Duarte'den Emre Belözoğlu'na övgü
Medipol Başakşehirli Leo Duarte, takımın başarısının arkasında sıkı çalışma, adanmışlık ve disiplin bulunduğunu vurguladı. Teknik direktörü Emre Belözoğlu'ndan övgüyle söz eden Brezilyalı savunmacı, "O, gerçekten çok özel biri" dedi.
Spor Toto Süper Lig'de averajla liderliğe yükselen Medipol Başakşehir'in defans oyuncusu Leo Duarte, Türkiye Futbol Federasyonu'nun TamSaha dergisine özel röportaj verdi.
Haberin Devamı ›
17 Temmuz 1996 Brezilya - Mococa doğumlusun. Futbola başlamadan önce nasıl bir çocukluk geçirdin?
Çok küçük bir şehirde yaşıyorduk. São Paulo'nın küçük bir köşesinde, nüfusu 80 bin kişi olan bir yerdi. Orada, okul sonraları arkadaşlarım ve kardeşlerimle birlikte zaman geçirdiğimiz ve zevk aldığımız günler yaşadık. Topla oynamak tabiî ki de bize büyük bir zevk veriyordu. Orada topa vurmak, şut atmak belki de futbol kariyerimin başlangıcı olarak söylenebilir. Mutlu olduğum, zevk aldığım işe bu şekilde başladım diyebilirim.
Aileni tanıyabilir miyiz? Annen, baban ve varsa kardeşlerin ne işle meşgul oluyorlar?
Annem, babam ve kız kardeşim birlikte yaşıyorlar. Babam, benim futbolculuk dönemimde ev inşa işleriyle uğraşıyordu. Annem ise ev hanımıydı. Annemin benim üzerimde çok büyük bir etkisi var. Eğer bugün, bu seviyede futbol oynuyorsam kesinlikle annemin sayesindedir. Onların özverileri sayesinde bugünlere geldim. İki kardeşim okul sonraları çalışıyorlardı. Ancak bugün hiçbiri çalışmıyor ve aynı evde yaşıyorlar. Artık kardeşlerim benim futbol hayatımdaki işlerimle ilgileniyorlar.
Haberin Devamı ›
Ailende senden başka sporla uğraşan birileri var mı?
Babam futbol oynadı ama profesyonel değil amatör seviyede oynadı. Kardeşim de çok iyi bir futbolcuydu ama o da profesyonel olamadı çünkü Brezilya'da çok az insan bu fırsata erişebiliyor.
Brezilya'da futbolcu olmak genellikle hayata karşı kazanmanın bir yolu olarak görülür. Genellikle gelir düzeyi yüksek olmayan ailelerin çocukları futbolcu olup sınıf atlamak ister. Senin de böyle bir hikâyen var mı?
Gerçekten çok zorlu bir çocukluk dönemi geçirdim ama babam her zaman manevi olarak yanımdaydı. Futbolu öğretme noktasında bana çok yardımcı oldu. Futbolu gerçekten çok seviyordum. Topla oynamayı, top sürmeyi, futbol içerisindeki dinamikleri bana aşılayan babamdı. Brezilya'da zaten çocuk nüfusunun birçoğu futbolcu olma hayalinin peşinden gidiyor. Futbol onların aslında ulaşmak istedikleri, seviye atlamak istedikleri bir dal, çok inanılmaz derecede sevilen bir spor ancak herkes bu profesyonel hayata ulaşamıyor. Brezilya'da profesyonel imza atmak çok zordur. Sıkı çalışmak gerekiyor, bunun yanında yetenek gerekiyor, yeteneğin yanında bazı yapmanız gereken şeyler var. Aileden uzak kalmak gibi mesela… Ben üç sene boyunca ailemden çok uzaktaydım. Zor bir çocukluk geçirdim. Bugün şükürler olsun bunların meyvesini yiyorsam yapmış olduğum sıkı çalışma ve özveri sayesindedir. Bundan dolayı Tanrı'ya şükrediyorum.
Haberin Devamı ›
Eğitim hayatından bahsedebilir misin?
