Bahar Çağlar: Kadınlar günü hatırlatıcı olmalı, hapsedilmemeli
Yakın Doğu forması giyen Milli Basketbolcu Bahar Çağlar 8 Mart Kadınlar Günü'nde Fanatik'e konuştu. Çağlar bu özel günle ilgili olarak açık ve net konuştu: Kadınlar günü hatırlatıcı olmalı, hapsedilmemeli...
Hem kadınlar liginde hem de Euroleague'de şampiyonluğa yürüyen Yakın Doğu Üniversitesi'nin en önemli oyuncularından Bahar Çağlar 8 Mart Kadınlar Günü'ne özel Fanatik'e özel açıklamalarda bulundu. 9 Sezon Galatasaray forması terlettikten sonra Yakın Doğu Üniversitesi'ne transfer olan Çağlar kariyer sürecini anlattı ve Kadınlar Günü ile ilgili olarak "8 Mart hatırlatıcı olmalı ama bir güne hapsedilmemeli kadının toplumdaki yeri. Spor ile sanat kadının en güzel özgürlük ve benliğini ortaya koyma alanıdır." ifadelerini kullandı.
Galatasaray'da büyük başarılara imza atmıştınız. Yakın Doğu Üniversitesi’nde iki sezondur inanılmaz işler yapıyorsunuz. Geçen sezon almadığınız kupa kalmadı? Başarının sırrı nerden geliyor?
Bence başarının tek sırrı var; takım arkadaşları, teknik ve idari kadro arasındaki sevgi bağları. Aramızda sevgi bağı olunca herkes birbirini sahada ve saha dışında birbirini destekliyor. Birimizin yaptığı hatayı bir diğerimiz hemen kapatıyor, destek veriyor. Bu duyguyu yakalayınca başarı da geliyor. Sırrımız takımdaşlık kısaca.
MARDİN'DEKİ İLGİ BENİ ÇOK ETLİKEDİ
Yakın Doğu Üniversitesi ile iki hafta önce Türkiye Kupasını kazandınız? Neler söyleyeceksin...
Öncelikle Kupa maçlarının oynandığı Mardin için bir parantez açmak isterim. Hoşgörünün çok önde olduğu muhteşem bir tarihi atmosferi var Mardin’in. Ailem de maçlara geldi ve onlar benden çok keşfettiler Mardin’i. İnsanlık tarihi ile eşdeğer bir şehir. Beni daha da çok etkileyen farklı dil ve dinlerin bu kadar hoşgörü içinde birlikte yaşamasıydı Mardin’de. Ayrıca maçlara olan müthiş ilgi beni çok etkiledi. Mardin’de bir kadın basketbol takımı kurulacak kadar kapasite var. Mardinli küçük kız çocuklarıyla buluşmamız muhteşemdi. TBF’nin basketbolu Mardin ile, Mardin’i de basketbolla buluşturması müthiş bir karardı. Şehir turnuvayı sahiplendi. Final günü salon dışında kalan seyirciler bunun en önemli kanıtı.
Maçlar başlamadan önce favoriydik. Fire vermeden finale geldik. Hatay BŞB ile finalde oynadık. Kazandık. Böylece beşinci kupamızı da müzemize götürmüş olduk. Sırada Eurolig hedefimiz var. Hatay BŞB’yi de finale çıkma başarısı gösterdiği için tebrik ederim.
Duygusal mısındır? Yakın Doğu Üniversitesi formasıyla Galatasaray'a karşı çıktığın ilk maçta neler hissettin?
9 sezon Galatasaray forması giydikten sonra Galatasaray’a karşı oynamak. Benim için çok zordu. Kendimi maçın başında kötü hissettim açıkçası.
HEDEFİMİZ FİNAL
Galatasaray ile Euroleague şampiyonluğu yaşamıştın şu anda Yakın Doğu Üniversitesi ile de şampiyonluk favorileri arasındasınız, tekrar bu başarının elde edilebileceğini düşünüyor musun?
Galatasaray ile Eurolig şampiyonu olduğumuzda da favori değildik. Yakın Doğu Üniversitesi sezon başından beri Final Four’un doğal adaylarından biriydi. Final Four bambaşka bir ortam. O dönem iyi durumda olan takımın şansı artıyor. Takım ruhu, takım bütünlüğü önemli. Kadın basketbolunda her takım her takımı yenebilir. Dynamo Kursk ve Ekaterinburg birer adım önde görünebilirler. Ancak final bir maç ve öncelikli hedefimiz finale çıkmak. Sonrasına final maçında bakacağız.
Ligde Fenerbahçe en güçlü rakibinizken Euroleague'de de Ekaterinburg bu konumda. Ligde Fenerbahçe'ye karşı oynadığınız iki lig maçını da kaybettiniz, Euroleague'de de Ekaterinburg'a karşı iki maçta da mağlup oldunuz. Kritik noktada eşleşince bu durum değişecek midir sence?
Bir önceki soruda da belirttiğim üzere Final Four havası bambaşka. Fenerbahçe’yi bu sezon Eurolig grup maçlarının ikisinde de yendik. Zaten bu iki takım hem Eurolig’in hem de Türkiye Liginin rengi. Sahada az hata yapıp takım bütünlüğünü korursak, aklımızı öne koyabilirsek müzemizi o büyük kupayla taçlandırabiliriz.
Avrupa şampiyonası elemelerinde 4'te 4 yapan bir milli takımımız var kalan iki maça yönelik beklentilerin neler?
