Oynarım Lua!

Kariyeri başarılarla dolu bir futbolcu. İngiltere Premier Ligi’nde Newcastle’de forma giydi, Yunanistan’ta Olympiakos tecrübesi de yaşadı. 31 yaşında Karabük’ün yolunu tuttu, herkes bu transfere şaşırdı. Galatasaray ve Fenerbahçe zaferlerinde başrolü oynadı. Bu kişi elbette hedeflerin asla bitmeyeceğini belirten Lomana LuaLua’dan başkası değil. Şimdi söz O’nda; “Büyük takımlara karşı oynamak çok önemli. Böyle maçları dört gözle beklersiniz. Türkiye’ye geldiğimde birçok insan beni tanımıyordu. Fenerbahçe maçında rakibe saygı duyduk ama korkmadık ve 3 puanı kazandık. 17 yaşında futbola başladım. Hedefim üst düzeyde oynamaktı. Premier Lig’de forma giydim, bunu başardım. Ülkem Demokratik Kongo Cumhuriyeti adına oynamak hayalimdi. Şimdi ise 2014 Dünya Kupası’nda yer almak istiyorum.”

‘Fenerbahçe’nin güveni yoktu!’

“Karabükspor, her şeyin üstünde benim için. Takım her zaman öndedir. Fenerbahçe neden bize kaybetti derseniz? Maçı kim isterse o kazanır. Futbol bir okul gibidir. Öğrenirsiniz, öğrenirsiniz ve sonunda yazılıdan geçmelisinizdir. Hoca size yapmanız gerekenleri söyler ve siz de onları sahada uygularsınız. Aykut Kocaman’a gelirsek... İstifa etme talebi hakkında yorum yapamam. Ama taraftarların protestodan çok takımı desteklemesi gerekiyor. Bakın Real Madrid kötü gidiyor, Manchester United her zaman galip gelemiyor. Ancak onlar da desteğe ihtiyaç duyuyor. Fenerbahçe iyi oyunculardan kurulu bir takım ama bize kaybetmelerinin nedeni güven eksikliğiydi.“

‘Bana teklif gelirse giderim...’

“Fenerbahçe ve Galatasaray’ın maçlarında oyunculara bakıyorum da, bazıları her şeylerini ortaya koymuyor. Ben onlardan daha iyi olabileceğime inanıyorum. İsim vermek istemiyorum ama, kendi kendime, ‘Ben nasıl orada değilim ve bu takımlarda oynayamıyorum’ diyorum. Kendinize her zaman güvenmelisiniz. Eğer bunu yapmazsanız, sonra pişman olursunuz. En azından ileride çocuklarıma, ‘Denedim ama olmadı’ diyebilirim. Futbol oynamak için buradayım. Her zaman üst seviyede olmak isterim. Eğer büyük takımlardan teklif gelirse, Karabükspor’un bana yardımcı olacağını düşünüyorum.”

‘Burak golü kokluyor’

“Türkiye’de en beğendiğim futbolcularda bizim Karabükspor’daki İlhan Parlak dışında, Galatasaray’da oynayan
Burak Yılmaz’ı söyleyebilirim. Burak iyi bir golcü. Sürekli hareket ediyor ve golü kokluyor. İngiltere Premier Ligi’nin iki efsaneleşmiş forveti Alan Shearer ve Andy Cole’la oynama fırsatı yakaladım. İkisi arasındaki farkı, sahada onları izledikçe görebilirsiniz. Shearer güçlü ve fırsatı yakaladı mı golü atar. Öldürücü bir forvettir. Burak, Cole gibi gol atmak için birkaç fırsata ihtiyaç duyuyor.”

‘Bakkal, Terim ve Mourinho’

Eskiden Galatasaray’da oynayan Nonda’da da böyle bir yıldızdı. O da tam bir golcüydü. Türkiye’de ve dünyada en beğendiğim teknik adamlar ise Mesut Bakkal, Fatih Terim ve Jose Mourinho. Mesut hoca, bize büyük güven aşılıyor. Terim de hırslı ve iyi bir motivasyon ustası. Dünyada neden Mourinho derseniz? Harry Redknapp ve hayran olduğum Bobby Robson, benim için önemli isimler, onlara saygı duyuyorum ama Mourinho farklı. Sıradışı ve herkes onunla çalışmak istiyor.”

‘Sözleşmeyi yırtıp döndüm’

“Hep çok çalıştım. Çocukluğumda jimnastik yaptım ve futbolcu olmak istedim. Vücudumu nasıl kullanacağımı çok iyi biliyorum. Para benim için hep ikinci planda kalmıştır. Olympiakos’tayken, Katar’dan 3 yıllık sözleşme geldi ve bana inanılmaz para verdiler. Biraz oynadım, sonra sözleşmeyi yırttım ve parayı kendilerine geri iade ettim. Rahatlık benim amacım değil. Giggs’i, Scholes’u, Tottenham’ın kalecisi Friedel’i görüyorsunuz. Yaşlarına rağmen hala üst seviyede oynuyorlar. Bu iş hırs işi. Galatasaray, Fenerbahçe ya da Real Madrid gibi takımlar sizi istediğinizde, ‘Burada mutluyum’ derseniz, bu yanlış yerdesiniz demektir.”

