Eskişehir celladı Lawal

Ansızın kaleye yolladığı füzeleri, bitmek tükenmek bilmeyen enerjisi, rakiplere korku veren sertliği ve üst düzey top tekniği... Adana Demirspor formasıyla Türkiye serüvenine başlayan, Mersin İdmanyurdu’nda Süper Lig’le tanışan Raheem Lawal geçen sezonun ortasında geldiği Eskişehir’de artık parlaması muhtemel bir yıldız adayı. Kırmızı-Siyahlı takımda her geçen gün artan performansı, Nijerya’nın da gözünden kaçmadı. Milli Takımına da çağrılmaya başladı. Sezona kötü başlayan Eskişehirspor’un en kısa sürede ayağa kalkacağına inanıyor, “Büyük takımlara transfer olmak istiyor musun?” sorusuna “Ben zaten büyük bir takımdayım” şeklinde cevap verecek kadar da Kırmızı-Siyahlılar’ı çok seviyor. Korkusuz oyun anlayışı ve sert bir mizacıyla ‘Cellat’ yorumları yapılan 1990 doğumlu Lawal, kuşkusuz ki bu arzusuyla devam ederse ilerleyen haftalarda isminden fazlasıyla söz ettirecek. Şimdi bırakalım o kendisinden söz etsin...

‘Afrikalılar’ın kaderi...’

“Her Afrikalı çocuk gibi sokakta başladım futbola. Menacerimin sahip olduğu futbol akademisinde lisansım çıktı. İspanya 3. Lig takımlarından Atletico Baleares’e transfer oldum. Ailem her şartta bana çok destek oldu. Onlara minnettarım. Futbolcu olmasaydım ne yapardım hiç bilmiyorum, bunu hiç düşünmedim çünkü.”

‘Eskişehir’i seçtim çünkü...’

“İspanya’dayken bir gün menacerim aradı ve Adana Demirspor’dan teklif geldiğini söyledi. Ben de kabul ettim. Elbette yurt dışından geldiğim için bir adaptasyon süreci yaşadım ama bu süreci çabuk atlattım. Her gittiğim takım bana bir şey kattı. Eğer boştaysanız birçok takım sizi transfer etmek istiyor. Ben de Mersin’den ayrıldıktan sonra çok teklif alıyordum, ancak hiçbiri Eskişehir kadar büyük takımlar değillerdi, buna Real Betis de dahil.”

‘Bu böyle gitmez’

“Sezon bizim için çok iyi başlamadı. Fakat herkesin bildiği bir söz vardır: Her şey başladığı gibi bitmez. Takımıma, hocama, taraftarıma ve yönetimime çok güveniyorum. Her şeyin altından kalkacak potansiyele sahibiz. Eskişehirspor taraftarı Türkiye’de gördüğüm en ateşli grup. Nerede oynarsak oynayalım hiç üşenmeyip, yorulmadan bizi destekliyorlar. Onlara sonsuz teşekkür ediyorum ve yüzlerini güldüreceğimizi düşünüyorum.”

‘Türkiye’de ırkçılık yok’

“Geçen sezon Türkiye’de bir ara siyahi oyunculara ırkçılık yapıldığı iddiası vardı. Ben böyle bir durumla hiç karşılaşmadım. Türkler gerçekten çok saygılı ve hoşgörülü insanlar. Bundan ötürü onlara teşekkür etmeliyim.”

‘Ertuğrul hoca işini bilir’

“Hocamızın ve taraftarımızın bana olan güven ve desteğiyle daha çok süre alıp takıma daha çok katkıda bulunmak istiyorum. Mersin’de 10 numara pozisyonundaydım. Eskişehir’de biraz daha gerideyim. Hocamız kendini Türk futbolunda kanıtlamış biri. Bana verilen görevi en iyi şekilde yerine getirmekle mükellefim.”

‘Kendimi kaybediyorum’

“Sert bir oyuncuyum. Takımım için savaşırım ve elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışırım. Bunları yaparken de kendimi kaybedip bazen sertleşebiliyorum. Cellat biraz ağır olabilir ama savaşmayı ve mücadele etmeyi seviyorum.”

