Bir yıldız doğuyor: Cengiz Ünder
Altınordu'nun 18 yaşındaki oyuncusu Cengiz Ünder'in her geçen gün yıldızı parlıyor. Genç futbolcu, stili ve tekniğiyle izleyenlere, “Bu çocuk telefon kulübesinde bile adam çalımlar” dedirtiyor. Ancak bu övgüler Cengiz'in yere sağlam basmasına engel değil: Erken parlayıp kaybolan yıldızlardan olmayacağım. Hedefim 3 büyükler ve Avrupa. Tabii ilk olarak Altınordu'yla Süper Lig'e çıkmalıyım.
Cengiz Ünder... Türk futbolunun geleceğine damga vurması beklenen Altınordu projesinin altın çocuğu olarak gösteriliyor.
İzmir ekibi, şu ana kadar Gökhan Karadeniz’i Trabzonspor’a, Halil İbrahim ve Gökhan Yılmaz’ı Antalya’ya verdi, Çağlar Söyüncü’yü milli takıma gönderdi. Sıra Cengiz’de mi demeyin! 1997 doğumlu kanat oyuncusunun gözü daha yükseklerde, önce 3 büyüklerde, sonra da Avrupa kulüplerinde. Saha içerisinde 18 değil, 28 gibi olgun görünen, soğukkanlılığı ve kendine has yetenekleriyle şimdiden herkese, “Bu çocuk olur” dedirten genç yıldız adayı, bu yüzden, “Hedefi baştan yüksek koymak lazım” diyor... Milli ara öncesi takımının Denizlispor’u yendiği maçta attığı gol ve sergilediği etkili futbolla alkış alan Cengiz’le İzmir’de bir araya geldik, hikayesi ve hedeflerini dinledik...
‘İyi ki annem kaldı’
“Futbola Balıkesir’de başladım. İlkokula giderken Balıkesir’den Bucaspor’a geldim. Babam ve annem yalnız kalmamı istemedi. Başkanımız da aileme bir imkan sundu, İzmir’de ev tuttu. Bu benim için çok değerli bir şeydi. Çünkü yalnız kalmak zordu o yaşta. Bu sayede annem yanımda kaldı. Kendimi yalnız hissetmedim. Ailem için futbol oynuyorum. Çünkü 5. sınıfa geldiğimde İzmir’e gitmek zorunda kaldım, futbol için. Babam Balıkesir’de çalışıyordu ve hafta sonları beni görmek için İzmir’e gelebiliyordu sadece. Babamın ve annemin bana verdikleri emekleri unutamam kesinlikle. Ayrı gibiydik hep. Babam Balıkesir’de, annem yanımda. Yavaş yavaş zaman geçtikçe bu durum düzeldi. Her şey onlar için. İnşallah benim için harcadıkları emeklerin karşılığını verebilirim. Onlara layık bir futbolcu olmak istiyorum.”
‘Şimdiden oldum demem’
“Erken yaşta çıkan ve çabuk kaybolan oyuncuların farkındayım. Daha şimdiden oldum diyemem. Yolun çok başındayım. Çok çalışıp iyi yerlerde oynamak istiyorum. Bunu başarmak için de çok çalışmak, hedeflerimi hep yüksek tutmak gerek.”
‘Başkanımız değişik biri’
“Başkanımız çok değişik biri. Gençlere çok önem veriyor. Sürekli konuşuyor bizimle. Keşke Türkiye’deki diğer takımlarda da onun zihniyetindeki başkanlar görev alsa. Eminim ki çok farklı olurdu her şey. Bence Seyit Mehmet Özkan Türk futbolunda çok önemli bir fark yarattı. Altınordu bir sosyal sorumluluk projesi. Biz de bunu taşıyoruz. Benim A Takım’da oynuyor olmam, benden sonra oynayacak oyuncular için de çok önemli. Bunun bilincindeyim ve onlara da örnek olmaya çalışıyorum.”
‘Üç büyükleri istiyorum’
“Bu sene biraz durgun başladım ama toparlıyorum. Goller atmaya başladım. Hedefim burada, takımımda oynayabilmekti, bunu sürdürmeliyim. Sonrasında ise A Milli Takım hedefim var. Ve tabii ki üç büyükler. Avrupa’da oynamak da hayallerimden biri. Bunları gerçekleştirmek istiyorum.”
‘Gökhan Töre’nin hayranıyım’
“Türkiye’den Gökhan Töre’yi çok beğeniyorum. Aynı mevkiideyiz, o da sağ kanat oynuyor. Onu çok örnek alıyorum kendime. Yurt dışından ise Douglas Costa çok iyi gerçekten. Biraz daha kuvvetlensem çok daha iyi olurum. Biraz da kafa toplarını geliştirmem gerekiyor.”
‘Menacer çok önemli’
“Türkiye’de menacer konusu oldukça önemli. Menacerim Ömer Uzun benimle çok yakından ilgileniyor. Sürekli oynamam gerektiğini söylüyor, çalışmam gerektiğini söylüyor. Örnekler gösteriyor. Hemen hemen her maçtan sonra konuşuyoruz. Bana çok faydası oluyor.”
‘Rakipler bir bıraksa!’
“Ben aslında topla oynamayı çok istiyorum, çok seviyorum ama rakipler bırakmıyor. Her yerden baskı geliyor. Ben de takım oyununu daha fazla oynamaya çalışıyorum bu yüzden. Arkadaşlarımı gördüğüm gibi pas vermeye çalışıyorum. Garanti oynamak en iyisi yani.”
‘Saha içinde gamsızım’
“Saha içerisinde çok olgun, soğukkanlı durduğumu söylerler hep. Ancak benim doğal yapım bu. Saha içerisinde gamsız olmak zorunda kalabiliyorsun. Çünkü bir önceki pozisyona takılıp kalırsan daha sonra yakaladığın fırsatları değerlendiremezsin.”
‘Salih bana dedi ki...’
“Geçen sezon Türkiye Kupası’nda Fenerbahçe’yle eşleştiğimizde çok heyecanlanmıştım. Maç günü geldi ve hocam bana ilk kez A Takım’da şans verdi. Bu benim için çok büyük bir şeydi, rakip Fenerbahçe... Açıkça söylemek gerekirse o maç öncesi çok ama çok heyecanlandım. Mücadelenin başlamasına az kalmıştı. Salih Uçan yanıma geldi, soyunma odasına. Bana, ‘Heyecanlanmana gerek yok. Sen çok kaliteli bir oyuncusun. Sahaya çık ve kendi bildiğini yap. Her şey güzel olacak’ dedi. Onun söylediklerinden sonra rahatladım ve maç benim için çok güzel geçti. Sonrasında ise hocamın güvenini kazandım ve sürekli oynamaya başladım.”
Ömer Necati Albayrak