Eğitim hayatımda annem ve babamın büyük yardımları oldu. Gerçekten futbolculuk döneminden önce almam gereken temel eğitim konusunda çok başarılı olduğumu söyleyemem. Ancak ailemin ve özellikle babamın bana çok büyük destekleri oldu bu konuda. Brezilya'da yaşlılar yani öğretmenler, bizden tecrübeli insanlar ve çok saygı görürler. Ben de onların özverileri sayesinde eğitim hayatımı çok başarılı olmasa da güzel bir şekilde geçirdim.
Sendeki futbol yeteneğini ilk kim keşfetti ve bir kulübün kapısından içeri soktu?
Haberin Devamı ›
Yaşadığım şehirde antrenman yaparken okulumuzun antrenörü tarafından keşfedildim. Onun da aracılığıyla Brezilya'daki bir futbol kulübü ile test maçı yaptık. Test maçında çok başarılı bir oyun çıkardım. Futbolculuk hikâyem bu şekilde başladı.
Desportivo Brasil ve Flamengo kulüplerinde altyapı eğitimi aldığını biliyoruz. Altyapı kariyerinden bize bahsedebilir misin?
Çocukluğumu geçirdiğim dönemde, akademide Desportivo Brasil takımında gerçekten futbolla ilgili çok temel bilgilere sahip oldum. Aslında Flamengo takımı ile geçirdiğim zamanda öğrenmem gereken bütün deneyimleri bu takımda edindim. Şehirler arasında da çok farklar var. Transfer olduğum Flamengo kulübünün bulunduğu Rio de Janeiro'nun çok büyük bir şehir olması sebebiyle kültürel farklılıklar da yaşadım. Ancak bakıldığı zaman Flamengo takımı, Brezilya'nın en büyük kulüplerinden bir tanesi ve inanılmaz tutkulu, heyecan verici seyircisi var. Orada inanılmaz güzel dört sene geçirdim. Bugün geriye baktığımda bu seviyelere gelmem, bu iki kulübün bana aşılamış olduğu futbol bilgileri sayesindedir.
Haberin Devamı ›
Futbola defans oyuncusu olarak mı başladın? Defans oyuncusu olmayı kendin mi istedin?
Aslında Brezilya'da tüm çocuklar gol atmak ister. Topla çok oynamayı ve forvet pozisyonunu çok severler. Evet, ben de aslında bu şekilde başladım. Çünkü topla oynamak çok daha büyük zevk verir. Bir çocuk için gol atmak, topla çok daha fazla vakit geçirmek daha eğlencelidir. Ben de o şekilde başladım. Sora yavaş yavaş geriye doğru çekildim. Orta saha oynamaya devam ettim. Daha sonra kendimi çok daha rahat hissettiğim ve bugün gerçekten oynamaktan da çok büyük bir zevk aldığım stoper pozisyonuna geldim. Flamengo takımında her ne kadar bazı zamanlarda sağ bek oynasam da asıl pozisyonum stoper ve stoperde oynamak isterim.
Futbola başladığın dönemlerde idollerin var mıydı? Onları hangi özellikleriyle kendine örnek almıştın?
İdol olarak en başta ailemi görüyorum. Babam gerçekten sadece beni değil, kardeşlerimi de gerek futbol içerisinde gerek futbol dışında, evde ve hayata dair birçok alanda sırtlayan, bana yardımcı olan kişidir ve onu idol olarak görüyorum. Annem de diğer taraftan her zaman benim arkamda bir savaşçı gibi duran birisidir. Aslında kötü ve iyi anlarımda benim en büyük destekçim aile üyeleridir diyebilirim. Ama saha içi organizasyonu ile alâkalı bakıldığı zaman, daha önce birlikte aynı takımda oynadığımız ve kendisinden çok etkilendiğim, Almanya'da Bayer Leverkusen ve İtalya'da Roma takımlarında oynamış olan Juan'ı gösterebilirim. Gerçekten bana sadece saha içinde değil, saha dışında da futbolla ilgili öğrenmem gereken bütün önemli detayları aşılayan kişiydi. Bugün gerçekten iyi bir stoper olarak oynamaya devam ediyorsam onun da büyük etkileri vardır. Ona da bu zamana kadar bana yardımcı olduğu için çok teşekkür ederim.
İlk profesyonel imzanı attığın gün neler hissettiğini bizimle paylaşabilir misin?
