Parası mı fazla!
Galatasaray editörümüz Yasin Cam, Wesley Sneijder transferinin maddi yönünü değerlendirdi
Baros’un 2.6 milyon Euro alıp kadroya bile giremediği, Riera’nın 2.9 milyon Euro’ya sol bek oynadığı Galatasaray’da, Sneijder’e senelik 5.5 milyon Euro ödenmesi ihtimalini eleştirmek anlamsız. Sonuçta daha geçen sezon Ferguson’un isteyip de alamadığı bir yıldızdan bahsediyoruz.
Türk futbolunun yıllardan beri kanayan yarasıdır yabancılara savrulan, ancak ne performans ne de maddi olarak geri dönüşü olmayan milyonlar. Bunun son örneğini Beşiktaş yaşadı. Yıllık 3.5 milyon Euro’ya oynayan Portekizli’nin yaşadıkları ortada. Şimdi Sneijder için bu tip benzetmeler yapılıyor.
Rotası bir anda değişti...
Henüz resmi sözleşme imzalanmadığı için kesin ücreti bilemiyoruz ama senelik 5.5 milyon Euro civarında bir kontrat söz konusu. İşin ilginç yanı, Galatasaray’ın, hatta Fenerbahçe’nin çok uzun süredir transfer listesinde yer alan Sneijder için şu ana kadar yapılan yorumlar, ‘Türkiye’ye gelmez’den ibaretken, yani Hollandalı yıldız gelmeyi kabul etse herkes kucak açmaya hazırken, bir anda para konusu tartışılmaya başlandı. Peki Sneijder transferi, daha gerçekleşmediği halde sırf para yönüyle eleştirilmeyi hak ediyor mu?
Amrabat’la aynı bonservis!
Galatasaray’ın İnter’e ödemeye hazırlandığı bonservis bedeli 8 milyon Euro. Yani sezon başında Amrabat için Kayseri’ye ödenen para. Oyuncuya verilmesi planlanan yıllık ücret 5.5 milyon Euro, artı 20 bin Euro maç başı var. Halbuki sezon başından beri kadroya giremeyen Baros’un senelik 2.6 milyon Euro, son çare olarak sol bek yapılan Riera’nın yıllık 2.9 milyon Euro almasını tartışan yok. İkisini topladığınız zaman maddi külfet olarak bir Sneijder ediyorlar, fakat performans olarak kıyaslanabilir mi? Bu iki oyuncuyu gönderip Sneijder’i aldığınız zaman takımdan ne eksilir?
Lincoln, Elano, Misimoviç...
Aslında taraftara sorsanız, kimsenin böyle bir derdi yok. Gazetemize gelen telefonlar, internet sitemize yapılan yorumlar, taraftar forumları, twitter hesapları... Hiçbir Galatasaraylı’nın, “Sneijder’e bu kadar para verilir mi” dediği yok. Çünkü onlar Lincoln’lere Elano’lara ödenen paraları da gördüler, Mustafa Sarp’lı, Barış Özbek’li orta sahaları da. Zapata’ları da biliyorlar, Misimoviç’leri de.
Yılın değil, asrın transferi
Sneijder resmi imzayı atarsa, yılın değil, asrın transferi olur. Türkiye’de değil, Avrupa’da değil, dünyada konuşulur, dünyanın her ülkesinde spor medyasının manşeti olur. Daha geçen sezon başında dünyanın en güçlü kulüplerinden Manchester United’ın, Sir Alex Ferguson çok istediği halde alamadığı bir yıldızdan bahsediyoruz. Manchester taraftarının, “Sneijder’i al Fergie” diye pankartlar açtığı, Mayıs 2010’da Şampiyonlar Ligi kupası kaldıran, Temmuz 2010’da Dünya Kupası’nda final oynayan 28 yaşındaki bir yıldızdan bahsediyoruz.
‘Takım içi dengeler’ bozulmaz
Bir de bildik klişelerden ‘takım için denge’ konusu var. Takım arkadaşını hastanelik edecek kadar döven, transfer döneminde aylarca kulübü uğraştıran ve yine 3 milyon Euro’ya Florya’nın yolunu tutan Melo takım içi dengeleri bozmuyorsa, Sneijder hiç bozmaz. Böyle bir yıldızı kabul edemeyecek bir oyuncu varsa, onun da zaten Galatasaray gibi bir seviyede işi yok demektir. Çünkü Sneijder geldiğinde o konuşulacak, onun forması satılacak, herkes onunla röportaj yapmaya çalışacak, taraftar onun adını haykıracak, kulübün sembolü, marka değeri olacak. O da gelişen vizyonuyla eşik atlamaya çalışan Galatasaray’ı bir seviye daha yukarı yükselterek, Ünal Aysal’ın bahsettiği pastadaki çilek olacak. Futbolseverlere ise bu pastanın tadını çıkarmaktan başka bir iş kalmayacak.
Yasin Cam