Toraman'ın gecesi

Haberin Devamı ›
Beşiktaş’ı, Sivas da bu mevsimde görebileceği mis gibi bir hava karşıladı. Samet hoca ‘kalan sağlar benimdir’ diyerek sahada her zamanki defansın önüne Veli-Toraman, önlerine de Fernandes, Olcay ve Holosko ileride de Niang ile başladı. Ama karşısında da, Beşiktaş’ı ezberine almış, saçının telinden ayak tırnağına kadar tanıyan bir Rıza hoca vardı. O da biliyor ki, ‘Fernandes’i durdurduk yeter’ düşüncesinin yetmeyeceğini. Hakan Aslan’ı yapıştırmış Fernandes’e. Ne oynuyor, ne de oynatıyor. Oynatmamak deyince, hemen aklımıza genç hakem Çağatay Şahan geldi. O futbolculardan daha heyecanlıydı dün. Her pozisyonda olur olmaz düdük çaldı.
Her iki takım içinde ama daha çok Beşiktaş açısından önemli olan bu müsabakada, hakem ile birlikte oyuncular ilk yarı ne tat bıraktı ne tuz. Zaten futbol adına kenti de fazla göremedik ki! Otelden çıkamadık!
Devre arasında ‘herhalde hocalar da memnun olmamıştır’ diyerek beklentimiz zevkli bir ikinci yarı izlemekti... Beşiktaş defansında iki tane saatli bomba vardı; Ersan ve Gökhan. Rıza hoca, Gökhan’ın bölgesinde madeni bulmuştu. Hakem ilk yarı Ersan’ı, ikinci yarı ise Veli’yi affetti. Bu iki pozisyonda Sivas adına penaltı vardı. İkinci yarıda futbol adına her şey geri gelmişti. Mücadele, pozisyon ve penaltı vardı. Her zamanki gibi rakip 10 kişi. Beşiktaş bu sefer Hilbert ile golü buldu. Bu defa beraberlik yoktu, ama bir şey vardı ki; onu ben ayakta alkışlamak istiyorum. O da Sivas’ın çocuğu İbrahim Toraman’ın kendisi. Sivas taraftarını ise küfürden dolayı kınıyorum. Oyunun daha gollü sonuçlanmaması her iki takımın kalecisinden kaynaklıydı McGregor ve Borjan.