Profesyonel imzayı attığımda henüz 16 yaşında çok genç birisiydim. Sportif Brasil takımıyla sözleşme imzalamıştım. O gün gerçekten inanılmaz heyecanlıydım. Ailemin hikâyesini değiştirmek düşüncesiyle oradaydım. Onlara finansal alanda birazcık yardımcı olmak beni çok mutlu edecekti. Çünkü fakir bir aileydik, paramız çok kısıtlıydı. Attığım imzadan sonraki ilk işim anneme para göndermek oldu. Çünkü finansal olarak aileme yardımcı olabilmek beni çok mutlu ediyordu.
Flamengo, Brezilya'nın en popüler kulüplerinden biri, belki de birincisi. Zico, Sócrates, Romário, Adriano, Júlio César, Felipe, Ronaldinho gibi yıldızların formasını giydiği bir efsaneden söz ediyoruz. Bize Flamengo'nun Brezilya futbolundaki yerinden ve senin o kulüpte yaşadıklarından biraz söz eder misin?
Flamengo takımında dört sene futbol oynadım. Tüm hayatımın gerçekten unutulmaz en güzel dönemlerinden biridir. Sizin de belirtmiş olduğunuz gibi çok büyük karakterlerin, isimlerinin, yolunun geçtiği bir kulüptür. Zico, Sócrates, Romário, Adriano, Júlio César, Felipe, Ronaldinho gibi büyük yıldızların yolunun geçtiği bir kulüp. Benim de profesyonel olarak hayatıma ilk adım attığım kulüplerden birisi. Kendi ülkemin en büyük kulübü. Dünyanın da açıkçası en büyük kulüplerinden birisi. Gerçekten çok tutkulu ve ateşli 45 milyon taraftarıyla büyük bir kulüp. Ben orada çok farklı dinamikler içerisinde zaman geçirmiştim. Bu yıldızların yanında, sahip olduğu inanılmaz tesisleri ve öz kaynakları itibariyle bende çok önemli yer edinen bir kulüptür.
Flamengo'nun ardından dünya futbolunun bir başka büyük markasına, Milan'a transfer oldun. Milan'a transferindeki süreçten bahsedebilir misin? Bu takımda yaşadığın aklında kalan hangi anılar var?
Flamengo'da çok iyi bir form yakalamışken 19 yaşında başladığım kariyerimi 22 yaşında çok güzel bir hikâyeyle süslemek için İtalya'da devam ettirme fırsatına eriştim. Daha önce hiçbir zaman ülkemizin dışına çıkmamıştım. Hayatımda ilk defa ülkemin dışında başka bir kültüre sahip, bir başka futbol kültürüne sahip takımda, Milan'da kariyerimi devam ettirmek için oraya gittim. Çok güzel bir süreç yaşadım diyemem. Çok zor dönemlerden geçtim, henüz çocukluk döneminden çıkıp, gençlik döneminin başlangıcında sakatlıklarla boğuştum. Ardından Covid-19'a yakalandım ve çok fazla forma giyme fırsatına erişemedim. Maalesef çok fazla maça çıkamadım. Eşimle birlikte büyük bir adaptasyon sıkıntısı yaşadık. Dil sıkıntımız vardı. Bu gibi problemler oluştuğu zaman açıkçası geride güzel bir vakit geçirdim diyemem. Güzel diyebileceğim şey ise Maldini ve Ibrahimoviç gibi büyük yıldızlarla aynı takımda forma giyme fırsatına erişmemdi. Özellikle Maldini'nin benim pozisyonumda çok büyük bir etkisi oldu. Çocuğum yeni doğmuştu. Zor bir dönemdi ve bu dönemi çok güzel bir şekilde atlattım diyemem. Yine de orada bulunmak benim için çok özeldi.
Milan'da Millî Takımımızın kaptanı Hakan Çalhanoğlu ile birlikte de oynadın. Bize Hakan'la ilgili neler söylersin?
Hakan gerçekten çok özel bir isim. Benim de yakın arkadaşlarımdan birisiydi. Gerek saha içinde gerek saha dışında gerçekten her zaman birlikte vakit geçirip sohbet ediyorduk. Saha içindeki iletişimde bana çok yardımcı oluyordu. Çok üst seviye bir futbolcu, çok iyi bir karakter gerçekten. Umarım Türk Millî Takımı'yla çok daha iyi seviyelere gelir ve çok daha fazla başarılar elde eder.
