Mehmet Özdilek: Bu daha başlangıç!
9 yıl aradan sonra döndüğü Süper Lig’de küme düşme adayı olarak gösterilen Mehmet Özdilek’le yakaladığı çıkışı ve hedeflerini konuştuk.
Röportaj: Hakan Can
Haberin Devamı ›
Söz başarılı hocada:
“Geldiğimde yönetimi az da olsa endişeli gördüm. 7. haftada 8 puanımız vardı. Ben 8 maçta 2 puanlı takımları almaya alışık olduğumdan sıfır endişe ile göreve başladım. Sevgili başkan ve yönetim ile yaptığımız toplantıda onları az da olsa endişeli gördüm. Oysa ben geçmişte, 8 maçta 2 puanlı takımlarda göreve başladığım için 8 maçta 7 puanlı bir takımda işe başlamak benim için ekstra bir güven kaynağı oldu. Sekiz maçta 7 puan lige yeni çıkış bir takım için çok da kötü değil. Oyuncu grubu ile birebir ve grup toplantıları yaparak nereye varabileceğimizin analizini çok iyi yaptık.”
‘100 km’den 116’lara çıktık’
“En önemlisi oyun açısından çok değiştik. Önceden daha geniş alanda oynayan, koşu kalitesi ve koşu mesafesi çok yüksek olmayan, topu kaybettiğinde arkadan seyreden yapıdan biraz daha didinen, savaşan, takım birikteliğini sahaya yansıtan, enerjisi yüksek, antrenman temposu yüksek bir takım haline geldik. Başakşehir maçında koşu mesafemiz 116.3’e ulaştı, Trabzonspor karşısında 115’i gördük. 100 kilometreden bu koktaya geldik. Yani, 1,5 kişi fazla koşmaya başlamışız, bu önemli bir gelişim. Yüksek şiddetli koşularımız, öne doğru koşularımız hep artış gösterdi. Genelde koşarsın da hep arkaya doğru koşarsın, bizde tam tersi.”
Haberin Devamı ›
‘Harika maçlar oynadık’
“Başakşehir ligin koşu mesafesinde en üstlerde, topa sahip olmada önde, birlikte oynama alışkanlığı var, yüksek şiddette koşu mesafesi yüksek, artı çok sayıda sprint atan bir takım. Biz de fiziksel kalitemizle geriye düştüğümüz maçtan puanla çıktık. 90+5’te kazanabilirdik. Bu hafta da Trabzonspor. Trabzon’u anlatmaya gerek yok çok kaliteli bir kadro. Koşarak, kendi oyunumuzla geriye düştüğümüz maçı kazanmayı başardık. Takımdaşlığımız çok yükseldi. Gelecek çok daha iyi olacak. Allah’ı var oyuncularımın geri bildirimi çok iyi olduğu için bu süreci çok kısa zamanda pozitif bir hale getirdik. Ama işimiz bitti mi, bitmedi. Daha 19 maç var.”
'Önceliğimiz kalıcı olmak'
“Geldiğimizi ve farkındalığımızı hem kamuoyuna, hem çalışanlara, hem de futbolculara, skorla destekleyerek geçiş yapmak çok önemliydi. Biz bunu başardık. Yani, hem saha içindeki duruşumuz, hem kazandığımız puanlar, herkesi mutlu etmeye başladı. Kolay değil çünkü... Camia için de kolay değil, 10 yıl sonra Süper Lig’e geliyorsunuz, 10 yılı badirelerle yaşayan, kimi zaman son haftada ligde kalan bir takım bu ligde kalıcı olmalı.”
Haberin Devamı ›
‘Denizlispor marka olmalı’
“Hep bunu söylüyorum, ‘Denizlispor bu ligin kalıcı kulüplerinden biri olmalı. Benim en büyük hedefim bu. Bu sene ligde kalırsak ki, kalacağız altına imzamı atarım’ dedim, bu ligin borçsuz ve iyi yarışan takımlarından biri olacağız. Ben şöyle düşünüyorum Hakan, bu sene en önemli sene. Alt ligden çıkan 3 kulübün 2’si düşüyor. İstatistikler bunu söylüyor. O biz olmayacağız, düşünmedik, telaffuz da etmedik. Bir yandan ikinci devrenin, bir yandan önümüzdeki sezonun planlamasını kafamda yapıyorum. Ben günü kurtarmaya çalışmıyorum. Önceliğim günü değil, geleceği kurtarmanın planlarını yapmak.”
