Tek sorun oyuncular mı!

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Fatih Terim, “Buranın seviyesi bu, maçla ilgili beni şaşırtan bir şey yok” diyor. Biz onları, ne yapacaklarını bilecek kadar iyi analiz etmişsek, o zaman tek eksik parça oyuncu performansında mı! Teknik adam ve tercihinde problem yok mu?

Futbolun hakim dili, ülkenin aynası gibi!.. Mottosu da şu; “Karın tamamı benim, zararı bölüşelim. Mümkünse de siz ödeyin!..” Hırvatistan maçının ardından Fatih Terim’in kullandığı dil de bu minvalde. Oyuncuları seçip takımı kurgulayan ve kendi düzeninde sahaya süren Terim sonucun ardından futbolculardan şikayet ediyor!.. Oysa rakip doğru ve farklı da kazanabileceği bir düzende oynadı.

Onlarca yazı var

Yani ortada sadece futbolcuların değil ‘teknik adamlar’ın da karşılaşması vardı. Dikkatli gözlerden kaçmamıştır, gazeteler ve televizyonlarda - başta Şansal Büyüka’nın yazısı olmak üzere - Fatih Terim’in tezini işleyen onlarca yazı var. Çoğu ‘bazı oyuncuların kişisel performansı’na öfkeli. Şimdi... Son Dünya Kupası sahibi Almanya, Ukrayna karşısında müdafaa hattının önünü Khedira/Kross ile tahkim edip ayrıca bu ikiliye oyun kurgulatıyor. Bizim takımın neden Arda, Oğuzhan, Hakan, Selçuk gibi görece daha yumuşak bir orta sahayı tercih ettiğini kimse açıklamaya çalışmıyor!..

Daha iyi anlarız...

Ülkede oynayanlar arasında uluslararası düzeydeki yegane oyuncu Mehmet Topal’ın stoperde ‘tek boyutluluğa’ mahkum edilmesini ya da “Leverkusen’de ağırlıklı olarak hücum arkası oynayan Çalhanoğlu için neden en az oynadığı kanatta ısrar edildiğini” kimse izah etmek istemiyor. Terim, “İlk yarı için iyi oynadığımızı söyleyebilirim ancak ikinci yarıya iyi başlamadık” diyor. Ancak şu soruya yanıt aramak ikinci yarıyı da anlamamızı sağlayacaktır; “Nasıl oldu da Hırvatistan Srna üzerinden Arda/Caner koridorunu duman etti?” Bu ve benzeri durumlarda Hırvatistan’ın bizi ilk yarıda ileri geri, sağa sola koşturarak ne yapmaya çalıştığını daha iyi anlarız!.. Ve böylece Terim’in, “60. dakikadan sonra gücümüz düştü” tespiti yerli yerine oturur. “Ülkemiz bilmeli ki buranın seviyeleri bu” diyor Terim...

Gelelim hakem konusuna

Türkiye’de bu seviyeleri iyi bilen bunlar için düşünen, yazan, yorumlayan çok insan var. Ancak, ‘Bilmesi gerçekten gerekenler’ kadro tercihi yaparken bu seviyelere yeterince çalışmış mı, işte burası muamma!.. Bunlar bir yana Fatih Terim’in en kritik belirlemesi şu oldu; “Maçla ilgili olarak beni şaşırtan bir şey yok. Ne onlar da ne de bizde...”

Maçın önemini gösterir

Yani biz onların ne yapacağını bilecek kadar iyi analiz etmişsek, eksik parça sadece ‘oyuncu performansı’nda mı? Teknik adamın tercih ve kurgusunda bir problem olamaz mı? Son olarak hakem Jonas Eriksson konusuyla bitirelim. Karşılaşmaya, “En iyi 10 hakem” listesinin - Cüneyt Çakır o listede üçüncü - 8. basamağındaki hakemin verilmiş olması sadece bu maçın önemini gösterir. Ondan gayrısı bizim ülkede çok sevilen “hakem asmaca” oyununa dahildir ki, bu da oyuncuların ‘kişisel performansı’nı yükseltmeye yetmez.

YORUM YAZ