Hakemlik nereye gidiyor

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Geçen yıl da homurdanmalar oluyordu ama bu sezon memnuniyetsizlik had safhaya çıktı.
Türkiye Kupası’ndaki felaketlerden sonra önce Orhun Ene, sonra da Erman Kunter isyan bayrağını çekti. Oldukça seviyeli açıklamalar yaptılar, yol gösterdiler.

Benim de gözlemlediğim kadarıyla bu yıl kötü yönetilen maçların sayısı bir elin parmağını fazlasıyla geçti. Hakemler rahat değil.

Konuşulan bir iddia, hakemlere ‘Maçın sonuna karışmayın, düdük çalmayın’ talimatı verildiği.
Eğer doğruysa tam bir facia.

Maç berabere, rakip hücum ediyor. Tekme tokat savunma yapsan da faul yok.

Gerçekten de çalınmıyor bu düdükler ligimizde. Ve bu iddianın doğru olduğu tezine inanasım geliyor.
‘Maça karışma’ uyarısına uymak doğrudan doğruya maça karışmaktır. Maçın kaderine etki etmektir.
Düdük çalmak kadar, çalmamak da bir karardır. Bu karar da hep yüzde yüz yanlış oluyor.
MHK Başkanı Metin Şahin’in iyi niyetinden, dürüstlüğünden zerre kadar şüphem yok.
Ama yolunda gitmeyen bazı şeyler var.

Play-Off’lara kadar olumsuzlukları, hakemlerin form durumlarını düzeltmeleri için zaman var.
Her yenilen isyan ediyor... Onları geçin ama gelen şikayetlere kulak asmakta fayda var...

Kunter arada kaynadı!

Tamam bütçe küçüldü, bir çok yıldız elden gitti. Ama küçük bütçelerle doğru işler yapılacağını, büyük hedefler konulacağını iddia eden Beşiktaş coachu Erman Kunter’di. Pianigiani’nin hayal kırıklıkları, Anadolu Efes’in başarıları derken, Beşiktaş ve Erman Kunter arada kaynamıştı biraz! Fazla değinemememiştik Kartal’ın Euroleague’deki durumuna.

İlk yılda Top 16’ya kalmak büyük başarı.

Zaten hakkını verdik Erman Kunter ve Beşiktaş’ın.

Ama Top 16’da da bu kadar aciz kalmanın, ligde kendinden yukarıda bulunan hiçbir takımı içeride dışarıda yenemenin de bir açıklaması olmalı.

Kunter yıllarca Fransa’da küçük bütçeli, küçük kentin takımı Cholet’de destanlar yazdı.

Biz de kendisine methiyeler düzdük. Gurur duyduk onunla.

Ama burası Türkiye.

Fransa’nın şartları ile burası farklı.
Orada 100 bin Euro’luk yabancıların yanına, genç, atletik, zıpkın gibi zencileri koyduğun zaman, aşağı yukarı denk güçteki tüm takımları yenebilirsin coaching farkını ortaya koyarak.

Ama burada olmuyor. Patrick Christopher Antalya’da oynar, Cholet’de seni şampiyon yapar belki ama Beşiktaş’ta sırıtır. Hele bir de Euroleague oynuyorsan.

Keza bu durum Randal Falkar, yeni gelen Ricky Minard için de geçerli. Vidmar dışında, bir tane isabetli transfer yok.

9 yıllık Fransa macerasının ardından, Erman Kunter için de acemilik sezonu oldu bu. Türkiye Ligi onun bıraktığı zamandan bu yana çok ama çok değişti.

Zannediyorum kendisi de yaşayarak farketmiştir bu durumu...

Hoşgeldin Erdoğan!

Fenerbahçe Ülker’de Piangiani ile beraber sezon başından bu yana yaşanan sorunlar belliydi. Ertuğrul Erdoğan, Türkiye Kupası’nda bu yanlışlarda devam etmeyeceğini göstermişti. Resmi olarak ilk, gayrıresmi olarak çıktığı beşinci maçı da (Bunların üçü Beşiktaş’a karşıydı) kazanmasını bildi. Erdoğan’la oyuncuların daha mutlu, daha özverili olacağı görüldü. Kupayı aldılar, ligde liderler, darısı Euroleague’e....

YORUM YAZ