Hamzaoğlu'ndan ne istiyorsunuz!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Galatasaray’ın başarısı belki de Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın başarısızlığında gizlidir. Ancak bu durum, Hamza Hamzaoğlu’nun Galatasaray’ın son 20 sezonunda puan ve gol ortalaması en yüksek teknik adamı olduğu gerçeğini değiştirmez...

Kadro kalite ve derinliklerine bakınca Beşiktaş’ı ve hatta biraz da Galatasaray’ı dışarıda bırakırsak ligimizin ve takımlarımızın çok başarılı olduğunu söylememiz zor. Ancak medyanın eleştiri kültürü ve analiz yeteneği açısından da iyi durumda olduğumuzu söylemek imkansız...

Spor medyasında “eleştiri hakkı” diyerek hakaret sınırında yorumlar yapılıyor. Sosyal medyayı takip ediyorsanız taraftarların dili de düpedüz nefret dili! Olayı Galatasaray, hatta Hamza Hamzaoğlu tarafından ele alalım.

‘Ben’ demedi, abartmadı

Çoğunluğun itiraz etmediği bir gerçek var ki, en az teknik adamlık becerisi kadar önemli: Rakip camialara, yönetimlere, kendi yönetimine, meslektaşlarına dönük en ufak rahatsız edici bir dil kullanmadı. “Ben” demedi, başarıyı abartmadı, rakibi aşağılamadı. Buna katıldığınızı ancak, “Biz iyi insan olmanın ötesinde çok iyi bir teknik direktör istiyoruz” dediğinizi duyar gibiyim. Haklısınız. Hamza Hamzaoğlu teknik adam olarak yaptığı değerlendirmelerle puan kayıplarına da sebebiyet verdi. Özür dilediği, “Hata yaptım” dediği Başakşehir maçında, Hakan Balta’yı ön liberoya çekip Atletico Madrid’e daha ilk yarıda teslim olduğu gibi...

3 kupa vardı, hepsini aldı

Beğenirsiniz beğenmezsiniz, tarihin en başarılı Galatasaray teknik adamlarından biri olduğunu kabul etmelisiniz. O göreve geldikten sonra 3 kupa vardı üçünü de Galatasaray aldı. “O kazandırmadı ki şampiyonluğu rakiplerimiz verdi” diyen Galatasaraylılardan olabilirsiniz. Belki yine de haklısınız. Galatasaray’ın başarısı belki de Fenerbahçe’nin ve Beşiktaş’ın başarısızlığında gizlidir. Ancak bu durum Hamza Hamzaoğlu’nun Galatasaray’ın son 20 sezonunda puan ve gol ortalaması en yüksek teknik adamı olduğu gerçeğini değiştirmez. Çok başarılıdır!

Fener 42 milyon! Aslan 6.5 milyon!

Sezon başında Galatasaray’ın kadro yetersizliği gerekçesiyle çok sayıda “kaliteli” transfer yapması gerektiği yazıldı çizildi. Yapılmayan transferlerden kulübün eski-yeni yöneticileri, kulübün bütçesi değil, Hamzaoğlu sorumlu tutuldu! Kendisi de buna çanak tuttu belki ama konumuz şu an bu değil. Fenerbahçe Van Persie, Nani, Fernandao, Şener, Ozan Tufan, Kjaer, Volkan Şen başta birçok transfer yaparken yaklaşık 42 milyon Euro bonservis bedeli ödedi. Beşiktaş ve Galatasaray yönetimleri tutumlu davrandı, yaklaşık 6,5’ar milyon Euro bonservis bedeli harcadı.

Niasse deyince beğenmeyenler...

Santrfor lazımdı. Başkan iletişimsizliği yüzünden taraftarı İbrahimoviç beklentisine sokarken, Hamzaoğlu, sessizce “Niasse” diye mırıldandı. “Çıtayı Akhisar Belediye seviyesine çekiyor” diye eleştirdiler. Niasse şu an bu sezon oynadığı 14 maçta 9 gol 3 asist yapmış durumda. “Gomez’i istedim 9 milyon Euro bonservisi yüzünden alamadık” dedi. Beşiktaş “yönetimi” tek Euro kiralama ücreti vermeden transferi başardı. Gomez lig ve Avrupa’da attığı 8 golle ciddi bir fark yarattı.