Bir futbol fenomeni olan Ibrahimovic'i biraz daha anlatır mısın?
Çok güçlü bir kişilik, çok güçlü bir karakter. Saha içinde her ne yapıyorsa, antrenman ya da maç fark etmeksizin yüzde yüzünü her zaman veriyor. Çok güçlü bir oyuncu karakterine sahip. Farklı hislere sahip birisi. Onu gerçekten iyi anlamak gerektiğine inanıyorum. Çalışma yöntemi beni genç bir oyuncu olarak çok etkilemişti. 41 yaşında birisinin hâlâ bu seviyelerde oynaması ve 20 yaşındaymış gibi çalışması onu çok özel birisi yapıyor.
Bugün Süper Lig'de forma giyen Borini ve Biglia ile Milan'da nasıl bir arkadaşlığınız vardı?
Bahsetmiş olduğunuz iki oyuncu çok değerli karakterlere sahip oyuncular. İkisinin de futbolda çok önemli yerleri olduğunu düşünüyorum. Biglia şu an takım arkadaşım, birlikte aynı odada kalıyorduk. Bugün takımımızın, grubumuzun lideri ve gerçekten saha içerisinde teknik anlamda çok üst seviyede bir oyuncu olması itibariyle bizlere çok yardımcı oluyor. Borini ise bugün rakibimiz. Takımına çok yardımcı olmaya gayret gösteren bir oyuncu. Kişilik anlamında da gerçekten lider oyunculardan birisidir diyebilirim.
Milan'da oynarken Başakşehir'e transferin nasıl gerçekleşti? O dönemde seni isteyen başka hangi kulüpler vardı? Başakşehir tercihinde hangi faktörler etkili oldu?
O zamanlar İtalya'daydım. Bahsetmiş olduğum problemlerden ötürü açıkçası çok da süre alamıyordum. Bazı teklifler aldığım doğru ancak ben İtalya'da kalmayı istemiyordum. Süre alabileceğim bir kulüpte oynamak amacındaydım. Başakşehir de bana en ciddi teklifi yapan kulüplerden bir tanesiydi. İki-üç kere transferimle alâkalı ciddi çabalarda bulundular. Bu süreçte kulüp içerisindeki Brezilyalı oyunculardan çok olumlu bilgiler aldım. Burada ne kadar samimi ve birbirine sıkı sıkıya bağlı bir aile olduklarından bahsettiler. Açıkçası kulübün de sahip olduğu öz kaynaklar da çok değerliydi benim için. Her şey çok olumlu geçti bu süreçte. Başakşehir'e gelmek benim kariyerimle ilgili doğru verdiğim kararlardan bir tanesidir.
Bir önceki soruyla bağlantılı olarak, Milan'da forma giymiş üç oyuncu bugün Süper Lig'de top koşturuyorsunuz… Birçok yıldız oyuncu da ligimizi tercih ediyor. Sence Süper Lig'in cazibesi nedir?
Türk futbolu geçmiş yıllara bakıldığında büyük bir gelişme gösterdi. Bence bu yüzden birçok yıldız oyuncu Türkiye'de oynamayı tercih ediyor. Çok zorlu, farklı ve rekabetçi takımların oluşturduğu bir lig. Çok iyi takımlar var. Çok usta ayaklara sahip takımlar var. Açıkçası sürekli kafa kafaya, son düdüğe kadar çok çekişmeli geçen maçlara tanık oluyoruz. Bu rekabet ve çekişme nedeniyle Süper Lig tercih ediliyor diyebilirim.
Süper Lig'de oynanan futbolun niteliği hakkında neler söylersin? Oynadığın Brezilya ve İtalya, izlediğin diğer büyük liglerle kıyasladığında Süper Lig için nasıl bir tablo çizersin?
