Ahmet Gülüm: Değişen dünyaya uyum sağlamamız gerekiyor

Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi (TMOK) başkan adayı Ahmet Gülüm, adaylık sürecine dair görüşlerini paylaştı. Gülüm, adaylık sürecini ve TMOK bünyesinde hayata geçirmeyi hedeflediği projeleri anlattı.

Adaylığa nasıl karar verdiniz?
Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi (TMOK), ile yollarım kesiştiğinde ufak bir ofiste faaliyet gösteriyordu. Amaçları ve hedefleri ülkede sporu yaygınlaştırmak, geniş kitlelere ulaştırmak gibi çok temel şeylerdi. Sinan Erdem’in başkanlığında o küçücük ofisten büyük bir hikâye çıktı. Türkiye’nin ilk olimpiyat adaylığı o yıllarda geldi. İlk kez bir Olimpiyat Evi yapıldı. Oldukça etkilendiğim bir dönemdi.

Bugün aday olmamın sebebi, Sinan Abi’nin o dönem bana çizdiği yol haritasıdır. Sadece federasyon başkanlığını yaptığım voleybol branşı değil, diğer branşlara da nasıl katkı sunabilirim diye düşünmeme vesile oldu. Pandemi sürecinde zor zamanlar geçirdim ve bu süreç bana düşünmek için fırsat verdi. O günlerde, Sinan Abi’nin vizyonunu hayata geçirme kararı aldım.

TMOK Başkanlığınız ile neleri değiştirmek istiyorsunuz?

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’yle birlikte 2036 Olimpiyat Oyunları’na aday olduk ve ilk kez hazırlık sürecini 15 yıl önceden başlattık. Çünkü bu bir yılda lobi faaliyetiyle olacak şey değil, ciddi ve uzun süreçli hazırlık yapılması gerekiyor.

Bu süreçte Dünya Olimpiyat Sporcuları Birliği’nin (WOA) kongresini Türkiye’ye getirdik. Bu kurumun beş altı üyesi oy kullanma hakkına sahip. Hemen ardından önümüze çok büyük bir fırsat çıktı. 2027 Avrupa Oyunları’nın İstanbul’a alınmasına vesile olduk. Ülke tarihinde ilk kez İstanbul’da bir çoklu spor organizasyonu yapılacak.

Orada sporcuların 2028 Olimpiyatları’na kota alma şansı olacak. Bu tarihi fırsatı devletimiz de spor bakanlığımız da gördü. Bu süreci desteklemek için 2024 Olimpiyatları sırasında Paris’te Olimpiyat Evi açtık.

Şunun çok farkındayız, sadece adaylık yetmez. Asıl olan olimpizmi geliştirmek, spor kültürünü yaymak, sporu herkese anlatabilmek, yaptırabilmek. Bunun için kültür, eğitim, sağlık ve turizmi de bir araya getirmeliyiz. Bu felsefeyle harekete geçip insanları motive edeceğiz.

Seçim sürecini nasıl değerlendirirsiniz?

Yıllarca spora hizmet etmiş 398 kişi sandığa gelecek. Sporu iyi bilen, emekçi insanlar. Ama pek çoğunun uzun yıllardır ne görüşü alınmış ne de bir yerde adları geçiyor. Örneğin biz Paris Olimpiyatlarında ülke olarak iyi bir sonuç alamadık. 8 madalyayla 64. olduk. Bunları tartışmamız, masaya yatırmamız gerek. Bunun yapıldığını düşünmüyorum. Hal böyle olunca iki görüş seçimi belirleyecek. Ya 14 yıldır devam eden yönetim ve onların devamı ya da sporun gücünü kullanan bir idari anlayış gelecek.

TMOK Başkanı Uğur Erdener önemli bir spor insanı. IOC’de hem genel kurul üyeliği hem de onur kurulu üyeliği olan değerli bir insan. Ülke sporuna katkıları olmuş bir insan. Ama 14 yıl oldu ve bir dönem daha yapmak istiyor.

Yanılmıyorsam kendisi, eski IOC Başkanı Thomas Bach ile birlikte iki dönem ve 70 yaş sınırı getirilmesine vesile olmuştu. Bugün Thomas Bach, 72 yaşında, belki en başarılı IOC Başkanı ama seçimlere girmiyor.

Önümüzdeki günlerdeki IOC seçiminde yedi aday yarışacak. Dünya müthiş bir dönüşüm içerisinde, yepyeni insanlar gelecek. Bizim de bu kabuk değişimine kesinlikle uyum sağlamamız lazım.

Yönetim kurulunuzda kadın ve erkek üyelerin eşit temsili sağlanıyor mu?

Sporda kadın erkek eşitliğine inanıyoruz. Paris’te gördük. Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin (IOC) 30 yıllık çalışması neticesinde eşit sayıda kadın-erkek vardı orada. Sporcular, bayrak taşıyanlar, çalışanlar, hatta gönüllüler bile yüzde 50-50 ayrılmıştı. Ama sporu yönetenler bu devrimi gerçekleştiremedi. IOC’nin kendi yönetim kurulu bile erkek ağırlıklı. Biz dünyada ilk kez kadın ve erkek sayısı eşit şekilde yönetime talibiz. Bu, vizyonumuzun temel göstergesidir.