MENÜ

Denizli şaşırtmadı

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Bölge köylerinde ve kasabalarında organizasyonlar yaparak, küçüklü-büyüklü kafileler halinde Denizli Stadyumu’na sevinç içinde gelen Fenerbahçeliler’in hevesleri maç başlayınca kursaklarında kaldı.
Fenerbahçe’nin potansiyeline bakarak, Denizlispor’un gayretli olması ve maçın her anında derli-toplu, disiplinli oynaması gerekiyordu... Öyle de yaptılar zaten. Buna karşılık Fenerbahçe de orta sahada derli-toplu yerleşti ve ‘durarak’ duruş gösterdi. Fenerbahçe’nin yavaş futbolu karşısında Denizlispor savunmaya 8 kişiyle daha çabuk dönerek, ilk yarıda tek bir ciddi sorun yaşamadı.
Güiza’nın arkasındaki adamlar; Vederson, Alex ve Colin Kazım, La Liga gol kralına 10 metreden daha çok yaklaşmadılar. Güiza topa yaklaşmak istediğinde de orta sahaya dönmek zorunda kaldı. Bu oyun yapısı içerisinde veya Semih dönmediği sürece, Güiza’nın ‘Kezman’laşma süreci kaçınılmaz görünüyor. Colin Kazım, Fenerbahçe formasını giyip, Fenerbahçe’nin atak yaptığı tarafa doğru oynuyor ama, sanki takımın elamanı gibi değil.
Denizlispor, ataklarını sürekli Colin Kazım’ın hiç mi hiç yardımlaşmadığı ve yalnız bıraktığı Gökhan’ın arkasına oynayarak, Fenerbahçe’nin sağ kanadını önemli ölçüde etkisiz hale getirdi.
Fenerbahçe’nin kazanıcı bir aksiyon göstermeden, rahatsızlık verici ölçüde hırs yoksunu futbolu karşısında Denizlispor’a Selçuk, Josico ve Lugona karşı koymasalar, Horozlar ilk yarıyı rahatça önde geçebilirdi.
Aragones’in 2.yarıdaki değişiklikleri, atakları daha çağdaş ve dolgun bir hale getirmese bile, 2 güzel şutla 1’i sayılan 2 gol sağladı. Fenerbahçe, birkaç klas işle maçı kazanmayı başardı ama, klas iş ile klas takım farklı şeylerdir. Klas takımlar kalitelerini maçın her anında ve her yerinde gösteren takımlardır.

YORUM YAZ