Demirören'e ayıp etmeyin!

“Suçlular cezasını çeksin, biz suçluysak, biz de cezamızı çekelim” tepkisini veren ilk ve tek kulüp, Yıldırım Demirören başkanlığındaki Beşiktaş'tır... Beşiktaş'ı ve Çarşı'yı, “Ne olursa olsun suçumuzu örtelim” diye bakan başka camialarla karıştırmak ayıptır...

Demirören'e ayıp etmeyin!

ZAFER BÜYÜKAVCI: Futbol Federasyonu başkanını seçti: Demirören... “Kendi kulübü de şike davasının içinde olan bir başkan, nihai kararı nasıl verir” diye çok eleştiri yapıldı. Ne diyorsunuz?

YILMAZ ÖZDİL: Utanmadan, “Şike davasında kendi kulübü hakkında nasıl karar verir?” diye soranlara, aynı Yıldırım Demirören’in, “Şike davası sonuçlanana kadar kupa’yı iade ettiğini” hatırlatmak isterim... “Suçlular cezasını çeksin, biz suçluysak, biz de cezamızı çekelim” tepkisini veren ilk ve tek kulüp, Yıldırım Demirören başkanlığındaki Beşiktaş’tır... Beşiktaş’ı ve Çarşı’yı, “Ne olursa olsun suçumuzu örtelim” diye bakan başka camialarla karıştırmak, ayıptır.

Uzlaşma iyidir, nefret kötü...

BÜYÜKAVCI: Kulislerde konuşulan bir konu da şu: Daha dün birbirine karşı çıkan kulüpler, şimdi aynı adayda birleşti. Mesela, Galatasaray ile Fenerbahçe, ya da, Sivasspor ile Ordu... Bu konudaki görüşünüz nedir?

ÖZDİL: Almanya ile Fransa birbiriyle savaştı, sonra birleşip, Avrupa Birliği’ni kurdu. Daha dün, beyaz’lar siyah’ları köle olarak kullanıyordu, bugün siyah bir başkanı var ABD’nin... Rus Basketbol Milli Takımı’nı, Amerikalı David Blatt çalıştırıyor. Almanya’ya en pis işleri yaptırmak için almışlardı bizi, aşağılıyorlardı, şimdi, Alman Milli Takımı’nı Türk gençleri sırtlıyor, bize dua ediyorlar. Yunan işgali nedeniyle Samsun’a çıkmıştık, bugün aynı Samsun, Yunan yıldız Gekas’la gurur duyuyor. Uzlaşma güzel bir şeydir. Nefret kötüdür.

BÜYÜKAVCI: Ata Aksu son dakikada yarıştan çekildi.. Ve Türkiye’de bir seçim daha TEK İSİM üzerinden yapıldı. Sizce bu bir SEÇİM mi yoksa ATAMA mı?

ÖZDİL: Mehmet Ali Aydınlar, Mahmut Özgener’in yönetim kurulundaydı. Mahmut Özgener, Hasan Doğan’ın yönetim kurulundaydı. Hasan Doğan, Levent Bıçakçı’nın yönetim kurulundaydı. Levent Bıçakçı, Şenes Erzik’in hukuk kurulundaydı. Haluk Ulusoy, Abdullah Kiğılı’nın yönetim kurulundaydı. Haluk Ulusoy ve Abdullah Kiğılı, Şenes Erzik’in yönetim kurulundaydı. Daha geriye gidersek... Şenes Erzik, Halim Çorbalı’yla beraber, Ali Uras’ın yönetim kurulundaydı. Yıldırım Demirören ise hayatı boyunca, Federasyon’da görev yapmadı, kimsenin altında çalışmadı, kimseden icazet almadı. Dolayısıyla, seçim veya atama filan değildir, harbi harbi devrim’dir. Efsanevi başarılar da, sadece ve sadece devrim’le gelir.

‘O hibe, koltuğun teminatıdır...’

BÜYÜKAVCI: Beşiktaş Başkanlığını bıraktığı gün, 100 milyon TL’yi hibe edeceğini açıkladı Yıldırım Demirören... Bu konudaki fikriniz nedir? Sizce kim ya da hangi görüş, Beşiktaş’ı içinde bulunduğu bu maddi kriz ortamından çıkartabilir?

ÖZDİL: “100 milyon TL’yi hibe ederim” demek, “Benden sonraki başkanı da ben seçerim” manasına gelir... Beşiktaş’ta kimin başkan olacağına, Yıldırım Demirören karar verir. Bana sorarsanız, kim seçilirse seçilsin, federasyon başkanlığını bıraktığı gün, yeniden Beşiktaş Başkanı olur Yıldırım Demirören... “100 milyon TL hibe”den benim anladığım bu.

Galatasaray ligi boşversin, Avrupa’da final oynar...

BÜYÜKAVCI: Avrupa’da ilk 16’ya giren Beşiktaş, ligde Galatasaray’ın 14 puan gerisinde kaldı. Avrupa başarı mı? Yoksa, lig başarısızlık mı?

ÖZDİL:
Cevabı şöyle verebilirim: Ligde açık ara önde giden Galatasaray, neden Avrupa’da yok? Çünkü, şurası kesin ki, takımlarımız iki ligi birden taşıyamıyor... Veya, şu çıkarımı yapabiliriz: Ligi boşverdiği için Galatasaray’ın 14 puan gerisinde kalan Beşiktaş, Avrupa’da ilk 16’ya girebiliyorsa... Bu Galatasaray, seneye ligi boşverirse, Avrupa’da final oynayabilir.

