Fanatik yazarları Beşiktaş - Antalyaspor maçını değerlendirdi: Asıl sorun kalite
Beşiktaş - Antalyaspor mücadelesinden gol sesi çıkmazken, ev sahibi Siyah-Beyazlılar staddan üzgün ayrıldı. Beşiktaş forvetlerinin Antalya kalecisi Boffin'i geçemediği 90 dakikayı FANATİK yazarları yorumladı. Ali Ece, Cem Dizdar, Erman Özgür, Orhan Yıldırım ve Deniz Çoban'ın Beşiktaş- analizlerini bu galeride bulabilirsiniz.
Asıl sorun kalite (Ali Ece)
Önder Karaveli hocanın kafasındaki alternatiflerden birinin üçlü savunma olduğu ilk göreve geldiği maçlardan belliydi. Devre arasında da üçlü savunma formasyonları üzerine oyuncuları çalıştırdı. Dün gece ilk yarıda Antalyaspor karşısında üçlü savunma, Beşiktaş’ın daha önceki maçlardaki savunma hatalarını tekrarlamamasını sağladı ancak hücumda Ghezzal yokken yaşanan kreatiflik eksikliğine de çözüm olmadı.
Beşiktaş ilk 45’te tempoyu kendi lehine yükseltemedi, rakip savunmanın yerleşik dengesini bozamadı, hücum sürekliliğini tesis edemedi. Bu Guardiola’nın meşhur ‘Savunma biçiminiz, hücum biçiminizi belirler’ tespitinin ötesinde oyuncu kalitesiyle ilintili bir durum.
Josef olmayınca...
Zaten üçlü savunma alternatifi, Beşiktaş’ın kadrosundaki mevcut stoperlerden istikrarlı sağlam bir 4’lü savunma tandemi oluşturulamadığı için. Hele önlerinde Josef yokken Beşiktaş 4’lü savunması iyice yetersiz kalıyor, ikinci yarının başında Necip’in stoperden Josef mevkisine geçmesi de çözüm olmadı.
63’e kadar Beşiktaş hem etkili pozisyonlar üretemedi, hem de bir Ersin kritik kurtarışı bir de Emirhan son adam kademesi sayesinde verdiği iki pozisyonda golü yemekten kurtulan taraf oldu. 63’te Ghezzal ve Larin oyuna girdikten sonra Beşiktaş hem daha etkili pres yaptı hem de hücum temposunu yükseltmeyi başardı. Ancak Larin bir kez daha maçı koparacak pozisyonu bozuk para gibi harcadı.
En kötüsü hakemdi
Beşiktaş özellikle son 15 dakikada çok etkili bir oyun sergiledi ama yetmedi. Sahanın en kötüsü yönettiği maçların çoğunda olduğu gibi hakem Bitigen’di. 35’de Güray’ın el pozisyonu VAR incelemesine kalmamalıydı, o pozisyon dışında da maç boyunca vücut dilinden yeşil sahaya özgüven eksikliğini yaydı.
Hoca marifeti (Orhan Yıldırım)
Kartal son haftalarda teknik patron Önder Karaveli’nin yanlışları yüzünden puan verme geleneğini sürdürdü. Karaveli, maç içinde üç farklı sistem denedi. Her defasında yanlış isimleri oynattı. Bu da skora yansıdı. Zirve takibi için büyük avantaj kaybetti. Gecenin yıldızı; soğuk havaya rağmen tribünleri dolduran taraftarlar oldu. Lige tutunmaya çalışan Antalyaspor ikram puanı geri çevirmedi. Tartışmalı kararlar veren hakeme tepki vardı. Oyundan alınan Batshuayi ise yuhalandı.
Sistem etkisi
Önder hoca, 3-5-2 sistemi ile maça başladı. Ancak sahaya sürdüğü kadro buna hiç uygun değildi. Orta alanda benzer özelliklere sahip; Pjanic, Can ve Alex etkisiz kaldı. Bu dizilişin en önemli unsurları kanatlar. Sağda Rosier iyi oynadı. Solda Rıdvan tam tersi. Kartal doğru sistem, yanlış oyuncu tercihleri ile bocaladı. İlk yarıda Montero üst direğe takıldı. Batshuayi yine kaçırdı. Hepsi bu. Konuk Antalyaspor, etkili ataklar yaptı. Ancak son vuruşlarda ya silik kaldılar ya da Ersin’e takıldılar.
Hamle üstüne hamle
İkinci yarı karşılıklı oyuncu değişiklikleri yapıldı. Maç tam bir taktik savaşına dönüştü. Klasik sistemine dönen Beşiktaş etkili olmaya başladı. Beklentilerin uzağındaki isim Batshuayi ile Larin yine kaçırdı. Tribün desteği ile son bölümde baskı arttı. Antalyaspor kontratağa döndü. Savunmayı zorladı. Her iki kalede kaçan goller büyük heyecan yarattı. Pjanic yan direğe takıldı. Kartal’ın iki penaltı itirazına ‘VAR’ devam kararı verdi. Sarı kartlar havada uçuştu. Mücadele dolu maçta puanlar paylaşıldı. Pjanic gibi tecrübeli futbolcunun gördüğü kırmızı kart, büyük sorumsuzluk örneği olarak öne çıktı.