'Hakemler biraz korkuyor'

“Türkiye’deki hakemlerin hepsi için söylemiyorum ama bazılarının Karabük aleyhine karar verdiklerini düşünüyorum. Büyük takımlara karşı hakemler taraflı olabilir, bu normaldir. Ama hakemlerin bazıları, büyüklere karşı korkusuzca karar veremiyor. Ben hakemin yanında olmaya çalışıyorum. Fenerbahçe’ye karşı attığım ikinci golde düşebilirdim ve penaltı kazanabilirdim. Ancak insanları aldatmayı sevmiyorum. Bu hem kendi çocuğum ve hem de diğer gençler için iyi bir örnek olmaz. Dürüstçe oynamanız gerekiyor.”

'Daha önce gelmek istedim'

“Türkiye’ye gelmek istemiştim. Bazı fırsatlar da yakaladım. Karabük’le bunu yakaladım ve buraya geldiğim için asla pişman değilim. İnsanlar Galatasaray ve Fenerbahçe maçlarından sonra beni daha dikkatli izlemeye başladı. Beni iki takım istemişti. Bir tanesi büyük kulüptü. Kıbrıs’ta Omania’ya gitmiştim. Sakatlandım ve herkes benim bittiğimi düşündü. Blackpool’e gidince, tekrar eski formumu yakaladım. Benim amacım, gittiğim yerlerde insanların, ‘LuaLua iyi bir futbolcuydu’ demeleri. Bunu Türkiye’de de başarmak istiyorum.”

'Buraya oturmaya gelmedik'
“Süper Lig’de mücadeleci bir futbol var. Galatasaray, Şampiyonlar Ligi’nde belki de çoğunluğun beklemediği bir şekilde gruptan çıktı. Türk futbolu belki biraz yavaş şekilde oluyor ama büyümeye başladı. Fenerbahçe de ilerliyor. Avrupa Ligi’nde lider olarak gruptan çıktılar. İngiltere ile farkı ise Ada’daki bütün takımların profesyonel olması. Burada 5-6 takım böyle. Bu geliştiği takdirde daha iyi olacak. Birçok Premier Lig oyuncusu burada oynuyor. Ben, Albert Riera, Eboue gibi isimler burada. Türkiye’ye ben de onlar da oturmaya gelmedi.”

'Robson benim büyükbabam'

“Newcastle’a beni Bobby Robson (2009’da öldü) almıştı... İki Brezilyalı Romario, Ronaldo ve Alan Shearer gibi isimlerle çalışmış efsane bir teknik adam. Adeta benim büyük babam gibiydi. Newcastle’a geldiğimde Robson bana, içinde Pele, Maradona ve Ronaldo’nun görüntülerinin olduğu bir video verdi. ‘İzle ve bana ne öğrendiğini söyle’ dedi. Birçok kez bu videoyu izledim. İstediğini söylemeyince, ‘Git bir daha izle’ dedi. Onların hem paslı oynadıklarını, hem yeteneklerini gösterdiklerini hem de dripling yaptıklarını sonunda anladım! Dripling yapmayı severken, bugüne geldiğimizde takım oyuncusu oldum.”

'Evimi polis koruyor'

“Baskıdan korkmuyorum. Ülkem için oynadığımda ve kaybettiğimizde taraftarlar evimizin önünde bize saldırmak için bekliyor. Polisler evimin etrafında bizi koruyor. Bu hâlâ ülkemden olan bir durum. Newcastle’da 50 bin kişiye karşı oynuyorduk. Olympiakos’ta oynarken de orada baskı vardı. Panathinaikos-Olympiakos maçında benzer olaylar oldu. Taraftarlar, Olympiakos’un kaybetmesi halinde oyuncuların arabalarını yakıyordu. Ama beni severlerdi. Sahaya çıktığımda elimden geleni yapıyorum. Çünkü insanlar yani seyirciler, LuaLua’yı onlar yarattı. Ben onların sayesinde ev ve araba aldım. Bu yüzden her zaman yüzde 100’ümü veriyorum.”

‘Balon d’Or’u Ronaldo almalı’

“Benim için en iyi oyuncu Brezilyalı Ronaldo’dur. Jimnastikle ilgilendiğimde başka isimlere hayrandım. Futbola başlayınca önce babam, sonra da Ronaldo gibi olmak istedim. Elbette Barcelonalı Lionel Messi şu an başka bir seviyede ama Ronaldo benim için fenomen. Messi ile birlikte şu an Cristiano Ronaldo süperstar. Balon d’Or’u kim alır dersen? Messi şu an inanılmaz. Ancak diğer oyuncular, mesela Xavi ve İniesta hep onun arkasında. Messi’nin gollerine büyük katkı yapıyorlar. Ronaldo bence bu ödülü daha çok hak ediyor. Geçen sezon ligi Real’e kazandırdı. Onun kazanması gerektiğini düşünüyorum.”

M. Çağrı Davran