Türk ligi Brezilya liginden çok daha çetin, çok daha zor. Çünkü burada temel taktik bilgiler çok daha işler halde görünüyor. Her maçın kendine ait bir hikâyesi ve sistemi var. Her maça ayrı şekilde analiz ederek hazırlanıyoruz. Brezilya'da tabiî futbol biraz daha hızlı, teknik oyuncularla oynanıyor. İtalya'da ise teknik ve taktik kısmı daha sert oynanıyor. Süper Lig'in seviyesini ise UEFA Avrupa ve Konferans Ligi maçlarında daha iyi görüyoruz. Rakiplerle aynı seviyede oynuyoruz. Çünkü çok sıkı çalışıyoruz. Sıkı çalışmanın yanında hafta içerisindeki yaptığımız çalışmalarda rakibe göre de sistemli ve taktik bilgilerle hazırlanıyoruz. Bu da tabiî tesadüf olmuyor. Bakıldığı zaman İtalya'nın çok köklü takımlarından birisi olan Fiorentina'ya karşı çok önemli bir galibiyet aldık. Bu galibiyet de burada bahsetmiş olduğumuz sistemin bir ürünü. Burada başarılı olmak için sahip olmanız gereken bütün öz kaynaklar var. Tesislerimiz çok iyi seviyede ve bizi de iyi çalıştıran bir teknik ekibe sahibiz. Çok da iyi bir takımımız var. Açıkçası, Başakşehir herhangi bir Avrupa liginde oynasa bence başarısız olması gibi bir durumu söz konusu değil.
Ligimizde seni en çok zorlayan forvet oyuncusu ya da oyuncuları kimler?
Nwakame, Trabzonspor'un hücum hattında yer alıyordu. O beni çok zorladı. Ligin en güçlü ve savunma anlamında en fazla zorluk çıkaran oyuncusu olarak gördüğüm biriydi.
Türk defans oyuncuları arasında en çok kimleri beğeniyorsun?
Süper Lig'e bakıldığında bu sene Konyaspor'dan Galatasaray'a transfer olan stoper Abdülkerim Bardakcı'yı çok beğeniyorum. Bizim takımımızda da gerçekten çok iyi özelliklere sahip bir Türk defans oyuncusu var. Mahmut 6 numara pozisyonunda oynuyor, çok zeki, çok akıllı ve tecrübeli bir oyuncu. Farklı özelliklere sahip. Bu iki oyuncuyu da çok beğeniyorum.
Futbola birlikte başladığın arkadaşlarının birçoğu bugün oyunun dışında kaldı. Seni onlardan ayıran ve bu noktaya taşıyan farkların nelerdi? Sen neleri farklı yaptın da başarılı bir profesyonel oyuncuya dönüştün?
Öncelikle bizleri çalıştıran kişilerle olan ilişkilerim her zaman iyi seviyedeydi. Ben her zaman olaya, işine sıkı sarılma anlamında baktım. Eğitim ve bunun yanında sıkı çalışma beni her zaman diğerlerinden farklı yapan unsurlardan olmuştur.
Futbola odaklı ve sürekli formda kalabilmek için neler yapıyorsun?
En önemli unsur olarak nitelendirebileceğim şey, konsantrasyon. Bence konsantrasyon birçok şeyi etkiliyor. Bir futbolcu her zaman formda kalmak zorunda. Oynasa da oynamasa da her zaman formda kalmalı. Bunun için sıkı bir şekilde çalışmalarına devam etmesi gerekiyor. Bence en önemli etkenlerden birisi konsantrasyon.
Türkiye'de birçok stadyumu görme fırsatın oldu. Yeni stadyumlar hakkında neler söylersin?
Bu zamana kadar gerçekten çok güzel stadyumlara seyahat etme fırsatına eriştim. Bunlardan en özelleri şüphesiz Türkiye'deki büyük taraftarlara sahip camiaların stadyumları. Beşiktaş başta olmak üzere Galatasaray, Fenerbahçe ve Trabzonspor gibi kulüplerin statları dolduran ateşli taraftarları beni her zaman etkilemiştir. Onlar ki milyonlarca insana hitap ediyorlar. Onlara karşı oynadığımız maçlarda her zaman itici güç olarak takımlarını desteklediler ve bu durumdan çok etkilendim. Türkiye zaten taraftar kültürü olan bir ülke.
Başakşehir taraftarı hakkında neler söyleyebilirsin? Onlarla nasıl bir ilişkin var?