‘Sportif direktör farkı’
Haberin Devamı ›
‘“Başarımızda sportif direktörümüz Burak Özsaraç’ın önemli katkısı var. Kendisi sporculuk döneminde tanıdığım, bildiğim çok doğru bir adam. Karakter ve kişilik olarak arayıp bulamadığımız, sportif direktörlük ceketi üstüne yakışan, kardeşim diyebileceğin bir adam. Burak’ın futbolun içinden gelmesi, bu ligi iyi bilmesi, yabancı dil avantajı, henüz yeni işinde yeterince deneyimli olmasa da bana önemli güç veriyor. Başkan, çözüm ve aradaki bağı kurma anlamında yetkiyi Burak’a vermiş ve Allah’ı var layığıyla uygulamaya çalışıyor. Bu iş sağlıklı iletişimle alakalı, bu iletişim doğru kurulduğu zaman başarı gelir. Bu koltuklar önemli koltuklar, öncelikle sportif direktör pozisyonuna oturacak kişi güvenilir bir isim olmalı. Futbolun içinden gelen, oyunun ruhunu bilen, oyuncuyu ve yönetimi bilen, bilgili ve dürüst bir sportif direktör, her teknik direktöre, her yönetime büyük katkı sağlar. Denizli’de Burak var, her kulüpte olmalı...’
‘14 yabancı zorunlu değil!’
“Anadolu kulüplerinin birçoğunda şöyle bir şey var. ‘14 tane hakkımız var 14 tane alalım’ Alma, 14 tane alma. 8 tane al, 6 tane al! Sana değer katacak oyuncu al. 300-300-300’lük 3 oyuncu alma, oraya 1’lik al, bildiğini al. 14 yabancı alma zorunluluğu yok! Federasyon olarak da, yabancı futbolcu sınırı konusunda karar verirken uygulamada Türk oyuncuyu, altyapıdan yetişmiş oyuncuyu oynatanı ödüllendir.”
Haberin Devamı ›
‘Bekleyemiyorum çünkü futbola aşığım’
“Benim mesleğim bu... Ben mesleğime aşığım ve çok seviyorum. Sosyal şartlarım gereği dışarıda da kalabilirim şükür. Ama ben işime aşığım, dışarıda kalmak beni rahatsız ediyor. Yoksa ben bekleyebilirim. Orayı da bekleyebilirim, burayı da. Beklemektense işin içinde, mücadelenin içinde olmak beni mesleğime ve hayata daha çok bağlıyor. Hep zor süreçlerdeki kulüplerde çalışıyorum. Bu da beni ciddi anlamda Türkiye’nin en tecrübeli teknik adamlarından biri haline getiriyor.”
‘Şenol hoca gitti Egemen geldi’
“Ekibim demişken Şenol Fidan biliyorsunuz Abdullah hocanın yardımcısı olarak Beşiktaş’a gitti. Hakkında hayırlı uğurlu olsun. Biz ise daha da güçlendik. Çünkü, Egemen’i aldık. Egemen yüksek karakterli, çok tecrübeli, büyük takımlarda, milli takımda oynamış bilinen bir isim. Biz ne yapıyoruz, gelen arkadaşları yetiştiriyor ve kararlarına saygı duyuyoruz. Yapacak fazla bir şey yok. Biliyorsunuz Zafer hoca ile çok uzun senelerdir çalışıyoruz. İşte Veysel hoca ile, Dünya hoca ile Yusuf hoca ile 4 senedir çalışıyoruz. Dolayısıyla çok fazla değişkenliğimiz yok. Veysel hoca her geçen gün kendini geliştiriyor. 4 senedir birlikte olduğumuz için bakışlarımızdan birbirimizi anlamaya başladık. Her hocanın kendine has görevi var, o çizgiler içerisinde yoğun mesai harcıyoruz. Bu standartlarda çok doğru çalışıyoruz.”
‘Kötü fikstürle başladık’
Geldiğimizde kaybetme travması yaşamaya başlamış bir takım bulduk. O travmalarda biraz dik durmak lazım. Fikstürümüz de Fenerbahçe, Gençlerbirliği, Sivas, Beşiktaş... Biz bu süreçte denk ve gerçek rakibimiz olan herkesi yendik içeride ve dışarıda. Zaten bizi bir yerlere götürecek maçlar bu maçlar. Gençlerbirliği, Rize artı Gaziantep. Hedef maçların hepsini kazandık. Bu güveni geri getirdi. Kadrom da iyi. Öncelikle bu ligde atanın ve tutanın iyi olacak. Bu anlamda çok şanslıyım. Benim atanım Rodallega ve tutanım Stachowiak. Kadrom dengeli. Birkaç tane daha, yine doğru transferlerle bu kadro futbolseverlerin maçını beklediği takım haline gelecektir.