MENÜ

Musa, Musaaa...

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Ağlayarak gitmişti.
Gülerek döndü.
Musa’yı özlemiştik.
12. adamın her gol attığında “Musa, Musaaa” diye coşku içinde tezahürat yapmasını da... Musa, Fener’e 10 milyon Euro’ya gelmişti.
3.5 yıl oynadı, 108 maçta rakip filelere
52 gol yolladı.
Ve sonra 17 milyon Euro’ya Al Ahli’ye verildi. Orada da 24 maçta 13 golü var.
Yani, her gittiği yere hem bereket hem de golleri ile hareket getirdi.
Şimdi bir yıllığına kiralık olarak Fener’de.
Soruyorlar; “Musa, Fener’in gol derdine çare olur mu?” diye.
Olur...
Ayrıca alınan sonuçlara üzülen ve maça gelmeyenleri de tribünlere çeker. Zaten kombinelerde hareket başladı bile.

Bir Şener’e bakın bir Van Persie’ye...

Şener’i, Hırvatistan karşısında izlerken bir kez daha üzüldüm. Adam milli takımın değişmezi ama Fener’de çoğunlukla kulübe mahkumu.
Pereira fazla şans vermedi. Umarım Advocaat aynı hataya düşmez.

Hırvatistan karşısında nasıl oynadığını görmüştür. Sürati, çalımları, pasları, enfes ortaları...
Bu üstün vasıfları olan 26 yaşındaki Şener’in kenarda beklemesi ne kadar yanlışsa, Van Persie’de hâlâ ısrar edilmesi de o kadar anlamsızdır.
Yazdım, yine yazacağım.
Hollandalı’nın Fener’de ikinci yılı, hâlâ patlama bekleniyor.
O ise yorgun ve bitkin.
Keşke Fenerbahçe, Nani’yi bırakmasaydı da Van Persie’ye yol verseydi. Merak ediyorum, isteyen oldu mu acaba?

Advocaat’ı eleştirenlere...

Advocaat, Kayseri karşılaşmasından sonra milli maç için verilen aradan yararlanarak Hollanda’ya gitti...
Çalışma programını da yardımcıları Mario Been ve Cor Pot’a bıraktı. Hemen eleştiriler başladı;
“Efendim, Fener’in hali ortada. İki maçta 1 puan aldı. Ne işi var Hollanda’da?” diye.
Sonradan anlaşıldı. Meğer Advocaat, Fenerbahçe’nin geçen sezon ve bu sezon oynadığı maçlar ve antrenman görüntüleri olan 40 CD’yi de ülkesine götürmüş.
Ne mi yapmış?
Orada analistlerle CD’leri birlikte izlemiş. Sonra futbolcuların tek tek analizlerini yapmış. İyi de yapmış...
Advocaat, Fenerbahçe’de üst seviyede futbolcuların başında. Hepsini isim isim saymaya gerek yok.
Yapacağı tek şey, bu şöhretleri doğru yerde oynatmak.

Anlayana...

Gençlik ve Spor Bakanı Çağatay Kılıç baktı ki kimseden çıt yok, Rio’da başarısız sonuç alanları kibarca uyardı:

“Sportif başarı bir federasyon başkanı için en önemli unsurdur. Yeni bir ivmeye ihtiyaç var. Yakın zamanda bu işi daha iyi, daha motive arkadaşlar devam ettirsin. Şapkasını önüne koyacak çok kişinin olduğunu düşünüyorum.”
Bundan çıkan anlam şu:
Ben görevden almadan siz bırakın...
Sayın Bakan:
Sadece başkanlar değil, başarılı olamayan hocalar da istifa etmelidir. Gerekirse de yabancı eğitmenler getirilmelidir. Çünkü Rio’da kazanılan madalya sayısı çok azdır.
Anlayamadığım bir şey var, o da şu:
Ben, “Başarısız olduk” dedikçe, bazıları, “Her şeyi madalya ile ölçmeyin. Olimpiyatlara katılmak da bir başarı” diyorlar.
İşte o zaman saçımı başımı yoluyorum!

Fatih,bir yere gitmez

Galatasaray, Fatih Terim’in doğum gününü kutlayınca, “Galatasaray’a mı gidiyor?” söylentileri ortalığa yayıldı.
Hele Hırvatistan maçı sonrası, Galatasaray’la ilgili bir soruya, “Dönelim bakalım neler oluyor” şeklinde cevap verince ortam iyice karıştı.
Hayal dünyasında yaşayanlar, “Ne var bunda? Hem milli takımı hem de Galatasaray’ı çalıştırır” diye sağda solda saçma saçma konuşanlar Terim’i hiç tanımıyorlar.
Boşuna kafa yormayın. Hedefleri büyük olan, milli takımda hiçbir hocanın cesaret edemeyeceği bir ‘reform’ yapan Terim, milli takımı bırakıp Galatasaray’a gitmez.
Hem unutmayın, Galatasaray’ın başında şu anda Riekerink var. Adam Galatasaray’ı Türkiye Kupası’nın sahibi yaptı. Ayrıca sezon başlamadan Cim Bom’a bir de Süper Kupa kazandırdı.
Galatasaray ligde ikide iki yaptı, yola devam ediyor. Yani sıkıntı yok.



YORUM YAZ