Diğer takımlara kıyasla küçük bir aile olduğumuz yadsınamaz. Küçük ama çok güçlü ve çok tutkulu bir taraftar grubuna sahibiz. İlişkilerimiz de iyi yönde. Her maç öncesi ve sonrası ellerinden geldiğince destekliyorlar. Zaten dışarıda beni gördüklerinde sürekli fotoğraf çektirip formamı talep ediyorlar. Çok kalpten, sıcak bir taraftar grubuna sahibiz.
Türkiye'de futbol taraftarlığını oynadığın diğer liglerle kıyasladığında neler söylersin?
Türkiye'de gerçekten çok tutkulu bir taraftar kültürü var. Sadece tutku olarak demeyeceğim, aynı zamanda takımlarını da çok güçlü şekilde destekliyorlar. Tribünlere bakıldığı zaman Avrupa'da zaten böyle gruplar var. Ancak Türkiye'de öyle takımlar var ki gerçekten çok gürültülü bir ortamda maça çıkıyoruz. Bütün taraftarların ayakta olduğu, desteklediği birçok maça şahit oldum.
Futbolcu kimliğiyle kariyeri çok yüksek olan Emre Belözoğlu şimdi takımınızın teknik adamlığını yapıyor. Oldukça genç ama bir o kadar da başarılı bir çizgiye sahip Emre Belözoğlu hakkında nasıl bir yorum yaparsın? Geçmişte çalıştığın teknik adamlarla kıyasladığında Emre Belözoğlu'nun ayırt edici özellikleri nelerdir?
Antrenörümüz Emre Belözoğlu, gerçekten çok özel biri. Geçmişe bakıldığı zaman da dünya ve Avrupa futbolunda çok iz bırakmış, fark yaratmış bir futbolcu. Harika bir karakter ve kariyere sahip bir oyuncuydu. Henüz yolun başında olmasına rağmen antrenör olarak da iyi bir yol aldığı gözlemlenebilir. Saha içinde ve dışında bize çok güveniyor. İyi bir futbol felsefesi var. Bu felsefeyi aşılama gayreti içerisinde ki, zaten bunu da çok iyi yaptığını aldığımız sonuçlarda görebiliriz. Karakteristik özelliklerinden en göze çarpanları çok azimli, hırslı olması ve oyuncularla çok iyi ilişkiler kurabilmesi. Sadece Türkçeyi değil, diğer dilleri de çok iyi konuşması itibariyle yabancılarla çok iyi bir ilişki içerisinde olduğunu söyleyebilirim. Stoper mevkiinde oynayan bizlere de çok iyi yardım ediyor. Futbolda eksik olduğumuz noktaları bizlere çok farklı yöntemlerle anlatıyor. Sadece bizlere değil, her pozisyonda oynayan oyuncularımıza çok farklı yaklaşan, çok da iyi bir antrenör. Umarım bu şekilde devam eder ve çok başarılı olur. Başarılı olmaması için de hiçbir neden yok.
Başakşehir üç sezon önce şampiyon olmuş ve adeta bir ihtilale imza atmıştı. Bu sezon da hem ligde hem de Avrupa kupalarında çok başarılı bir gidişatınız var. Sezon sonu için neleri hedefliyorsunuz? Takımın başarısının arkasında sence hangi faktörler var?
Başarının arkasında sıkı çalışma, kendimizi futbola adama ve disiplin var. Bu üç faktör bir araya geldiği zaman takımın gerçekten isteği, arzusu sıkı çalışmasıyla beraber alınan sonuçlar hiç şüphesiz ki tesadüfî değil. Bence bugünün başarısı bu sayede diyebilirim. Sadece ligde aldığımız başarılı sonuçlar değil Konferans Ligi'nde güçlü takımlara karşı aldığımız güzel sonuçlar da bunun ispatı. Kim bilir belki Türkiye Kupası'nda da çok iyi maçlar çıkarır ve hayalleri süsleyen bazı hedeflere ulaşırız.
Her takımda profesyonelliğiyle arkadaşlarını etkileyen lider oyuncular vardır. Başakşehir'de bu anlamda seni en çok etkileyen oyuncu veya oyuncular kimler?
