Şimdilik tavsiye!

Haberin Devamı ›
Enteresan bir ülkede yaşadığımız çoğumuzun malumu. Birileri hakkımızda bir karar verir sesimiz çıkmaz... Yine birileri kararı kaldırdığını açıklar, “Peki o zaman neden vardı bu yasak?” diye merak edenimiz olmaz. Dün Kulüpler Birliği Vakfı Başkanı Göksel Gümüşdağ, yeni sezonda Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray, Trabzon ve Bursa arasındaki deplasman maçlarına taraftar götürmeme uygulamasının kaldırılmasına karar verdiklerini açıkladı.
Görev alanı farklı!
Doğru, yerinde hatta hayli gecikmiş bir karar... Lakin bildiğim kadarıyla bu konu Kulüpler Birliği’nin görev alanında değil. Böylesi bir karar, ülkenin ‘iç işleri sorunu’ olduğundan içinde bulunduğumuz ‘Olağanüstü Hâl’ gibi olağan dışı dönemde valilerin ve onlara bağlı ‘il güvenlik kurulları’nın yetki alanında olmalı. Kulüpler Birliği’nin kaldırdıklarını açıkladığı karar olsa olsa ‘tavsiye niteliği’ taşır diye düşünüyorum.
Ciddi bir ipucu...
İşin hukuksal tekniği bir yana... 15 Temmuz darbe girişiminin ardından oluşan iyimser havanın toplumun tüm hücrelerine nüfuz edebilmesi için Kulüpler Birliği’nin açıklaması başlı başına bir özgüven, kararlılık ve işlerin ‘eskisi gibi yönetilmeyeceği’ne dair ciddi bir ipucu olarak okunmalı. Böyle değilse bile böyle olması için takipçi olunmalı... Toplumun olgunlaşmadığını vaaz ederek ‘deplasman yasağını’nı kaldırma kararı için “henüz erken” diyecekler olacaktır kuşkusuz. Hatta kimi yazar arkadaşlarımız bu minvalde görüş bildiren yazılar bile yazdı.
Demokrasi bir süreç
Ancak unutmamak gerekir ki, demokrasi ve toplumsal olgunluk bir süreçtir ve bu sürecin nereden başlayacağına hiçbirimiz karar veremeyiz. Toplum, demokrasiyi herbir bireyiyle inşa edecek bir zemine oturabilirse ‘modern toplum’ olma yolundan yolculuğuna başlamış olur. Ve böylece onca insanın yaşamına mal olan darbe girişimleri de kimsenin aklına gelmez ve bu doğrultuda illegal örgütlenme arayışlarına girmez, giremezler.
Kapalı toplum uygulaması!
Demokrasi her şeyden önce ‘toplumsal olgunluğu’ gerektirir ve bu, birilerinin bir yerlerde planlayarak uygulayabileceği, yeri ve zamanına karar verebileceği bir durum değildir. Başlığımız ‘futbol’ ise bu, stadyumdan başlar ve yaşamın her alanına örnek teşkil edecek biçimde yayılır. Başlığımız ‘bilim’ ise, üniversite ve bilimsel çalışma alanlarından başlayarak aralarında stadyumların da olduğu tüm toplumsal alanlara doğru yayılır. Demokratik toplumlar, kendine güvenen haliyle yurttaşına güvenen toplumlardır. Bu bağlamda ‘futbolda deplasman yasağı’ gibi ‘kapalı toplum’ uygulamalarını reddederler.
Desteklemek görevdir
Peki, kimi zaman tribünler arasında sorun çıkmayacak mıdır? Elbette çıkacaktır. Bu hem zaten ‘eşitsiz olan hayat’a hem oyunun gereği olan ‘gerilim’e bağlıdır. Bu tür ‘savaşmadan çözülecek sorunları’ çözebilen insan topluluklarının ortak paydalarda buluşma konusunda daha yetkin olacakları da su götürmez bir gerçektir. Ezcümle, Kulüpler Birliği açıklamasını destekleyip, geliştirmek oyunun da hayatın da insana yüklediği önemli görevlerinden biridir.