Arkadaşlarına ev açtı!

Lawal futboldaki yetenekleri kadar da vefalı. Futbolda işleri yoluna koyup para kazanmaya başladıktan sonra arkadaşlarını da unutmamış. Buna ailesiyle birlikte kaldığı eve gittiğimizde şahit olduk. Röportaj için oturduğumuzda her odadan bir Nijeryalı’nın çıktığını söylemek mümkündü. Sonradan öğrendik ki, Lawal, ailesinin yanı sıra arkadaşları için de Eskişehir’de bir ev tutmuş ve onların tüm yaşam masraflarını üstlenmiş.




-Süper Lig ve PTT 1. Lig’i kıyaslarsan ne gibi farklar gördün arada?

“PTT 1. Lig’de çok yetenekli oyuncular var. Bana verilen şans gibi onlara da şans verilmeli. Süper Lig farklı bir vizyon. Herkes iyi, rekabet ortamı fazla.”

-Şampiyon kim olur sence?

“Bu soruya cevap vermek gerçekten çok zor. Her takım puan kazanabiliyor. Sürprizlerle dolu bir lig.“

-3 büyükler Anadolu’nun parlayan yıldızlarını transfer ederler. Senin böyle bir hedefin var mı?

“Zaten şu anda ligin en büyük takımlarından birindeyim. Çok mutluyum, öyle bir düşüncem yok.”

-Kariyer hedefin nedir?

“Milli takımlar düzeyinde bir derece almak ve Eskişehirspor’la Avrupa’da başarılar yaşamak.”

-Son zamanlarda ismin farklı takımlarla anılıyor. Açıklık getirir misin bu duruma?

“Bundan rahatsızım. Çıkan asılsız haberler yüzünden taraftarımızın ve insanların beni yanlış tanımasına üzüldüm. Hayatıma ve futbola burada devam ediyorum.”

-Kendini kurtaracak kadar para kazandın mı?

“Her şey için Allah’a şükürler olsun demek istiyorum. (Gülüyor)

-Milli takımda nasıl gidiyor işler?

“Tekrar çağrıldığım için tabii ki çok mutluyum. Gruplardan çıkmak hedefimiz.”

-Türkiye’deki diğer Nijeryalılar’la aran nasıl? Emenike’yle görüşüyor musun?

“Hepimiz ülkemizden uzaktayız. Maçlardan zaman buldukça konuşup gorüşüyoruz milli takım arkadaşlarım Emenike ve Oboabona ile.”

-Oğlun Bryan çok tatlı bir çocuk. İleride iyi bir futbolcu olacak mı?

“Teşekkür ederim. Şu anda bile bana özenip evde her gün topla oynuyor. Fakat bilemem ileride hangi mesleği seçeceğini. Ne olursa olsun her zaman oğlumun arkadasındayım.”

-Uluslararası düzeyde kaliteli oyuncular olmasına rağmen milli takımdaki durumumuz pek iyi değil. Sence neden bu?

“Her ülkenin iniş ve çıkışları olabilir. Yeni jenerasyon döneminde bunlar normal. Türkiye’de çok yetenekli oyuncular var.”



Hayatındaki dönüm noktası

“Tam Real Betis’e imza atmak üzereyken Eskişehirspor gibi büyük bir takımdan transfer teklifi geldi, düşünmedim bile.”

En sevdiğin yemek?

-Pilav ve et.

En zorlandığın oyuncu?

Melo. Çok agresif ve o kadar güçlü.

En beğendiğin futbolcu?

Sneijder.

İdolün?

Patrick Viera ve Modric.

En beğendiğin kaleci?

Muslera ve Boffin. İkisi de Süper Lig’in üstünde kaleciler.

En gaddar?

Gosso. İnanılmaz sert ve agresif. Futbolun gerektirdiği tüm sertlik ve mücadeleyi sahaya yansıtıyor. Kendisini çok beğeniyorum.

Haber: Ömer Necati Albayrak / Fotoğraflar: Ceylan Çetin