Kulübümüzün tarihinde çok önemli işlere imza atmış, çok uzun süredir oynayan Mahmut Tekdemir, Júnior Caiçara, Volkan Babacan, Epureanu gibi kaptan ve lider oyuncular beni gerçekten çok etkiledi. Bunlar bence aynı zamanda örnek oyuncular. Bunlara baktığım zaman bende Başakşehir'in başarısı için tekrar mücadele etme isteği doğuyor.
Başakşehir'in bu sezon şampiyonluğu sonuna kadar kovalayacağı görünüyor. Sence sizi en çok zorlayacak rakipler kimler olacak?
Bizim bir oyun sistemimiz ve planımız var. Buna sadık kalma niyeti içerisindeyiz. Ligde diğer takımlara bakıldığı zaman gerçekten maddi anlamda çok emek sarf etmiş, çok paralar harcayıp daha büyük oyuncular getirmiş takımlar var. Ama biz kendi oyuncu grubumuza inanıp güveniyoruz. Çok küçük bir aileyiz ancak samimi bir ortamda çalışıyoruz. Kendi maçlarımızda oyun planına sadık kalırsak hedefimize ulaşabileceğimize inanıyorum.
Hayatta yaşadığın pişmanlıklar ya da ''İyi ki yapmışım'' dediklerin neler?
Açıkçası pişmanlığımla ilgili bir konu var… Genç yaşımdayken eğitime çok daha sıkı şekilde sarılmam gerekiyordu. Keşke çok daha iyi bir okul hayatım olsaydı. Ancak Tanrı'nın bana vermiş olduğu bir nimet ki, şükürler olsun iyi bir futbolcu olabildim ve bunu da okul yıllarımda geçirdiğim futbol hayatıma bağlıyorum. Diğer taraftan "İyi ki yapmışım" diyebileceğim bir şey de var. O da iki oğlum ve eşimle kurduğum mükemmel ailem. Açıkçası bu yaşadığım hayat kesinlikle parayla satın alınamaz. Bunun için Tanrı'ya şükürler olsun demek istiyorum.
Futbol dışında, İstanbul'dan ve İstanbul'daki hayatından bahsedebilir misin? İstanbul'u daha önce yaşadığın şehirlerle kıyasladığında hangi özelliklerini öne çıkartırsın?
Gerçekten çok samimi şekilde söylemek istiyorum, Rio ve Milano gibi dünyanın çok önemli şehirlerinde yaşamış birisi olarak, İstanbul bu üç şehir içerisinde en özeli ve en güzeli. Dünyanın en eski ve en güzel şehirlerinden bir tanesi. Burada bulunmaktan gerçekten çok mutluyum. Eşim ve çocuklarımla çok iyi vakit geçirebileceğimiz muazzam yerlere sahip. Özellikle çocuklar için çok güzel yerler var. İstanbul çok özel bir şehir. İnsanları da keza çok sıcakkanlı. Brezilya insanına çok benziyorlar. Akdeniz insanı birbirine çok benzer derler ama Türkler, İtalyanlardan daha sıcakkanlı ve yardımsever insanlar. Bu kıyası yaptığınız zaman İstanbul gerçekten diğerlerinden çok daha göze çarpan, önemli bir şehir.
Türk yemekleriyle aran nasıl?
Ana yemeklerden önce tatlıyla başlamak istiyorum. Gerçekten bu anlamda çok ustasınız. Baklava, sütlaç ve künefeyi çok beğeniyor, çok severek yiyorum. Çok iyi yemek kültürü olan bir ülkede oynuyorum. Çok mutluyum bu anlamda. Kulüp yemeklerimiz de çok iyi. Aşçılarımız gerçekten iyi iş çıkarıyor. Sadece kulüpte yediğim yemekler değil, dışarıda herhangi bir yerde yediğiniz yemekler de çok güzel. En çok et yemeklerini seviyorum. Türkler bu anlamda çok iyi iş çıkarıyor.
Hobilerin neler? Fobilerin var mı?
Evde vakit geçirmeyi çok seviyorum. Aile babası rolünü gerçekten iyi üstleniyorum diyebilirim. Çünkü ailemle, çocuklarımla zaman geçirmeyi çok seven birisiyim. Fobilerim ise sürüngenler. Kobra ve akrep gibi hayvanlara karşı fobim var.