Gol değil altın

Haberin Devamı ›
Plzen’in en önemli yıldızı kilodan tombikleşmiş 40’a merdiven dayamış Horvath. En büyük silahı da Fenerbahçe’nin artık lugatından çıkarıp attığı “takım oyunu”...
Plzen, Fenerbahçe’yi, Fenerbahçe’nin yönetiminden de, hocasından da, futbolcusundan da, taraftarından da daha fazla ciddiye almış. Napoli’ye yaptığı gibi pervasızca üstüne gidemedi. İlk yarıda yüzde yüzlük golü kaçıran Kuyt’a kızmaya hiç kimsenin hakkı yok. Adam toplu topsuz her pozisyonun içinde ruhen, bedenen, aklen, fikren, zeka, beceri ve mücadele olarak var. Hem de kendini yırtarcasına var. Belki de kariyerinin hiç olmadığı kadar var. O’nun neredeyse yarı yaşında olup, çeyreği kadar çaba göstermeyenlere ne demeli?
38. dakikada Fenerbahçe’nin durduk yerde kendi kendine yarattığı kaosta, direk bile gole itiraz etti ama Sarı-Lacivertliler yemek için her şeyi yaptı. O top gol olmadıysa, bir tek açıklaması olabilir “topun canı” istemedi.
İkinci yarıda oyunun hakimi Fenerbahçe’ydi. Hem rakibe pozisyon vermedi hem de rakip kalede tehlikeler yarattı. Ancak bulduğu güzel pozisyonlar da kaleciye takıldı. Ta ki Webo’nun altın vuruşuna kadar. O golde de aslan payı yine “acı kuvvet” taşıyan Sow’a aittir.
Bu kadar güzel bir galibiyetten sonra yeri değil diyebilirsiniz ama “cezalı Meireles”in bile yer bulduğu kadroya, Stoch gibi çok çok önemli bir silah, nasıl olur da alınmaz?