Ege'den gol sesi çıkmadı: 0-0

Sayın İmam Altınbaş’ın İzmir’deki temsilcileri ne yazık ki, Göztepe’yi kötü yönetmişlerdir. Hem de çok yönlü olmak üzere. En basiti, aylardır sahadaki futbolcuların sırt numarasını seçebilmek için dürbüne ihtiyaç duyuyoruz, ama onların kılı bile kıpırdamıyor. Şampiyonluk vaadi ve iddiasıyla girilen sezonun önemli bölümü geride kaldı ve takım sondan ikinci olarak kümede kalma savaşı veriyor şu anda. Demek ki, boşuna ne ekersen onu biçersin dememişler. 5’te Gohou, 6’da Hakan Ateş, 8’de Emrah yakaladıkları pozisyonu değerlendiremediler. 17’de Halil Akbunar kolektif bilinç sahibi olsa kaleye vurmaktansa boştaki Tum’a çıkarırdı topu. Ama o, Tum’un onca deparına rağmen sorumsuz davranınca Göztepe öne geçemedi. 24’te ise çok şanssızdı aynı Halil. Yaklaşık 20, 25 metre sürüklediği topa gerektiği gibi vurdu, fakat direği geçemedi. 30’da fırtına olup rakip kaleye yönelen de Halil’di. Ama son vuruşu çok sıradandı. 40’da gol kaçıranlara Tum da katıldı. Topa erken yükselince, vuruşu dilediğince olmadı doğal olarak.

Gol kaçırma yarışı

51’de Theo öyle güzel vurdu ki, o kafa vuruşunun çatalda patlaması talihsizliğin tavan yapmasından başka bir şey değildi. 52’de gol kaçırma sırası Ali Bilgin’indi. Kemal Kılıç’ın Ergin Keleş’e bu kadar bel bağlamasının nedenini kavramakta zorlanıyorum doğrusu. Kaç maçtır izliyorum, bal yapmayan arıdan farkı yok. Üstelik Şaban, Ali Kuçik ve Paulo gibi futbolcular kulübede oturuyorken. 75’te Halil birinci sınıf bir orta yaptı, ama ne Tum ne de Ali Kuçik topu filelerle buluşturabildi. 82’de Kenan Şahin’in vuruşu üstten auta gitti. 87’de ceza sahasına girene kadar alkışlık şeyler yaptı Ali Kuçik, ama topu ayağından çıkardığında ne yapmak istediğini kimse anlayamadı. Artı 90’da iki takım için de gol yememek kaygısı öne çıkınca, maç başladığı gibi golsüz bitti.

Haşim Şahin