Beşiktaş'a yetmedi (Cem Dizdar)
’Üçlü savunma’’yla başlayıp orta sahayı sayısal olarak çoğaltmış olsa da Pjanic’le oyunu hızlandıramayan Beşiktaş’ın ilk devre boyunca etkili olduğu söylenemez. Aksine defans arkasına atılan toplarda sonuçlanmasa bile ciddi sıkıntı yaşadılar. İkinci yarı başlangıcı da farklı değildi. Oysa Necip savunma önüne Rosier de dörtlüdeki bölgesine dönmüştü ancak değişen bir şey olmadı. Arkaya atılan top sıkıntısı sürdü gitti Beşiktaş’ın.
Ne Pjanic ne de Teixeira’nın tempoya katkı verme niyeti olmayınca Can ve Emirhan da ister istemez ‘’görünmez oldu’’ ve Ghezzal, Larin ile değiştirildiler. Ancak kendi alanını doğru kapatan Antalya bu değişikliği de pasifize etmeyi başardı. Beşiktaş için geriye sadece duran top kalmış görünüyordu, o da olmadı. Nihayet 80’den sonra Beşiktaş ‘’maçı başlatmış’’ olsa da bu kez süre yetmedi! Üstüne bir de Pjanic ne yapıp edip kendini attırmayı başardı!...
Birkaç not vererek bitirelim...
*Sadece becerili diye gelir gelmez oyuncuları sahaya gönderen ‘’teknik adam’’a şüpheyle bakarım! Kim, kiminle hangi oyunun antrenmanını yapmış ki sahada onu tatbik edecek? Takımın 1/3 yeniyse bu, ‘‘Antrenman ve tekrar o kadar da önemli değildir’’ anlamına gelmez mi?
*Öğrenme süreçlerini kısaltmak için Rıdvan gibi genç oyunculara olur olmaz orta yapmamayı öğretmek gerekiyordu alt yaş gruplarında. İlke belli; ‘’En iyi top, takımda kalan toptur’’.
*Korner atışlarında bütün takımı ceza sahası içine toplayınca topu kapmış bile olsanız çıkmak mümkün olmuyor ve top yeniden rakibe geçiyor. Buna da çözüm bulmalı teknik adamlar...
Tempo var; sonuç yok! (Erman Özgür)
Beşiktaş’ta iç sahada ilk kez denenen 3’lü savunma, bugüne kadar bek oynamış Rıdvan ve Rosier’i öne çıkarma isteği ilk yarıda karşılığını bulmadı. Özellikle Alex Teixeira ve Emirhan’ın vasat kalışı ile pozisyon bulmakta zorlanan Beşiktaş, Antalya’nın savunma arkası denemelerine de hazırlı olunca son derece kısır bir 45 izledik. Montero’nun kafasında direğe takılması dışında akılda kalan bir an yoktu.
Beşiktaş’ta Önder hoca, 2. yarıya 4’lü dizilişle döndü. Emirhan’ın sağ kenarda bulduğu alan genişledi, Necip öne çıkınca orta saha etkinliği iyice Beşiktaş’a geçti, ancak değişmeyen şeylerde vardı. Batshuayi’nin ve Teixeira’nın etkisizliği gibi. Önder hoca bu kez değişikliklerle müdahale etti ama tempo sürekli artmasına rağmen pozisyon kısırlığı devam etti.
Hücumdaki form düşüklüğü...
Rıdvan’ın bindirmeleri ile bu problem bir parça çözülmüş olsa da Larin fırsatları cömertçe harcayınca tabela da değişmedi. Boffen’in de performansı dikkat çekiciydi. Sonuçta Beşiktaş üstün oynadığı bir maçı daha kayıpla kapatırken, özellikle hücum hattındaki oyuncuların form durumunun düşüklüğü bu kayıpların en önemli nedeni olmaya devam etti.
Beşiktaş'ın penaltısını atladı (Deniz Çoban)
Hakem ekibi açısından zor ve kritik pozisyonların olduğu bir maç yaşandı. 10. dakikada top kendisine çarptığı için Antalyaspor’un önemli bir atağını kesmek zorunda kaldı. Oyunu durdurup hakem atışıyla başlaması doğruydu ama topun kendisine temasını önleyebilirdi. 35. dakikada Vida’nın kafa vuruşunda top Güray’dan döndü. Penaltı beklentileri oldu. Ama görüntüleri incelediğimizde topun Güray’ın koluna teması görünmüyor. Hakemin devam kararı doğruydu.
Pjanic’in kartı doğruydu
84. dakikada Güven’in şutu sonrası Gökdeniz’den dönen topta da penaltı beklentileri oldu. Bu pozisyonda Gökdeniz çok dağınık ve kolu açık şekilde topa yükseliyor. Risk alıyor ve vücudunu genişletiyor. Rakibinin vurduğu top açık kola geliyor. Karar penaltı olmalıydı. Maçın son anlarında Pjanic’in hakeme temas ederek itirazı sarı kartı gerektiriyordu, hakem atlamadı. Pjanic hakeme itirazına ısrarlı şekilde devam edince hakemin ikinci sarı kartı göstermesi de doğruydu.