Olcan için bile ‘şans’ dediler


Yönetim Hamzaoğlu’na Grosskreutz’u aldı ama alamadı. Burak sakatlandı, Chedjou uzun süre, Hamit hep sakattı. Rodriguez, Denayer ve Carole başlangıçta kadro derinliği sağlar diye düşünülse de, Hamzaoğlu “futboldan anlamadığı için” Fenerbahçe maçında Rodriguez’i değil Bilal’i, Denayer değil Sabri’yi oynattı! Hele bir de Telles’i daha 3. maçında unutturan Carole yerine oyuna Olcan’ı almaz mı? Sosyal medyada takip ettiğim çok kişi Hamzaoğlu’nun futboldan hiç anlamadığı, Sabri ile başlayarak yaptığı yanlışa, Olcan’ı alarak devam ettiği, maçı da Fenerbahçe’ye armağan ettiğini yazdı. Altın puanı Olcan’ın golü getirdi. Bunu da şansla açıkladılar!

Gökhan&Şener sabri etmiyor!


Eleştiri kültürü ve önyargılarımız demişken Sabri’ye de değinelim. Gökhan Gönül ile Şener benim ve muhtemelen bu satırları okuyanların da çok beğendiği oyuncular. Sabri ise büyük çoğunluğun beğenmediği bir oyuncu! Enteresan bir not var tabii o da şans olabilir! Sabri kadro dışı bırakılarak başladığı geçen sezondan bu yana 33 maçta 2730 dakika oynarken 8 gol pası verdi, oynadığı takım 3 kupa kazandı. Gökhan ve Şener ikilisi toplam 75 maç ve 6443 dakika görev yapıp toplam 7 gol pası yaptı. Oynadıkları takımlar tek kupa kazanamadı. “İkisi mükemmel ve her takımda oynar, Sabri felaket ve Galatasaray’da torpille oynuyor” değil mi! Değerlendirmeler objektiflikten çok uzak...

Yerine hoca bakılmışken


Üstelik yönetim Astana beraberliği sonrasında yazılı rapor isteyip, “gazetecilerin pek sevdiği” pazarlama çalışmasını başarılı yapan teknik adamların kapısını çalmışken. Biraz moral lazım. Yönetimine rağmen başarılı olan teknik adam gördüm, taraftara rağmen başarılı olanı hiç görmedim...

Yasin gitseydi ses çıkmazdı

Biraz saygı duymak destek vermek gerek. Yasin oyundan çıkar, Olcan girer stadyumda yuh sesleri yükselir! “Yuh” Hamza hocaya mı, Olcan’a mı, her ikisine mi bilmem ama yanlıştı. Nitekim yuhalananlar Saracoğlu’nda kazanılan bir puanın mimarı oldu. Yasin demişken, bu satırı okuyanların yüzde 90’ının geçen sezon devre arasında Yasin başka takıma kiralık gitse şikayet etmeyeceğine de eminim. Hakan Balta, Yasin, Bilal, Podolski, Sneijder aklınıza gelen iyi oynadığını düşündüğünüz her oyuncuda Hamza hocanın katkısının olduğu gerçek.

En çok pozisyon Galatasaray’da

Hamza Hamzaoğlu’nun takımı, “takım savunmasında” ciddi sıkıntılar yaşasa da, ligin rakip kaleye en çok şut atan (151), gol pozisyonuna giren (69), çerçeveyi bulan şut atan (66), başarılı orta (52) yapan takımı... Bahsettiğim şey kazanılan kupalar gerekçesiyle hocaya saygı duyulması gerektiği değil! Mevcut kadroyla bundan iyisi Şam’da kayısı...

İkinci yarıya damga vuruyor

Hamza Hamzaoğlu’nun maçların ikinci 45’lerinde yaptığı müdahalelerle takımına en çok katkı yapan teknik adam olduğu da bir başka gerçek. Tabii ki eleştirilecek. 50 yıllık gazetecinin, “Çek git. Fatih hocana diz çök. Belki sana yamaklık verir” dediği, 30 yıllık bir diğerinin, “Geçen sene yaptığın gibi telefonla taktik almana gerek yok, ben sana söyleyeyim; kaleye Muslera, ortaya Sneijder, kanada da Yasin’i koy” diye aşağılamasını Hamza Hamzaoğlu belki hazmeder, ancak taraftarın hakaretini hazmetmek zor olur. Üstelik başarılıyken!

YORUM YAZ