’Bastır’ diyenler eve gider faturayı Yıldırım öder

ZAFER BÜYÜKAVCI: Aziz Yıldırım’ın savunması hakkında neler düşünüyorsunuz?

YILMAZ ÖZDİL: İşim gereği, senelerdir mahkeme takip ederim, defalarca da yargılandım. Hakim önüne çıktığın anda, hakimin sanıklar hakkındaki görüşlerini üç aşağı beş yukarı tahmin edebilirsin. Elbette, hukuk’un kanun’ların gereğini yaparlar ama, insani duygular önemlidir. Bazı hakimler babacan’dır, kanaatini sanıklar lehine kullanır. Bu davaya bakan mahkeme başkanı’nın babacan hakim olduğunu düşünüyorum. O nedenle diklenmeyi, höt zöt yapmayı, hele hele savcıları filan suçlayarak, hakim’i ekstra baskı altında tutmayı doğru bulmuyorum. “Sessiz kal, iddiaları kabullen” demiyorum... Ama, makamın mevkin ne olursa olsun, iftiraya bile maruz kalsan, biraz sakin kalmayı başarmak lazım. Haddime değil... Ancak, gaza getirmektense, “Biraz sakin ol” diyecek bir büyüğe, ağabeye ihtiyaç var sanırım... Çünkü neticede “bastır, helal olsun” diyenler evine gidecek, faturayı Aziz Yıldırım ödeyecek.

Savunma yaparken iddianame yazılmaz

BÜYÜKAVCI: Son duruşmaya Mecnun Odyakmaz’ın ifadeleri damga vurdu: “Trabzonspor, Mehmet Yıldız’la bize teşvik primi göndermeye kalktı...” Bu gelişme, Trabzonspor’u nasıl etkiler?

ÖZDİL: Mecnun Odyakmaz serbest. Mehmet Yıldız serbest. Trabzonspor’dan tutuklu yok. Demek ki, Trabzonspor’u etkileyecek bi durum da yok. Savunma yaparken, iddianame yazmamak lazım... Üstelik, İstanbul kulüpleri hakkındaki ağır iddiaları es geçen gazetecilerin, Anadolu kulüpleri hakkındaki en küçük duyumların bile üstüne atlaması, hakikaten düşündürücü.

Herkes kendi işini yapsın kardeşim...

BÜYÜKAVCI: “Şu krizi çözün” deseler ve bir günlüğüne TFF Başkanlığı görevini tam yetkiyle size verseler... Vereceğiniz kararlar ne olurdu?

ÖZDİL: Gazeteciyi, polis muhabiri yaparsın, üç gün sonra, emniyet müdürü gibi davranır. Gazeteciyi, belediye muhabiri yaparsın, anında, kendisini belediye başkanı sanır. Gazeteciyi, adliye muhabiri yaparsın, derhal, hukuk otoritesi haline gelir, savcı gibi hakim gibi karar vermeye başlar. Gazeteciyi, spor muhabiri yaparsın, ertesi gün, takip ettiği kulübün amigosu olur. Herkes işini yapsın kardeşim... Gazeteciler, futbol federasyonu başkanı olmaya özenmesin.

Avcı’yı avlamak isteyenler yarın avlanabilirler!

ZAFER BÜYÜKAVCI: Abdullah Avcı ilk Milli Takımı’nı seçti. İlk bakışta Emre Belözoğlu ve Hamit Altıntop gibi isimlerin yokluğu dikkat çekti. Volkan Demirel, Semih Şentürk de yok takımda... Sizce Avcı’nın tercihleri doğru mu?

YILMAZ ÖZDİL: Yüzde 100 doğru... Hiddink’i niye kovduk birader? Eski kadroyla herhangi bi şampiyonaya katılamadığımıza göre, eski kadroyla devam etmenin neresi mantıklı? Sadece performans kriterine bakmadığını, Volkan, Emre, Kazım gibi, seyirciyle sorunu olan, Milli Takım seyircisiyle ağız dalaşına giren futbolcuları almadığını düşünüyorum. Volkan Demirel mesela... Sırf, “Çoluk çocuğu kadroya almışlar” açıklaması bile, Volkan’ın Milli Takım’a alınmamasının ne kadar isabetli olduğunu gösteriyor. Hamit Altıntop’u ise şu anda sakat olduğu için almadığını tahmin ediyorum. Burak 150 tane gol atmış, hala Semih niye yok deniyor! Mehmet Topal’ın füzesini hem İspanya, hem İngiltere günlerdir konuşuyor, Mehmet Topal’ın kadroya alınmasının neresi sürpriz? Asıl sürpriz, Mehmet Topal’ın senelerdir Milli Takım’a alınmaması değil miydi? Real Madrid’te forma giyen Nuri Şahin’i almayacaktı da, Hakan Şükür’ü mü alacaktı? Milli Takımımız’ın en önemli hastalığı ‘takım’ olamaması... Abdullah Avcı’nın tercihleri ‘bireysel yıldız’ yerine ‘takım ruhu’na koşan isimlerden oluşuyor. Abdullah Avcı, torpille değil, bileğinin hakkıyla, adeta bağırta bağırta Milli Takım Teknik Direktörü oldu. Daha ilk maçına çıkan Avcı’yı eleştiri bombardımanına tutanlar şuna hazırlıklı olsun... Bağıra bağıra, “Abdullah Avcı doğru yapmış” yazacaksınız!

3

Haberin Devamı
YORUM YAZ