Tabii ki Olimpiyat

2020 Olimpiyat Oyunları'nın resmi adayı olan, aynı zamanda 2020 Avrupa Futbol Şampiyonası'na ev sahipliği yapmak isteyen Türkiye'nin, tercih yapmak zorunda kalması durumunda, 'Hangisini seçmeli' sorusunun cevabı net...

Tabii ki Olimpiyat

Türkiye ilk kez 2000 Olimpiyat Oyunları’na adaylığını açıklamıştı. Ancak o günden bu yana, çok şey değişti. Artık düzenlediği başarılı spor organizasyonlarıyla adeta gövde gösterisi yapan Türkiye, bunun geri dönüşünü de, 2020 Olimpiyat Oyunları’nın en güçlü resmi adayı olarak gösterilmesiyle aldı. Aynı zamanda, 2020 Avrupa Futbol Şampiyonası’na da adaylığını koyan Türkiye’de bu durum; ‘2020 EURO mu, 2020 Olimpiyat mı?’ tartışmasını gündeme taşımıştı... Ancak herkesin ortak görüşü, tercihin mutlaka, ülkenin sosyo-ekonomik, kültürel, sportif ve her yönüyle katkı sağlayacak olimpiyatlardan yana yapılması yönünde. Peki ev sahipliğini almamız durumunda yaklaşık 50 Milyar Dolar yatırım yapmayı planlayan Türkiye, olimpiyatlarla ne kazanacak?.. Bunun en güzel
örneği de, daha önce olimpiyat düzenleyen Çin (Pekin) ve İspanya (Barcelona) gibi ülkelerde yaşanan gelişmeler.

TV yayınından %60’lık gelir

Olimpiyatlar, İstanbul ve Türkiye’ye, maddi gelirin yanı sıra altyapı, tesisleşme, turizm, kültür, uluslararası alanda imajın güçlendirilmesi ve sportif başarı gibi birçok alanda büyük kazanımlar sağlayacak. Özellikle de televizyon yayın haklarından gelecek gelirin, yapılacak yatırımın yüzde 60’ını karşılaşaması bekleniyor. Daha önce Atina 2004’te 1,5 milyar dolara çıkan yayın hakları gelirleri, Pekin’de 2008’de 1,737 milyar dolar oldu. Bu arada bütçenin bir yarısı ise, bilet satışları, sponsor gelirleri ve hediyelik eşya satışlarından gelecek gelirlerle denkleşmesi öngörülüyor.

2,5 milyon ek turist
Bu dönemde ayrıca yıllık 180,000 kişilik istihdam yaratılması, doğrudan ve dolaylı yatırımlarla gayri safi milli hasılatın da yaklaşık 8 milyar dolar ek bir katkı sağlanmasıyla birlikte Türkiye’ye 2,5 milyon ek turistin de ziyaret
etmesi bekleniyor.

‘Şansımız yüzde 80’


İki organizasyonu da vermezler diye bir durum yok aslında. Brezilya 2014 Dünya Futbol Şampiyonası’nın yanı sıra 2016’da da Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları’nı (Rio de Jenerio) aldı. Ama illa birini tercih edeceksek yüzde yüz olimpiyat diyorum. 1992’de yasa çıktıktan sonra biz olimpiyata hazırlanıyoruz. 2003 ile 2013 arasında 10 yıllık bir mastır plan yaptık. Bu süre içinde yeni tesisler inşa edildi, eskrimden atletizme, voleyboldan futbola kadar sayısız uluslararası organizasyon düzenledik. Türkiye artık bir spor ülkesi oldu. İstanbul hiç olmadığı kadar olimpiyata yakınken bu fırsatı tepmemeliyiz. Bence İstanbul’un şansı yüzde 80’dir. Olimpiyatın altyapıdan tesislere, tanıtımdan ekonomik girdilere kadar sayısız getirileri olacaktır. Dünya, olimpiyatla birlikte İstanbul gibi tarihi ve kültürel öneme sahip bir kenti yeniden kazanacaktır. Bu da turizmde patlama yaşanmasına
neden olacaktır.