Biz Minsk’te en zor grup maçımızı oynadık ve Belarus’u iyi savunmamızla yendik. Grup maçlarının son ikisi Kasım ayında oynanacak. Bir hata yapmadan grubu lider bitireceğimizi düşünüyorum. Ancak onun öncesinde Eylül ayında Milli Takımımızı çok önemli bir Dünya Şampiyonası bekliyor.
Milli takımların turnuva elemelerinin sezon içinde oynanması sizlerin ve kulüp takımlarının performansını Nasıl etkiliyor sence?
Bireysel olarak en büyük zorluk, bir boşluk yakalayıp mental rahatlama yakalayamamak. Milli takımlarda oynamayan yabancı sporcular o dönemde 7-8 gün tatil yaparak ailelerinin yanına gidiyor ve zihin olarak rahatlıyorlar. Milli Takım oyuncularının böyle bir şansı olmuyor. Kulüp açısından da yeniden ritim bulmak biraz zaman alıyor. Bu nedenle Milli Takım aralarından sonraki maçlar biraz sıkıntılı geçer hep.
Galatasaray'ın eski yatırım yaptığı başarılı dönemde sayısız dünyaca ünlü oyuncuyla oynadın, şimdi Vandersloot, Kayla Mcbride, Lavender gibi isimlerle oynuyor oynadığın en iyi yabancı oyuncu kim?
Galatasaray’da birlikte oynadığım Sylvia Fowles ve Tamika Catchings’i ayrı bir yere koyarım. Bunlar hem iyi oyuncuydu hem de karakter olarak çok düzgündüler. Yakın Doğu Üniversitesi’nde birlikte oynadığım Kayla McBride çok farklı özelliklere sahip bir oyuncu. Vandersloot ve McBride YDÜ’de kariyerlerinin en parlak dönemini yaşıyorlar. Özellikle McBride’ın daha da kapasitesi olduğunu düşünüyorum. Levander çok pozitif bir karakter. Sandrine Gruda ise Avrupa basketbolunun en iyilerinden.
Türkiye Liginde ve genel olarak Avrupa'da kalitenin önceki yıllara göre düşmekte olduğu eleştirilerine katılıyor musun?
Bence Yakın Doğu Üniversitesi ve Fenerbahçe kalitelerini koruyorlar. Hatay BŞB üç sezonluk bir istikrarın meyvalarını topluyor. Bence kaliteyi düşüren etken, bazı takımların finansal zorluk ve yanlış seçimler sonucu yarışmacı kimlikten uzaklaşmış olmaları. Kaliteyi korumanın yolu sponsorların kadın basketboluna çekilmesinden geçiyor. Kadın basketboluna yapılan yatırımın en çabuk pozitif dönüşümün yaşandığı spor dalı olduğunun daha iyi anlatılması gerek sponsorlara. Bu konuda biz sporcular da taşın altına elimizi koymalıyız.
KADIN MESSI'LER TÜRKİYE'YE GELİYOR
Avrupa'da oynamayı düşündün mü teklifler aldın mı?
Kadın basketbolunda durum futboldaki gibi değil. Futbolda Arda Turan’ın Barcelona’ya gitmesi arzulanırken, kadın basketbolunda Messi eşdeğeri sporcuların Türkiye’de oynaması onlar adına başarı. Akım ters yönde yani. Bu Türkiye’de kadın basketbolunun çok ileride olmasından kaynaklanıyor. Ben de hep en üst düzey takımlarda oynadım Türkiye’de. Bu nedenle Avrupa’da oynama arayışım hiç olmadı.
HATIRLATICI OLMALI! HAPSEDİLMEMELİ
8 Mart Kadınlar Günü ile ilgili mesajın nedir?
Kadının toplum içinde hakettiği yeri alması en büyük dileğim. Ben bu anlamda elbette kendimi şanslı görüyorum. Ancak belki benim potansiyelime sahip birçok kız çocuğu keşfedilemeden sıradanlaşıyor. Bu nedenle spor politikalarımızın tüm ülke sathına yayılması gerek. Doğu’daki potansiyelin kazanılması gerek. Bunun terörü önlemede dahi büyük yararı olacağı kanısındayım. 8 Mart hatırlatıcı olmalı ama bir güne hapsedilmemeli kadının toplumdaki yeri. Spor ve sanat kadının en güzel özgürlük ve benliğini ortaya koyma alanıdır bence.
Ülkemizde kadına şiddet olayları sık sık yaşanıyor? Haberleri okudukça neler hissediyorsun?
İyi hissetmek mümkün mü ? O şiddet ile geride kalan çocuklara verilen zararı düşünebiliyor musunuz ? Moralim bozuluyor, canım sıkılıyor. Ülke olarak en sert cezai müeyyideleri getirmemiz ve uygulamamız gerek bu konuda.
Motor sevgin var galiba. Kullanıyor musun?
Evet çok seviyorum ama kullanamıyorum. Çünkü yasak...
En son izlediğin film? İzlediğin dizi? Okuduğun kitap?
Arif V 216. Ufak Tefek Cinayetler’i izliyorum dizi olarak. Şu anda başucu kitabım da Jack London’ın meşhur eseri Beyaz Diş.
Basketbolu bıraktıktan sonra neler yapmayı düşünüyorsun?
Basketbolu bıraktıktan sonra Türk kadın basketboluna hizmet etmek istiyorum elbette. Sporculuğumda nasıl onlara örnek olmaya çalıştıysam, bırakınca da bu misyonum devam eder. Bunu hangi koltukta yapacağıma basketbolu bıraktığım günlerde karar veririm.
Röportaj: Yakup Çınar