İşte perde arkası!

Demirören Yönetimi ise cevap olarak raporlardaki bilgi eksikliklerinin giderildiğini bildirdi.. Ve UEFA yetkililerinin bunu dikkate almadan değerlendirme yaptığını vurguladı.

Beşiktaş’a, borçlarını zamanında ödememesi sebebiyle verilen Avrupa Kupaları’ndan 1 yıl men cezasında UEFA Disiplin Komitesi müfettişlerinin hazırladığı iddianamenin payı büyüktü. FANATİK, hem UEFA’nın hazırladığı belgeyi hem de Yıldırım Demirören Yönetimi’nin buna karşılık verdiği cevabın tam metnini ele geçirdi. UEFA’nın kontrolü dahilinde PWC adlı şirket, 23 Ocak 2012’de hazırlamaya başladığı raporda özet olarak, Tomas Zapotocny, Ricardo Quaresma, Matteo Ferrari, Fatih Tekke ve Hugo Almeida adlı oyuncuların transferleriyle ilgili olarak yanlışların bulunduğunu bildirdi. Ayrıca Siyah-Beyazlılar’ın, sözleşme tarafı kulüpleri alacaklarının ödenmesini sağlamak için davalar açmak zorunda bırakarak, alacaklarının vadesini uzattığı ve borçlu olduğu tutarları ödemediğinin altı çizildi.

Bu bilgiler ışığında da Fransız müfettiş Jean Samuel Lebua, kulübün bir Avrupa Kupası organizasyonuna katılmaması yönünde görüş bildirdi.
2011 yılına yönelik...

Kara Kartal’ın o dönemki yönetimi ise buna karşılık hemen savunmasını yaptı. 20 Nisan 2012’de kendilerine gönderilen belgeye yanıt olarak UEFA’ya yönelik bilgilerin bazılarında eksiklikler bulunduğu ve TFF ile görüşülerek, bunların düzeltildiği vurgulandı. Ancak UEFA’nın, 2011 yılına yönelik raporların düzeltilmiş halini dikkate almadığı, söz konusu ödemelerin sonradan planlı bir şekilde yapıldığı belirtildi.

‘Üzülmemek mümkün değil’

Beşiktaş’a hem oyuncu hem de teknik adam olarak hizmet eden Rasim Kara, kulübe verilen cezanın ardından haber1903.com’a, “Üzülmemek mümkün değil. Çok üzüldüm. Türkiye’nin en eski kulübü ne yazık ki bu durumlara düştü. Yaşanan bu süreç geçmişteki yanlışları göz önüne seriyor. Kulüp yapılarının acilen değişmesi lazım” dedi. Hobi için yöneticilik yapanların yerini profesyonellerin alması gerektiğini belirten Kara, “Bu yaşanan olaylardan ders alınmazsa, daha büyük sıkıntılar olur” diye konuştu.

Tekin: Trajikomik olay

Siyah-Beyazlılar’ın efsane futbolcularından Metin Tekin konuyla ilgili olarak, “Avrupa kupalarına gidememe kararı Beşiktaş için çok üzücüydü. Avrupa kupalarında oynayamamak çok büyük bir kayıp değil. Önemli olan Beşiktaş’ın böyle bir durum ile karşı karşıya kalması. Trajikomik bir olay. Enteresan yönü ise kontrollerin elinde olması gereken kişi Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı’nın Beşiktaş’ın bu duruma gelmesine neden olmasıdır” dedi.

‘Kulüpler denetlenmeli’

Beşiktaş ile birlikte Bursaspor ve Gaziantepspor’un borçları nedeniyle Avrupa Kupaları’ndan 1 yıl men edilmesini değerlendiren uzmanlar, aynı bankacılıkta olduğu gibi kulüplerin de mali yapısının denetlenmesini sağlayacak bir yapının kurulması gerektiğini savundu. Futbol ekonomisti Tuğrul Şakar, “Bu yapı kurulmazsa, ileride daha çok üzülürüz” derken, bir başka ekonomist Deniz Gökçe de, “Kulüpler 3 bin liralık gelirle 10 bin liralık hayat yaşayanlar gibi” yorumunu yaptı.

Şimdi söz savunmanın

Beşiktaş eski Başkanı Yıldırım Demirören, “Kulüp olarak bu işleri ilgili yönetici ve profesyoneller götürüyordu. Ayrıca Avukat Kemal Kapulluoğlu da takip ediyordu. Ortada yanlışlık yok, olsa olsa yanlış anlama var” dedi. Kapuluoğlu da, “Zapatocny’nin transferinde Udinese ile yapılan anlaşmayı baz alıyorlar. Oysa biz bu borçları yeniden yapılandırdık. CAS’tan bunun döneceğini düşünüyorum” diye konuştu. Eski yönetici ve Hukuk Kurulu Başkanı Ahmet Akpınar ise “Bu karar eski yönetimin değil, yeni yönetimin yanlış yol izlemesi. Zira Başkan Fikret Orman 500 bin Euro’luk cezaya sevinmişti. Oysa ki hemen Tahkim’e gitmesi gerekti. Disiplin Müfettişleri de baktı bunlar mutlu, cezayı az bulup, Tahkim’e gitti. Yani yönetim tek kale maç oynadı” dedi.

MİNİ YORUM

UEFA’nın abartısı...

Beşiktaş’a verilen ceza son derece haksız. Konuya ait iddia ve kulübün yaptığı savunma ortada. Udinese kulübü ile Zapotocny konusundaki anlaşmazlık, daha sonra yeni ödeme planı çerçevesinde çözülmüş. İlgili dökümanlar TFF tarafından da kabul görmüş. Buna rağmen Disiplin Kurulu olayı büyütmüş. Eski yönetici Ahmet Akpınar’ın, “Beşiktaş’ın
500 bin Euro’luk cezaya hoplayıp, zıplayıp sevinmesi, ilgili müfettişleri harekete geçirdi” açıklaması son dereceği ilginç. Ayrıca Tahkim’e gidilmesi halinde en fazla bu cezanın onanacağını ileri sürüyor. Bir de işin değiştirilen avukatlar yönü var. Ancak her ne olursa olsun, Avrupa’dan men cezası ağır, adaletsiz ve mesnetsiz. Şenes Erzik bu bağlamda ne iş yapar, neden kulüplere yol gösterip destek olmaz, asıl sorgulanması gereken bu olmalı. Şike olaylarından sonra UEFA, Türkiye’ye üçüncü dünya ülkesi gibi bakıyor. Benzer durum İngiltere ya da Almanya gibi ülkelerde olsa asla bu kararı veremezdi. Yönetimin bu iş için en uygun savunmacıları bulup, CAS’ta haksızlığı bitirmesini umuyoruz.

Orhan Yıldırım