Mehmet Atalay (Eski GSGM Müdürü)

‘Büyük katkı sağlayacak’


Avrupa Futbol Şampiyonası ile Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları ayrı ayrı kulvarlar. Ama bana kalırsa kesinlikle olimpiyatı tercih etmeliyiz. Çünkü, Türkiye zaten bir futbol ülkesi. Olimpiyatı almamız halinde spor bilincimiz, kültürümüz önemli ölçüde gelişecektir. Bunu zaten son olarak bizim İstanbul’da düzenlediğimiz Dünya Salon Atletizm Şampiyonası’nda gözlemledik. O kadar çok ilgi oldu ki, biletler günler öncesinden tükendi. Olimpiyat hem sporcular, hem de organizasyonu düzenleyen şehir, ülke için önemli bir prestijdir. Şehrin ve ülkenin tanıtımına da büyük katkı sağlayacaktır. Ayrıca kentin altyapısını yeniden dizayn edecek, yeni tesisler kazandıracak, yeni sporcular yetişmesine katkı sağlayacaktır.

Mehmet Terzi (Atletizm Federasyonu Başkanı)

‘Biri kıtasal, biri küresel’


Bana kalırsa her iki organizasyon da ülkemiz açısından çantada keklik. Ancak birinden feragat etmek koşuluyla... Eldeki bir kuş, daldaki iki kuştan iyidir! Her şeyden önce Avrupa Futbol Şampiyonası kıtasal, Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları ise küresel bir organizasyon. Bu durumda tercih etmemiz gereken kesinlikle olimpiyat olmalıdır. Bundan önce de 4 kez aday olduk ama alamadık. Bu kez durum farklı. Tarihimizde ilk kez olimpiyata bu kadar yakınken futbol nedeniyle bu fırsatı kaçırmamalıyız. Avrupa Futbol Şampiyonası’nı daha sonraki yıllarda nasılsa yine alırız. Ama olimpiyat için uzun yıllar daha beklememiz gerekebilir. Olimpiyatın altyapıdan ulaşıma, kentsel dönüşümden modern tesislere kadar sayısız getirisi olduğu muhakkak. Ancak
en önemli getirisi, toplumun olimpik bilinçle donatılması, yani ‘Olimpik İnsan’ın yetiştirilmesi olacaktır.

Hamit Turhan (Fanatik Gazetesi Spor Yazarı)

‘Olimpiyat eşsiz fırsat’


Olimpiyat mı, Avrupa Futbol Şampiyonası mı, sorusunu sormak bile abes. Zira iki organizasyon kıyas kabul edemeyecek kadar farklı. Avrupa Şampiyonası tek bir sporun, tek bir kıta organizasyonu. Olimpiyat dünyanın en büyük spor organizasyonu. Ülke ekonomisine, kentin altyapısına katkısı, gelirleri, tesisleri, spor kültürüne etkileri ve prestiji göz önüne alındığında olimpiyat eşsiz bir fırsat. Oyunların bir kenti nasıl değiştirdiğini görmek için 1992 Barcelona’ya bakmak yeter. Futbol ülkesi Türkiye, EURO’yu her istediğinde alabilecek kapasitede. Ancak Türkiye’nin ve dünyanın mevcut durumu göz önüne alındığında olimpiyat düzenleme şansımız belki de hiçbir zaman bu kadar yüksek olmayacak.

Murat Ağca (Habertürk Gazetesi Spor Yazarı)

‘Kesinlikle olimpiyat’


Bence 2020 Avrupa Futbol Şampiyonası’nı da, Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları’nı da almalıyız. Her ikisinin de ayrı ayrı getirisi olacaktır. Ama bir tercih yapılmak zorundaysa kesinlikle olimpiyat olmalıdır. Her şeyden önce dünya tarihinin en önemli spor organizasyonu Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları’dır. Dünyanın en önemli sporcularını ağırlamak, yarıştırmak önemli ölçüde prestij sağlayacaktır. Ayrıca, spor kültürümüzün gelişmesine katkı sağlayacağı gibi, İstanbul’un böyle bir organizasyonu düzenlemesi, kentin çehresini de önemli ölçüde değiştirecektir. Oyunların, altyapıdan tesislere kadar birçok alanda geri dönüşü olacaktır. Bana göre, 2020’nin en güçlü adayı İstanbul’dur ve bu organizasyonu alacağına inanıyorum.

