümüş. Biz de Samandıra'ya gittik. Ne oldu dedik. Sonra da el sıkışmışlar.

"Bana ve Semih Özsoy'a saygısızlık yaptı"

İkinci olay ise önce bana sonrasında Semih Özsoy'a saygısızlık yaptı, sesini yükseltti. Kendisini uyarmamıza rağmen bunlara devam etti. Sözlerimizi bile tamamlatmadı. Buradaki olay da disiplinsizlik, saygısızlık ve takım içinde de gerekli görülen görevleri yapmamasıydı. ben bu kararı alırken iki gün düşündüm.

UEFA'da listede Berke yok. Harun'dan sonra ikinci kaleci Erten (Ersu). Allah korusun Harun'a bir şey olsa kale Erten'e kalacak. ben bunları da düşünerek taviz vermedim ve bu kararı aldım.

"Çizgiyi aşarsan kadro dışı kalırsın"

Bugünden sonraki davranışlarıysa yarın ne olacağını belirleyecek. Kimse Fenerbahçe'nin üzerinde değil. Bir futbolcunun kadro dışı bırakılması mukavelesinin feshedildiği anlamına gelmez. Çok iyi bir oyuncu, 15 yıldır kulüpte diye, çok iyi Fenerbahçeli diye diğer oyunculardan bir yere kadar farklıdır. Çizgiyi aşarsan kadro dışı kalırsın. Benim arzum bundan sonra gerekli hareketleri yapıp kadroya dönmesidir. Ben vefa konusuna önem veren bir insanım.

Alex konusunda da talep geldi. Volkan konusunda da o bilmez ama ben onun da jübilesini yapmasını istiyorum. Sezon başında da kendisine ifade ettiğim gibi kaleciliği bıraktıktan sonra Fenerbahçe'ye kaleci antrenörü olarak belki de teknik direktör olarak hizmet etmesini isterim.

Alex'le bu konunun hiçbir alakası yok. Ona da jübile yapabiliriz sembolik de olsa. Ben jübilelerle büyüdüm. İnşallah onun bunun haber sızdırmalarıyla gaza gelmez. Mış'lı, muş'lu haberlere itibar etmemek lazım. Hepimizin dikkatli olması lazım.

"Aziz Yıldırım'la tabii ki görüşecek"

Aziz Yıldırım'la da görüştüğüne dair haberler de çıkmış. Bilmiyorum, doğru mu değil midir ama çağırsa gitmemesi de yanlış olur. Tabii ki gidecek. Başkanım onun 15 yıl başkanlığını yapmış. Umarım tez zamanda aramıza da katılır Volkan...

"Cocu'yla devam... Devre arasına kadar..."

Ben evde yatarken bu sorumluluğu taşıyan bir birey olarak, bir taraftar olarak her şeyi düşünüyorum. Tartıyorum, herkesle konuşuyorum. Ben de çoğunluğun istediğini yaparım. Sonra da 'Alin siz istediniz Ersun Yanal'ı getirdim' derim. Ama kulüp böyle yönetilmez. Taraftar istediği için Ersun Yanal'ı getirmek istemiyor değilim ama şartlar değişti. Hocamız açısında da zamanlama açısında da uygun olmadığını düşünüyorum. İnsanların gazını almak tatmin etmek için değişim olmaz. Devre arasına kadar bir şey yapmak istemiyorum. içinde bulunduğumuz duruma baktığımız zaman en kolayı hoca değiştirmek olur.

"Cocu çok çalışıyor. Wenger, Blanc, Tayfun yalan!"

Hocamız çok çalışıyor, ağır mesai yapıyor. Biz de onun tercihlerini sorgulamıyor muyuz? Sorguluyoruz ama değiştirmek başka bir şey... Hocaları bize öneriyorlar, maillerle ama biz cevap bile vermiyoruz.

Wenger'miş, Blanc'mış, Tayfun Korkut'muş... Bunların hepsi yalan...

"Saçmalıyor bazı insanlar"

Comolli'nin de Onur'un da PR'ı yok. Orada burada yemek yediği gazeteci dostları da yok. Benim tercihim de bu yönde... Tabii ki iletişim kuracağız ama en son işler kötü giderken benim bir taraftara terbiyesiz dediğimden bahsediyor. Taraftara 'Anladım, tamam' diyorum hala devam ediyor. Orada bazı insanlar da bilerek duruyor kameraya çekmek için. Bu da başka bir saçmalık.

Neymiş? Jailson'un kalp ritmi bozukmuş. Bunlar çok yanlış şeyler. İş öyle bir hale geldi ki, dibine kadar yıpratmak istiyorlar. Olmayan, gerçek dışı haberlerle itibarsızlaştırmak istiyorlar.

"Comolli'ye ben de kızıyorum"

Ben de kızıyorum Damien Comolli'ye... 6 hafta önce söyledim 'Takımla teknik heyet arasında sıkıntı var' dedim. O da geç harekete geçti. Ama genel olarak pek çok sorumluluğu var. 'Hırsız' diyorlar. Büyük terbiyesizlik. Geçmişte nasıl kontratlar varmış size gösterelim. Benim ve arkadaşlarımın bunların hepsiyle mücadele edecek gücü var. Bizi tek zayıflatacak olay taraftarımızın bize olan inancını kaybetmesidir.

YORUM YAZ