Fatih Akyel: Aslan Real'i eler
Galatasaray'ın Real Madrid zaferlerinde başrol oynayan Fatih Akyel, “O dönemde bize de inanmamışlardı. Galatasaray gününde olursa, her şey çok başka olabilir” yorumunu yaptı.
Fatih Akyel... Galatasaray’ın Avrupa’da fırtına gibi estiği yıllarda ilk 11’in değişilmezlerinden biriydi. Süper Kupa’daki
2-1’lik galibiyette de Ali Sami Yen’de 2-0’dan 3-2 kazanılan unutulmaz maçta da Real Madrid’i dağıtan isim oldu. Ardından Mallorca ve Fenerbahçe maceraları yaşadı. Futbol hayatına son veren Fatih Akyel, Galatasaray-Real Madrid eşleşmesinden, kariyerinde yaşadıklarına kadar birçok konuda dobra dobra açıklamalar yaptı.
Galatasaray, Real ile eşleşti... İstersen senin de forma giydiğin efsane maçlardan başlayalım. 2-0’dan 3-2 kazanmış ve Süper Kupa’da da onları yenmeyi başarmıştınız.
Atmosferi unutmak mümkün değil. Karşınızda dünya devi Real Madrid var. Çok güzel iki maç oynadık. Birincisi Sami Yen’de 2-0’dan 3-2 kazandığımız. Ben oyuna sonradan girdim ve 2 gol attırdım. Diğeri ise, o dönemde Real Madrid’in müzesinde dahi olmayan Süper Kupa finaliydi. Onlar almaya gelmişti biz aldık.
Aslan’ın tur şansını nasıl görüyorsun?
Açıkçası zor bir eşleşme. Gönül isterdi ki Galatasaray, Real’i çekmesin. Ama kura çekildi artık yapacak bir şey yok. Real bu sene kupayı çok istiyor. İspanya’da kaçan bir şampiyonluk var. Bütün planlarını Şampiyonlar Ligi’ne göre yaptılar. Ancak futbolda hiçbir şey belli olmaz. Bizim dönemimizde de onlar favoriydi, ama biz kazanmıştık. Fatih hoca zoru sever. Aslan’ın en büyük artısı da bu. Galatasaray gününde olursa her şey çok başka olabilir.
O dönemki Real Madrid kadrosu mu daha güçlü yoksa şimdiki mi?
Bizim dönemimizdeki kadroda biraz daha fazla yıldız vardı. Figo ordaydı. Concecao ordaydı. Casillas, Roberto Carlos vardı. En iyiler bir aradaydı. En iyi dönemleriydi.
Galatasaray’ın kadrosu nasıl?
Türkiye’de iki kaliteli kadro var. Biri Galatasaray’da diğeri Fenerbahçe’de. Fakat Galatasaray’da şunu gördük. Oyuncularda hem lig maratonu hem de Şampiyonlar Ligi maratonu baskı ve yorgunluk yapabiliyor. Fakat son oynanan Schalke ve Kayseri maçları gösterdi ki Galatasaray yine eskiye dönmüş. Kayseri maçını Mourinho izledi ve az da olsa çekinmiştir. Galatasaray iyi bir Avrupa takımı. Ama Arena’nın zemini acilen düzeltilmeli. Drogba, Sneijder gibi isimler aldınız. Bu yıldızlar hep halı gibi zeminde oynamışlar ve pas yapmaya alışıklar. Onlardan verim almak için zeminin çok iyi olması gerekiyor.
Galatasaray yakın zamanda Şampiyonlar Ligi’ni kazanabilir mi?
Açık konuşmak gerekirse Şampiyonlar Ligi, Türk takımları için çok zor bir kupa. Fakat UEFA Kupası için de bunlar söyleniyordu. Galatasaray bu kupayı kazanmayı başardı. Galatasaray, Avrupa’ya alışkın bir teknik adamla, yani Fatih hocayla bu hedefe ulaşabilir. Ama kadroya takviye şart.
Hagi, Popescu ve Taffarel gibi Dünya yıldızlarıyla aynı takımda oynadın. Şu anda da Drogba, Sneijder, Muslera gibi dünya yıldızları var. Hangi kadro daha iyi sence?
Her dönemim kendine ait yıldızları var. O dönemin yıldızları Hagi, Popescu, Taffarel’di. Şimdi de Drogba, Sneijder, Hamit, Selçuk ve Burak... Her dönem ayrı değerlendirilmeli. Ama Hagi, Karpatlar’ın Maradona’sı, tartışılmaz. Taffarel 4 Dünya Kupası oynamış, Popescu tam bir lider. O jenerasyon biraz daha iyi gibi. Türk futbolunun ve Galatasaray’ın en büyük şansı o jenerasyonu yakalamak oldu. Milli takım 3. olurken Galatasaray dışında birkaç isim katıldı başka takımda oynayan.
Galatasaray’dan Mallorca’ya gittin oradan da Fenerbahçe’ye transfer oldun. O dönemde çok tartışıldın ve eleştirildin. Özellikle imza töreninde taktığın şapka çok konuşuldu, tepki aldı...
Şapka konusuna girmek istemem. Geride kaldı bu konular. Ama sonuçta ben profesyonel bir futbolcuydum. Ben Galatasaray’dan İspanya’ya gittim. Mallorca beni çok istedi. Sözleşmem bitmişti. Bedelsiz olarak takımdan ayrılabilirdim. Yine de Mallorcalı yöneticilere, “Size gelirim, ama Galatasaray’a da bir miktar para vermeniz gerekiyor” dedim. 2 milyon Mark vermeyi kabul ettiler. Ancak Galatasaray Yönetimi benden 4 milyon Mark istedi. Böyle bir şey olabilir mi? Öte yandan onlara Mallorca’nın beni istediğini söylediğimde kimse bana, “Kal, sen bizim evladımızsın” da demedi. Türkiye’ye döneceğim zaman da Galatasaray’la konuşuyordum. Ancak beni istemediler ya da vazgeçtiler, bilmiyorum. Belki bunu açıklamak doğru değil, ama söyleyeyim. Ben o dönem Mallorca’dan Fenerbahçe’ye gitseydim Galatasaray bir yetiştirme bedeli alacaktı. Galatasaray’da da o dönem ciddi mali kriz olduğu için benim Fenerbahçe’ye gitmemi isteyen yöneticiler vardı. Bunu bana söyleyen teklif eden yöneticiler vardı. Fenerbahçe’ye imza atınca da bu parayı aldılar. O dönem Aziz Yıldırım da beni transfer edebilmek için çok çaba sarf ettti. Kendisine de teşekkür ediyorum. Benim hâlâ Galatasaray’dan 500 bin Dolar alacağım var. Ama ben arkasına düşmedim, bıraktım. Hiçbir yere şikayet etmedim. Dava açmadım.
Geriye dönüp baktığında pişman olduğun bir olay var mı?
Galatasaray açısından bakıyorum. Keşke o dönemde Galatasaraylı yöneticiler bizim o tarih yazdığımız takımı değiştirmek yerine birkaç takviye yapsalardı. Şampiyonlar Ligi Kupası’nı da kazanabilirdik. Ama o dönemki yöneticilerin düşüncesi şuydu: Bu futbolcuların yaşamadıkları başarı kalmadı. Bunlar doydu. Ama futbolcu kazandıkça
daha çok ister. O jenerasyon Şampiyonlar Ligi’ni kazanabilirdi. Yazık oldu.
Metin Karabaş