Bilgehan Demir, Haftanın Konuğu'nda soruları yanıtladı

Spor spikeri ve yazar Bilgehan Demir, D-Smart'ta yayınlanan 'Haftanın Konuğu' programında, Aykut Aydın'ın sorularını yanıtladı.

Bilgehan Demir, Haftanın Konuğu'nda soruları yanıtladı

Spor spikeri ve yazar Bilgehan Demir, D-Smart'ta yayınlanan 'Haftanın Konuğu' programında, Aykut Aydın'ın sorularını yanıtladı.

Haberin Devamı

İşte Bilgehan Demir'in dikkat çeken açıklamaları:

“Kayıp Madalyon” kitabını çıkartmadan önce ben Muhammet Ali ile ilgili hiçbir şey bilmediğimi öğrendim.

Muhammet Alinin boksla tanışmasıyla ilgili çok yanlış bilgiler var. “Kayıp Madalyon” kitabımız bunu düzeltiyor. Muhammet Ali’nin bisikleti çalınıyor, karakola gidiyor karakolda da bir polis memuru onu boksa başlatıyor diye biliniyor. Bu kesinlikle böyle değil. Muhammet Ali’nin bisikletinin çalındığı doğru. Muhammet Ali’nin bisikleti çalınıyor ve dedesinin armağanı. Ailesi ne zengin ne fakir. Babası boyacılık yapıyor ama “Picasso” kadar değerli bir ressam. Ama günün şartları onu tabela boyamaya itiyor. Annesi dört dolar karşılığında ev hanımlığı yapıyor. Ama bir tane arabaları var çok lüks olmayan. Çocuğuna bisiklet de alabiliyorlar. Bisikleti alıyorlar, bu bisikletle geziyorlar. Pazar yerine gidiyorlar. Bir giriyorlar içeri, büyüleniyorlar. Her yerde bir sürü yiyecek ve içecek. Kermes gibi bir şey düşünün öyle bir yer. Bunlar yiyor içiyor derken dışarıda da felaket bir yağmur var. Bir çıkıyorlar bisiklet yok. Muhammed Ali’nin kaynar sular başından aşağı dökülüyor. Annesine söylüyor ve annesi saklıyor. Babası gerçekten çocukları döven bir baba ama dövmüyor. Ama bir yandan da düşünüyor bu arkadaş çevresinden kurtulması lazım. Bir çetenin içinde mahallede. Derken Muhammed Ali kime gidiyor biliyor musunuz? Bisikleti çalanı bulmak ve onu dövmek için boksör kuzenine başvuruyor. Boksör kuzeni de diyor ki benim bildiğim bir yer var orada boksa başlayabilirsin diyor.

Haberin Devamı

Büyük ezberlerden biri de paraşüt olayı. Herkes bunu Roma’ya paraşütle gitti diye anlatıyor. Roma’ya paraşütle gitme olayı yok. Roma’ya paraşütle gitmedi. Gittiği yer New York’tan Los Angeles. Los Angeles Amerika’nın en batısı yani en doğusundan en batısına gidiyor. Trenle 36 saat. 36 saat tren yolculuğu yapmış bir adam nasıl boks maçı yapacak elemelerde. Antrenörü yalvarıyor. Antrenörün oğlu paraşütü bulup getiriyor. Al diyor giy bunu sırtına. Onunla birlikte gidiyor dönüşü de tren ile yapıyor. Uçakla gittiği için yorgun olmuyor ve olimpiyatlara gitmeye hak kazanacak başarı elde ediyor.

Haberin Devamı

Bu kitapta Türkiye’yi ilgilendiren çok bölüm var. İki defa Türkiye’ye geldi. Türkiye’ye Erbakan getirdi ilk başta. Nasıl getirdi, neden getirdi, nasıl bir kaos yaşandı İstanbul’da, hışımla nasıl İstanbul’dan geri döndü ve Amerika’da bunun yankıları nasıl oldu? Bir anda boksu bıraktığını açıkladı Türkiye’de.

 

YORUM YAZ