Hamza Yerlikaya (Olimpiyat Şampiyonu Milli Güreşçi)

Olimpiyat yapan ülkeler ne kazandı?

1988 Seul (G.Kore)


l Endüstri malları ihracatı bir önceki yıla oranla yüzde 283’lük artış gösterdi.
l Güney Kore’yi 1988 yılında ziyaret eden turist sayısı bir önceki yıla oranla %23 artış göstererek ülke ekonomisine 3 milyar 300 milyon dolarlık gelir sağladı.
l Olimpiyat hazırlıklarının yapıldığı 1982-88 yılları arasında 300 bin kişilik ek istihdam yaratarak işsizlik oranının da düşüş gösterdi.
l Güney Kore’nin imajı güçlendi, sportif başarısı arttı.

1992 Barcelona (İspanya)


l 6 yıllık hazırlık süresi içinde altyapı problemleri çözüldü. İnşaa ettikleri yeni yollar, köprüler, parklar, oteller ve spor tesisleri ile kent yeniden yapılandı.
l 6 yıllık hazırlık süresi içinde (1986-1992) 327 bin kişilik ek istihdam yaratarak işsizlik oranı da büyük bir düşüş göstermiştir.
l Olimpiyatlara 1 yıl kala, Avrupa’nın en çok gelişme gösteren 8.’inci ülkesi olmuştur.
l Olimpiyat sonrasında İspanya’nın sportif alandaki başarısı yükselişe geçti.

2008 Pekin (Çin)
l 37 yeni stadyum, 32 yeni bina yapıldı. 25 eski bina restore edildi.
l Ulaştırma altyapısı adeta baştan yaratıldı. Metro sistemi baştan aşağı yenilendi, raylı sistem genişletildi, toplam 318 kilometrelik karayolu elden geçirildi. Şehre bağlantısı olan 23 yol düzenlendi. Trafik kontrol sistemleri tamamen elektronik altyapıya geçti. Havaalanı, demiryolları, tren istasyonu ve garlarda
kapasite büyüdü.
l Yeni bir imaj yakalayan Çin’de turist sayısı yüzde 30 arttı.

Türkiye’ye getirisi ne olacak?


Ekonomik alanda
Olimpiyatların en büyük getirisi de ekonomik yönde olacak. Yeni iş istihdamı yaratacak, işsizlik oranı düşecek. Televizyon yayını, bilet satışı, sponsorluk, hediyelik eşya satışları, gayri safi milli hasılatına ek gelir sağlayacak. Ülkenin tanıtımı da dolaylı yoldan ekonomiye ekstra gelir getirecek.

Kültür-Turizm alanında

Birçok eski medeniyetin yaşam alanı olmuş Türkiye’yi, olimpiyatlarla birlikte dünya yeniden tanıyacak. Olimpiyatlar, daha önce ülkeye gelmeyen turisti de çekecek. Ve turist artışı yaşanacak. Oteller günler öncesinden dolacak.

Sportif alanda


Türkiye, yeni tesisler kazanacak. Yeni nesil, değişik spor branşlarıyla tanışacak. ‘Olimpizm ruhu’ kazanmış sporsever toplum oluşacak. Sporda gelişmekte olan Türkiye’nin olimpiyatla birlikte, başarı oranı da artacak.

Ülke ve şehir imajı

Olimpiyatlara 6 yıllık hazırlık dönemi içinde, şehirdeki altyapı problemleri çözülecek. Ulaşım eksikleri giderilecek. Türkiye yeni tesisler kazanacak. Ülkenin prestiji artacak, kent yeniden yapılanacak.

2

Haberin Devamı
YORUM YAZ